Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/2795 Esas 2017/16851 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2795
Karar No: 2017/16851
Karar Tarihi: 30.11.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/2795 Esas 2017/16851 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/2795 E.  ,  2017/16851 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve asli müdahil tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı ve asli müdahil; muris tarafından davalı torununa taşınmazların muvazaalı olarak devredildiğini, murisin amacının kız çocuklarına mal bırakmamak olduğunu, murisin işlem yaptığı sırada yaşı nedeniyle tasarruf ehliyetine sahip olmadığını, murisin tasarruf nisabını aşarak saklı payını zedelediğini belirterek, muris tarafından davalıya tapuda devredilen taşınmazların tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile tesciline, mümkün olmaması halinde saklı payı aşan kısmın tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
    Davalı; murisin bakımıyla ilgilendiğini, murisin tasarruf ehliyetine haiz olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece; davacının ve asli müdahilin vasiyetnamenin iptali davasının reddine, davacının ve asli müdahilin davasının tenkis yönünden kabulü ile saklı paylarına yönelik tecavüzün tenkisine, tenkis nedeniyle davacı ... yönünden 2.283,67 TL, asli müdahil ... yönünden 2.283,67 TL"nin 27/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ve asli müdahile verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve asli müdahil tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dava, muris muvazaasına dayalı tapu iptal- tescil ve tenkis istemine ilişkindir.
    Davaya konu taşınmazların, muris tarafından davalıya 28.10.2011 tarihinde bağış olarak tapuda devredildiği anlaşılmaktadır. Davacı ve asli müdahil, bu devrin muvazaalı olduğunu ve saklı paylarına tecevüz ettiği iddiasıyla tapu iptal tescil ve tenkis talebinde bulunmuşlardır. Mahkemece kurulan hüküm fıkrasında ise "Davacının ve Asli Müdahilin vasiyetnamenin iptali davasının reddine," şeklinde hüküm kurulmuş, gerekçede ise "... her ne kadar kısa kararda vasiyetnamenin iptali davasının reddine şeklinde karar verilse de; bu hususun sehven yazıldığı davacının ve asli müdahilin tapu iptal davasının reddine şeklinde olması gerektiği gerekçeli kararda düzeltilmiş olup oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklinde açıklamada bulunulmuştur.
    O halde; mahkemece de kabul edildiği üzere ortada iptali talep edilen bir vasiyetname bulunmadığına göre davacı ve asli müdahilin talebi doğrultusunda inceleme yapılıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.