Esas No: 2018/3
Karar No: 2020/454
Karar Tarihi: 12.11.2020
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Tanıkların ifadeleri arasında çelişki bulunması - Çelişkili beyanlarından hangisine hangi nedenle üstünlük tanındığının denetime olanak sağlayacak şekilde açıklanmaması - Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/3 Esas 2020/454 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2018/3 E. , 2020/454 K.
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 14. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 64-137
Sanık ..."ın müştekiler ... ve ..."a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nın 109/2, 109/3-b, 43/1, 110, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 23.06.2009 tarihli ve 131-257 sayılı hükmün sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 10.12.2013 tarih ve 21729-13035 sayı ile;
"Sanığın her bir mağdura yönelik ayrı ayrı cebir kullanarak gerçekleştirdiği kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eyleminin mağdur sayısınca suç oluşturduğu gözetilmeden zincirleme suç kabul edilerek tek suçtan hüküm kurulması, Uygulamaya göre de;
Eylemini gerçekleştirdiği sırada her iki mağduru da yaralayarak şahsına zarar verdiği anlaşılan sanık hakkında koşulları oluşmadığı hâlde TCK"nın 110. maddesinin uygulanması," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiş,
Bozmaya uyan Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesince 20.05.2014 tarih ve 64-137 sayı ile; sanık ..."ın iki ayrı müştekiye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK"nın 109/2, 109/3-b, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca iki kez 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verilmiş, bu hükümlerin de sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 15.05.2017 tarih, 12067-2606 sayı ve oy çokluğuyla onanmasına karar verilmiş,
Daire Üyesi B. Aköz;
"Mağdur ..."ın kovuşturma beyanı ve tanık ..."ın hükme esas alınan kolluk beyanında sanık ..."un, ..."ı vakıf binasının kalorifer dairesine götürüp darp ettiğine dair herhangi bir anlatımının bulunmaması, diğer mağdur ..."ın da 16.08.2007 tarihli celsedeki ifadesinde ..."un kendisine yönelik alıkoyma eyleminde bulunmadığını, olay yerinde kendisine küfür etmesi nedeniyle kızgınlıkla...hakkında suçlamada bulunduğunu beyan etmesi, ..."un savunmalarında mağdurları alıkoyma eylemlerine katılmadığını, arkadaşı tanık ..."le gezdikleri sırada..."ın ..."i telefonla arayarak sigara almasını istediğini, bunun üzerine sigarayı alarak birlikte çiftlik evine gittiklerini, sigarayı verip geri döndüklerini belirtmesi, ..."un beyanının ..."in ifadeleriyle de doğrulanmış olduğu gözetilerek, sanık ..."un atılı suçlardan beraatine karar verilmesi gerektiği," düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 12.06.2017 tarih ve 282009 sayı ile;
"...Olay tarihinden önce mağdurlar ... ve ..."ın inceleme dışı sanık ..."dan büyükbaş hayvan satın aldıkları ve karşılığında senet verdikleri, senedin süresi dolduğu hâlde mağdurların bahse konu senet miktarını sanık ..."a ödemedikleri, bu nedenle sanıklar ..., ... ve ..."un birlikte hareket ederek Ulu Cami yakınlarında yaya olarak seyreden mağdur ..."ı zorla arabaya bindirerek Erzurum il merkezinde bulunan... Kültür Eğitim ve Yardımlaşma Vakfına götürdükleri, burada yanlarına ..."ın katıldığı, hep birlikte mağduru binanın bodrum katına indirerek burada mağdura vurmaya başladıkları, para meselesini gündeme getirdikleri, ödenmesini istedikleri, ardından buradan mağduru alarak Çat ilçesi yolundaki inceleme dışı sanık... ..."a ait çiftlik evine götürdükleri, burada yine mağduru darp ettikleri, mağduru orada alıkoymaya devam ettikleri, aynı tarihte mağdur ..."ın sanık ..."ın telefonu üzerine aynı vakfa gittiği, orada kendisini sanıklar ... ve ..."nin karşıladığı, mağduru bu inceleme dışı sanıkların kalorifer dairesine indirdikleri, mağdur ..."ı oradan alıp ..."ın bulunduğu çiftik evine götürdükleri, çiftlik evinde bulundukları sırada sanık ..."ın da gelerek sanıklara katıldığı ve mağdurları darp eylemine iştirak ettiği, ardından mağdurları ilk götürdükleri... Kültür Eğitim ve Yardımlaşma Vakfına götürdükleri, mağdurları bırakmaları sonucu mağdurların kendiliklerinden ayrıldıkları kabulüyle hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.
