3. Hukuk Dairesi 2016/9858 E. , 2017/16826 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde; kendisine ait ... ili ... ilçesi ... Köyünde bulunan 157 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan çeşitli ağaçların davalı ... "a ait elektrik direklerinden 09.07.2014 tarihinde çıkan yangın sonucunda yanarak zarar gördüğünü, söz konusu zararın ...C.Başsavcılığının 2014/3319 soruşturma dosyasından da anlaşılacağı üzere davalının kusuru nedeniyle ortaya çıktığını, olayın davalının sorumluluğunda olan elektrik iletim hatları nedeniyle gerçekleştiğini, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/38 Değ. İş dosyasında delil tespiti yapıldığını, yapılan delil tespiti neticesinde 10.980 TL zarar tespit edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.980 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, cevap dilekçesinde; davanın öncelikle husumet nedeniyle reddi gerektiğini, meydana gelen olayın usulüne uygun olarak yapılan ihale neticesinde arıza onarım ve bakım hizmetlerini yürüten ... Tem. Gıda Elektronik Mak. Teknik Servis Hiz. San. Ve Tic. Ltd Şti sorumluluk alanında gerçekleştiğini; bu nedenle husumetin bu şirkete yöneltilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da; davacı tarafından ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/38 Değ. İş. dosyasında elektrik bilirkişisinin raporunun herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın düzenlendiğini, şirketin kusurlu olup olmadığına ilişkin değerlendirme yerine olay yeri tespitinin yapılmış olduğunu, bu nedenle hükme esas alınmaya elverişli olmadığını, ayrıca olayda şirketin herhangi bir ihmalinin bulunmadığını, her ne kadar yangının ENH" dan kaynaklandığına ilişkin tespit yapılmış olsa bile, davaya konu olan yangının başka sebeplerle çıkmış olma ihtimalinin de bulunduğunu, şirketin kusuru bulunmamasına rağmen; kusur atfedilmeye çalışıldığını, davaya konu olayın 09/07/2014 tarihinde gerçekleşmesine rağmen tespitin 12/12/2014 tarihinde yapıldığını, olayın üzerinden 5 ay geçmesinden sonra olayın sebep ve zararının gerçek miktarının belirlenmesi amacıyla yapılan tespitin sağlıklı olmadığının da açıkça ortada olduğunu, şirketin kusurlu olduğu iddia edilse dahi 818 sayılı Borçlar Kanununun 43/1 maddesi gereği hesaplanan zarardan gerekli indirimin yapılması gerektiğini, şirketin maddi hasar ... Sigortası yaptırdığını, sigorta kapsamında olması ve bir sorumluluk halinde sigortaya rücu edilebilmesi için davanın ... Sigorta A.Ş. ye ihbar edilmesini savunarak davanın reddini istemiştir. İhbar olunan ...Sigorta A.Ş. cevap dilekçesinde; ihbarı kabul anlamına gelmemek kaydıyla şirketin sigortalısı ....’nin davacı tarafın hasarı nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, sigortalısının sözleşme ile ... Tem. Gıda Elek.Mak. Teknik Servis Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti. "ye işi ihale yolu ile devretmiş olduğundan sorumluluğunun bulunmadığını, tüm sorumluluğun işi tamamen devralan bu şirkete ait olduğunu, sigortalısının kusurunun ve zararın usulen tespit edilmesi gerektiğini, davacının istediği meblağın yüksek olduğunu, şirketin ihbar tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, şirketin ihbar edilen olduğunu, taraf olmadığından haklarında doğrudan hüküm kurulmamasına karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, yangının ... Cumhuriyet Başsavcılığınca aldırılan Elektrik Mühendisi’nin 28.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda "tespit edilen hususlar, değerlendirme ve atıfta bulunulan mevzuat hükümleri hep birlikte değerlendirildiğinde, soruşturma konusu yangının çıkış sebebi ile ilgili kusur durumu hakkında; yönetmeliğe aykırı olarak kavak ağacının yangına sebep olacak kadar Enerji Nakil Hattının yakınında bulunduğu, bu durumdan ENH’ nin arıza ve bakımından sorumlu olan personelin asli kusurlu olduğu, bahçelerde bulunan ve yangının çevreye yayılmasına sebep olan kuru otları temizlemeyen bahçe sahiplerinin de tali kusurlu olduğunun ifade edildiği", yine dosya kapsamında yer alan 07.10.2015 havale tarihli Hukukçu Bilirkişi raporunda "davalı şirketin taşınmaz üzerinden geçen nakil hatlarının taşınmaz üzerinde yer alan ağaçlara temasını önlemediğini, ancak olayın meydana geldiği yer ve tarih itibari ile sıcak hava şartlarının sehimi artırdığı ve rüzgarın etkisi ile yangının yayıldığı gözetildiğinde tazminattan uygun bir indirim yapılmasının uygun olacağının belirtildiği", aldırılan ziraat bilirkişi raporunda her ne kadar zarar miktarının 10.980 TL olduğu tespit edilmiş ise de, hukukçu bilirkişi raporu doğrultusunda %25 indirim yapılması gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 8.235 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm; süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun “İspat Yükü” başlıklı 6.maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” ifadesine yer verilmiştir. Somut olayda, ispat külfeti davacıdadır.Davacı, davalı kuruma ait elektrik tellerinden 09.07.2014 tarihinde çıkan yangın sonucunda ağaçlarının zarar gördüğünü, 12.12.2014 tarihinde delil tespiti yaptırdığını, tespit raporuna göre zararının 10.980 TL olduğunu ileri sürerek, bu paranın tahsilini istemiş; mahkemece, bilirkişi raporları esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysaki davacı, dava dilekçesinde belirttiği şekilde yangının elektrik tellerinden çıktığını ve çıkan bu kıvılcımlar sonucu zararın oluştuğunu ispat etmek durumundadır. Dosya kapsamından ve toplanan delillerden, yangının 09.07.2014 tarihinde çıkmış olmasına rağmen delil tespitinin 12.12.2014 tarihinde yapıldığı ve davalının gıyabında yapılan bu tespit sonucunda alınan elektrik bilirkişi raporunda yangının çıkış şekline dair somut bir saptama olmadığı gibi, Jandarma tarafından tutulan 31.07.2014 tarihli tutanakta bu yönde herhangi bir açıklamada bulunmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan elektrik bilirkişisi raporu ise tamamen bu olgular göz ardı edilerek varsayımlara dayalı olarak hazırlanmış olup, bu rapora itibar edilemez. Diğer taraftan Fen bilirkişi raporuna göre enerji nakil hattının dava konusu taşınmaza uzaklığının 128 metre olduğu sabittir. Hal böyle olunca ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.