Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/8213
Karar No: 2016/9636
Karar Tarihi: 09.06.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/8213 Esas 2016/9636 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/8213 E.  ,  2016/9636 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, geri alım istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) 15.08.2002 tarihinden itibaren 5434 sayılı ...Kanunu hükümleri gereğince emekli aylığı almakta olan davacının 23.03.2004 gününde Kalem … Ltd. Şti. ortaklığının başladığı, 23.07.2004 – 30.07.2004 ve 01.02.2007 - 31.07.2012 dönemlerinde 506 sayılı Kanun/5510 sayılı Kanunun 4/1-(a) maddesi kapsamında sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalıştığı, 17.08.2007 tarihinde … A.Ş. yönetim kurulu üyesi seçildiği, 2011 yılının Mart ayında değerlendirme yapan davalı Kurumca, 23.03.2004 günü itibarıyla davacı hakkında sosyal güvenlik destek primi tescil işlemi tesis edilerek prim borcu tahakkuk ettirildiği, davacının 28.06.2011 tarihinde 6111 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılandırma çerçevesinde kısmi ödeme yaptığı anlaşılmakta olup 24.07.2012 günü açılan işbu davada, yersiz tahsil edildiği ileri sürülen sosyal güvenlik destek primlerinin geri alınması istenmektedir.
    Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 3/II-(C) maddesinde, kanunla kurulu sosyal güvenlik kurumlarından emekli aylığı almakta iken bu Kanuna tabi sigortalı bir işte çalışanların prime esas kazançları üzerinden sosyal güvenlik destek primi kesileceği belirtilmiş, 1479 sayılı Kanunun Ek 20/3. maddesinde, diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık aylığı bağlananlardan, 24. maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen kapsamda çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladıkları ayı izleyen ay başından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil sosyal güvenlik destek primi ödeyecekleri bildirilmiş, 24/I maddede de limited şirketlerin ortakları ile anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının bu Kanuna göre sigortalı sayılacakları açıklanmıştır.
    Kendisine 5434 sayılı Kanun hükümleri gereğince emekli aylığı bağlanan davacının 23.03.2004 – 22.07.2004, 30.07.2004 - 31.01.2007 dönemlerinde 1479 sayılı Kanunun 24/I maddesi tabi çalışması bulunduğundan değinilen Ek 20. madde gereğince sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerektiği açık olup Kurumun bu yöndeki işlem tesisi yerindedir. Bununla birlikte temel uyuşmazlık, 506 sayılı Kanuna göre hizmet akdine tabi, 1479 sayılı Kanun gereğince de kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın, başka anlatımla iki farklı nitelikte çakışan zorunlu sigortalılığın söz konusu olduğu 23.07.2004 – 30.07.2004, 01.02.2007 – 31.07.2012 dönemlerinde sosyal güvenlik destek primi kesintisi uygulamasının nasıl yapılması gerektiğine ilişkindir.
    5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 4. maddesinin 1. fıkrasında, bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından; hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların (a) bendi, hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi yükümlüsü olanların (b) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı belirtilmiş, 53. maddesinin 1. fıkrasında, sigortalının, 4. maddenin 1. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması durumunda; öncelikle aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı öngörülmüş, anılan fıkra daha sonra 6111 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişikliğe uğramıştır. 01.03.2011 günü yürürlüğe giren bu maddede, sigortalının 4. maddenin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi durumunda ise aynı maddenin 1. fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı açıklanmış, 5510 sayılı Kanuna 6111 sayılı Kanunla eklenen Geçici 33. maddede de Kanunun 53. maddesinin 1. fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişikliklerin, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı belirtilmiştir.
    Sosyal Güvenlik Hukukumuzda, “sosyal sigortalarda çokluk”, bir başka anlatımla bireylere olabildiğince sosyal sigorta hakkı tanıma, “yararlanmada ve yükümlülükte teklik” ilkesi egemen olup buna göre, aynı tarihlerde farklı sosyal güvenlik kuruluşları ve kanunları kapsamında bulunulamaz ve çifte sigortalılık olarak adlandırılan bu statü kanun hükümleriyle engellenmiştir. 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesine ilişkin olarak bu tür çakışan (ikili) sigortalılığa ilişkin uyuşmazlıkların çözümü için, gerçek ve fiili çalışmanın, başka bir anlatımla baskın sigortalılık olgusunun hangi Kurum ve Kanun kapsamında gerçekleştiği belirlenmeli, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin sigortalının hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı ortaya konulmalıdır. Şu durumda 506 sayılı (hizmet akdine dayalı olarak işveren/işverenler tarafında çalıştırılma) ve 1479 sayılı (hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma) Kanunlar kapsamında veya
    5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentleri çerçevesinde birleşen (çakışan) zorunlu sigortalılık olgusuna ilişkin olarak; 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesi dönem yönünden baskın sigortalılığa üstünlük tanınmalı, 01.10.2008 – 01.03.2011 dönemi yönünden 5510 sayılı Kanunun 53. maddesi gereğince ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınmalı, 01.03.2011 tarihinden itibaren ise anılan maddede 6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gözetilerek hizmet akdine dayalı çalışmaya değer verilmelidir.
    Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, değinilen ilkeler kapsamında geçerli sigortalılık belirlenerek buna göre sosyal güvenlik destek primi kesintisi işleminin de anılan sigortalılığın dayanağı olan Kanun ve ilgili maddesi gereğince yapılması, konunun en yerinde çözümü olacağından bu çerçevede mahkemece araştırma ve irdeleme yapılmalı, hizmet akdine tabi olarak çalışılan dönemlerde davacının işvereni tarafından kesintinin gerçekleştirildiği dikkate alınmalı, hesaplama ve gerektiğinde mahsup sonrasında elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi