Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13842
Karar No: 2016/3943
Karar Tarihi: 29.3.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/13842 Esas 2016/3943 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/13842 E.  ,  2016/3943 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :......Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ..."in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı 2 taşınmazdan birini 28.10.2011 diğerini 3.11.2011 tarihinde işvereni davalı ..."ye sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu savunma yapmamıştır.
Davalı ... vekili, borçlunun müvekkilinin ortağı olduğu şirkette 2.3.2007-20.10.2011 tarihleri arasında mağaza müdürü olarak çalıştığını, çalıştığı dönemde 2011 yılı Ekim ayında yaptıkları denetimde borçlunun zimmetine 12.318,35 gr altın geçirdiğini tespit ettiklerini, zararlarının 1.170.210,00 TL olduğunu, bu zarara karşılık dava konusu iki taşınmaz ile borçlunun annesine ait bir taşınmazın müvekkiline devredildiğini, borçlunun müvekkilinin ortağı olduğu şirkete daha 649 011 TL borcu bulunduğunu, bu konudaki ceza davasının derdest olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davalı borçlu hakkında davalı ..."in ortağı olduğu şirketin çalışanı olarak hizmet nedeni ile görevi kötüye kullanmak suçundan açılan ceza davasının derdest olduğu, davalı ..."in ortağı olduğu şirketteki altınların noksanlığından dolayı borçlu hakkında şikayette bulunduğu, davalı borçlunun dava konusu taşınmazları davalı ..."e olan borcunu ödemek amacıyla devrettiği, devir bedelinin rayiçten düşük gösterilmesinin muvazaa teşkil etmediği, alacağı teminen devir yapıldığı dava konusu tasarrufların davacıya zarar uğratma amacı ile yapılmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın yazılı gerekçeyle reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda takip konusu borcun 9.3.2011 tanzim tarihli bono ile doğduğu,borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği, 15.1.2013 tarihli haciz tutanağının İİK"nun 105.maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, iptali istenen tasarrufların borçtan sonra yapıldığı, davanın süresi içinde açıldığı anlaşıldığından dava önkoşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Yine dosya kapsamından davalı borçlunun 3.kişi ..."nin ortağı olduğu şirketin 2.3.2007-20.10.2011 tarihleri arasında çalışanı olduğu, davalı 3.kişi ve ortaklarının eldeki davadan sonra 14.3.2013 tarihli şikayetleri doğrultusunda davalı borçlu hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan 10.5.2013 tarihinde dava açıldığı yargılamanın devam ettiği, dava konusu taşınmazlarında borca mahsuben (borçlunun zimmetine geçirdiği altınlara karşılık) davalı 3.kişiye devredildiği anlaşılmaktadır. Borca mahsuben yapılan taşınmaz devri İİK"nun 279/I-2.madde gereğince mutad ödememe olmaması nedeniyle iptale tabi ise de somut olayda İİK"nun 279/1 maddesinde öngörülen 1 yıllık süre geçmiş olduğundan anılan maddenin uygulanma olanağı bulunmamakla birlikte dava konusu 11 nolu parsel yönünden taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunması nedeniyle İİK"nun 278/III-2, davalı 3.kişinin borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olması nedeniyle İİK"nun 280/1 maddesi, yine dava konusu 17 nolu bağımsız bölüme ilişkin tasarrufun da İİK"nun 280/1 maddesi gereğince iptale tabi olması nedeniyle eldeki davanın kabulüne dava konusu tasarrufların davacının takip konusu alacak ve fer"ileriyle iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 29.3.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi