3. Hukuk Dairesi 2016/5784 E. , 2017/16806 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin geri verilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava dışı oğlu ..."ın davalı ile 25/06/2012 tarihinde nişanlandığını, ancak nişanın davalının kusuru dolayısıyla 14/02/2013 tarihinde bozulduğunu, davalıya nişan hediyesi olarak pırlanta tek taş, 22 ayar 38,53 gr kelepçe, 14 ayar 3,85 gr incili küpe, 14 ayar 36,03 gr ... set, 14 ayar 4,25 gr ... kolye, 14 ayar 6,75 gr ... bileklik, 18 ayar 44,53 gr altınlı 7,14 ct pırlantalı set takıldığını, ancak nişanın bozulmasından sonra hediyelerin davalıdan istenmesine rağmen iade edilmediğini beyan ederek hediyelerin aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaz ise hediyelerin toplam bedeli olan 44.400,00 TL’nin, fazlaya ilişkin sair tüm hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla 13/04/2013 tarihinden itibaren işlemiş yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının oğlu dava dışı ... ile 14/02/2012 tarihinde arkadaşlıklarının başladığını, 25/06/2012 tarihinde nişanlandıklarını, nişanlanmanın ..."ın kusuru nedeniyle sonlandırıldığını, davacının, ayrıldığı nişanlısının babası olduğunu, dava konusu ziynet eşyalarının tamamının davacı tarafından verilmediğini, davacının sadece nişan merasimi sırasında takılan pırlanta setini taktığını, pırlanta tektaş yüzüğün nişanlanmadan önce davacının oğlu tarafından evlenme teklif ettiği sırada hediye edildiğini, ... bilekliğin davacının oğlu tarafından nişanlanmadan önce doğum gününde hediye edildiğini, kelepçenin nişanlanmadan önce ailesinden istenmesi sırasında takıldığını, incili küpenin bayramda ailesine yapılan ziyaret sırasında takıldığını, ... setin nişanlılık döneminden evvel karşılıksız hediye olarak davacının eşi tarafından verildiğini, ... kolyenin bayram ziyareti sırasında hediye olarak takıldığını, pırlanta set davacı tarafından takılmış ise de nişanın davacının oğlunun kusurları nedeniyle sonlandığını ve bu nedenle davacıya hukuken iadesinin mümkün olmadığını belirterek davanın husumet yönünden reddine, davanın esasına girilecek olması halinde esastan reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davacı tarafından, bir adet 22 ayar, 38,53 gr kelepçe, bir adet 18 ayar 44,53 gr-7,14 ct pırlanta set, bir adet 18 ayar 0,93 ct pırlanta tek taş yüzük, bir adet 14 ayar ... marka 36,03 gr altın set, bir adet 14 ayar ... marka 6,74 gr altın bileklik, bir adet 14 ayar ... marka 4,25 gr altın kolye, bir adet 14 ayar 3,85 gr altın incili küpenin davalıya verildiği, anılan bu hediyelerin nişanın sona ermesinden sonra davacıya iade edilmediği ve söz konusu hediyelerin mutad dışı hediyeler olup iadesinin gerektiği anlaşıldığından, davanın kısmen kabulü ile bir adet 22 ayar, 38,53 gr kelepçe, bir adet 18 ayar 44,53 gr-7,14 ct pırlanta set, bir adet 18 ayar 0,93 ct pırlanta tek taş yüzük, bir adet 14 ayar ... marka 36,03 gr altın set, bir adet 14 ayar ... marka 6,74 gr altın bileklik, bir adet 14 ayar ... marka 4,25 gr altın kolye, bir adet 14 ayar 3,85 gr altın incili küpe ziynet eşyalarının aynen olmadığı taktirde 43.875,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, nişan hediyelerinin aynen, bunun mümkün olmaması halinde mislen davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı baba, davalı ile dava dışı oğlu ... arasındaki nişanın, evlenme dışındaki bir sebeple sona ermesi nedeniyle nişanlılık döneminde davalıya verdiği nişan hediyelerinin (ziynetlerin) aynen veya mislen geri verilmesini talep etmektedir.
Davalı, iadesi talep edilen ziynetlerin tamamının davacı tarafından takılmadığını ileri sürmüş, dinlenen davacı tanıkları da bu durumu doğrulamıştır.
O halde mahkemece, dava konusu ziynetlerden davacı kayınpederin taktıkları tespit edilerek bu ziynetler yönünden kabul kararı verilmesi gerekirken davanın tümden kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de; bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297.maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur. İİK"nun 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalı, her bir ziynet eşyasının değeri ayrı ayrı gösterilmelidir.
O halde, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, karar verilen ziynet eşyalarının değerleri ayrı ayrı yazılmayarak infazda tereddüt yaratacak nitelikte HMK"nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.