Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/12741
Karar No: 2016/3942
Karar Tarihi: 29.3.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/12741 Esas 2016/3942 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/12741 E.  ,  2016/3942 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı borçlu ..."ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı 3 adet taşınmazı 14.11.2005 tarihinde kardeşinin kayınpederi davalı ..."a, ... "ın da borçludan aldığı taşınmazlardan birini 16.10.2007 tarihinde borçlunun kardeşi davalı ... ..."a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline verilmesini talep etmiştir.
    Davalı borçlu ...,dava konusu taşınmazları bedelle davalı ..."a sattığını, satış bedelinin kısmen elden kısmen de banka ile ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalılar ... ve ... ... vekili, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığını, daha önce farklı bir alacaklı tarafından aynı konuda açılan davanın reddedilerek kesinleştiğini,anılan dosyanın kesin hüküm ve güçlü delil olduğunu, aciz belgesi sunulmadığını, davanın süresinde açılmadığını, taşınmazların 125.000 TL rayiç bedelle alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, aynı taşınmaz ve tasarrufla ilgili olarak açılan davanın reddedildiği, anılan ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/105 Esas 2007/319 sayılı ilamının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, dava konusu taşınmazların bedelinin ödendiği, davalılar arasında danışıklı bir işlem yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı
    ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
    İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
    Somut olayda, mahkemece davanın yazılı gerekçeyle reddine verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Güçlü delil mahiyetinde olduğu bildirilen dosya ile eldeki dosya yönünden takip konusu alacak, dayanılan deliller farklı olduğundan her dosyanın kendi içinde değerlendirilip dayanılan delillerin her dosya yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi gereklidir.Eldeki dava yönünden borç 20.6.2005 tanzim 1.2.2007, 30.11.2007, 30.7.2008 vadeli toplam 100.000 Dolar meblağlı üç adet bonoya dayalı olup borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği iptali istenen tasarrufların borçtan sonra yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davalılar ... ve ... tarafından takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığı iddia edildiğinden öncelikle davacının alacağının gerçek bir alacak olup olmadığı yönünden davacı ve davalılara bu konudaki delilleri sorularak bildirecekleri delillerin toplanması ve değerlendirilmesi alacağın gerçek bir alacak olmadığı belirlendiği takdirde davanın önkoşul yokluğundan reddine; aksi halde alacağın gerçek bir alacak olduğu belirlendiği takdirde borçlunun annesinden miras yoluyla intikal eden 13 taşınmaz hissesi bulunduğundan bu hisselerle ilgili keşif yapılarak borcu karşılayıp karşılamadığının belirlenmesi veya davacıya kati aciz belgesi sunması için süre verilmesi, borçlunun aciz halinin varlığı halinde davalı ... ve ... ..."ın borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufların davacının alacak ve fer"ileriyle sınırlı olarak İİK"nun 280/1 madde gereğince iptaline, aksi halde borçlunun aciz halinde olmaması halinde davanın önkoşul yokluğundan reddine verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29.3.2016 gününde oybirliğiyle verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi