8. Hukuk Dairesi 2019/6140 E. , 2019/10946 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili; 09.12.2013 tarihli haciz esnasında mülkiyeti müvekkiline ait malların haczedildiğini öne sürerek, istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlu şirket ile üçüncü kişi şirket arasında alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı işlemler yapıldığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, borçlu şirket ile üçüncü kişi şirketin adreslerinin, ortaklarının ve faaliyet alanlarının farklı olduğu, borçlu şirket ile üçüncü kişi şirket arasında herhangi bir illiyet bağı tespit edilemediği, üçüncü kişi tarafından mahcuzlara ilişkin olarak ibraz edilen belgelerin defterlerde kayıtlı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre; dava konusu haczin, borçlu şirketin takip dayanağı işçilik alacaklarına ilişkin ilamda gösterilen adresinde yapıldığı, üçüncü kişi şirketin 1994 yılında haciz adresinden farklı bir iş merkezinde kurulduğu, borçlu şirketin ise 2002 yılında üçüncü kişi ile aynı iş merkezinde, aynı katta fakat farklı bir numarada kurulduğu, üçüncü kişi şirketin, borçlu şirketin %50 hisse sahibi kurucu ortağı olduğu, borçlu şirketin diğer kurucu ortakları ... ve ..."ın halen üçüncü kişi şirketin yönetim kurulunda yer aldıkları, borçlu şirketin bir diğer kurucu ortağı olan ... Lojistik Şirketinde ise üçüncü kişi şirketin, borçlu şirketin ve ... "ın pay sahibi oldukları, borcun doğum tarihinden sonra 10.12.2009 tarihinde borçlu şirketin ortaklık yapısının değiştiği, bu tarihten sonra borçlu şirket ortağı olan ... ve ..."ın SGK kayıtlarına göre üçüncü kişi şirketin işçileri olduğu, bunun yanı sıra her iki şirketin borcun doğum tarihinden sonra 01.07.2009-30.10.2009 tarihleri arasında haciz adresinde birlikte faaliyet gösterdikleri, her ne kadar üçüncü kişi şirketin faaliyet konusu taşımacılık, borçlu şirketin ise inşaat işleri ise de, mahcuz elektronik eşya ve klimaların nitelikleri gereği her iki şirkette de bulunmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, tüm bunların yanı sıra Mahkeme gerekçesinin aksine bilirkişi incelemesinin üçüncü kişinin defterleri üzerinde yapılmadığı, münhasıran üçüncü kişinin dayanağı faturalarla mahcuzların karşılaştırılmasından ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Bu bilgiler ışığında İİK"nin 97/a maddesinde düzenlenen karinenin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı üçüncü kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, bu koşullarda, istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerekir. Bu nedenlerle Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, Yerel Mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK"nin 366. ve 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 04.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.