Gerekçeli kararda dosya kapsamında toplanan deliller açıklanmışsa da, Yerel Mahkeme bu bir kısmı lehe, bir kısmı aleyhe olan delillerden hangisine itibar ettiğini, hangisini kabul etmediğini gerekçelerini göstererek açıklamak yerine "Sanık savunmaları, katılan beyanları, savunma ve kamu tanıkları beyanları, müştekilere ait raporlar, tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde" ibaresiyle olaya ilişkin kabulünü ortaya koymuştur.
Sanık atılı suçları işlediğine dair iddiayı tüm aşamalarda reddetmiş, tanık ... ..."le gezdiği sırada sanık..."ın tanık ..."den telefonla aramak suretiyle istediği sigaraları olay yeri olan çiftlik evine götürdüklerinde mağdurları gördüğünü, eyleme iştirakinin olmadığını savunmuştur.
Mağdurlardan ... 02.03.2007 tarihli kolluk anlatımında, sanığın kendisini ...Kültür, Eğitim ve Yardımlaşma Vakfina ait binada kalorifer dairesinde darp ettiğini beyan etmiş, çiftilik evinden hiç bahsetmemiştir. 21.03.2007 tarihinde Cumhuriyet savcısına verdiği ifadede, önceki anlatımına ilaveten bu kez çiftilik evine götürülüp orada zorla tutularak darp edildiklerinden de bahsettiği, 22.06.2007 tarihli mahkeme huzurunda verdiği ifadede ise, olayların seyri hakkında Cumhuriyet savcısına verdiği ifadeye benzer bir anlatımda bulunduğu, ancak eylemi gerçekleştirenler arasında sanığın da olduğundan hiç bahsetmediği anlaşılmıştır.
Diğer mağdur ..."ın 01.03.2007 tarihli Cumhuriyet savcısına verdiği ifadede, 26.02.2007 tarihli, ..., ..., ... ve ... isimli kişiler ve bunlarında yanında bulunan tanımadığı iki kişi tarafından zorla kaçırılıp Çat yolu üzerinde bir çiftlik evine götürüldüğünü, orada bu şahısların kendisini darp ettiklerini, sanık ..."ın da aynı yerde kendisine eziyet ettiğini, mağdur ..."a da orada eziyet ettiklerini beyan ettiği, 02.03.2007 tarihli kolluk anlatımının da benzer mahiyette ve daha ayrıntılı olduğu, bu anlatımında akşamları çiftlik evine gelerek kendisini darp ettiğini beyan ettiği, 22.06.2007 tarihli duruşmada da benzer anlatımlarda bulunduğu, ancak, 14.08.2007 tarihli dilekçesiyle şikâyetinden vazgeçtiğini bildirerek sadece sanık ..."a yönelik iddiasını da değiştirdiği, buna göre sanığın kendisini çiftlik evinde gördüğünde "Ulan şerefsiz. Milletin malını yiyeceğine s...mi ye" dediğini, başka da bir şey yapmadığını ifade ettiği anlaşılmıştır.
Olayın kısmen de olsa doğrudan tek tanığı olan ... ..., sanık ..."la çocukluk arkadaşı olduğunu, olay günü Lalapaşa Caddesinde sanıkla birlikte gezerken dükkân komşusu olan sanık... ..."ın kendisini telefonla arayıp değişik markalardaki sigaraları çiftlik evine getirmesini istediğini, ona arabasının olmadığını söyleyince sanığın "Birlikte götürürüz." dediğini, beş paket sigarayı olay yeri olan çiftlik evine götürdüklerini, orada mağdur ..."ı gördüğünü, dövülmüş bir hâli olmadığını, bir de başını ellerinin arasına almış vaziyette oturan tanımadığı bir kişiyi gördüğünü, bu kişinin ..."la fısıltılı bir şekilde konuştuğunu, sanık ..."ın bu şahsı görünce "Bu senin kaçıncı işin? Muhammet ümmetinden ne istiyorsun?" dediğini, bu kişinin cevap vermediğini, dövülmüş olup olmadığını görmediğini, bu kişinin sanık ..."ı tanımadığını, sanık ..."ın, ismini söyleyerek kendisini bu kişiye tanıttığını beyan ettiği görülmüştür.
Tanık ... mağdur ..."ın ağabeyi olduğunu, olayı görmediğini, ancak ..."la görüştüğünde onun sanık ... kendisine yardım etmediği için ismini olaya karıştırdığını gördüğünü beyan ettiği anlaşılmıştır.
Diğer sanıkların savunmalarında sanık ..."un isminin hiç geçmediği anlaşılmıştır.
Sanık ..."ın savunmaları, tanıklar ... ... ve ..."ın anlatımları, diğer sanık savunmalarında, olayların seyri sırasında sanık ..."ın da yanlarında bulunduğuna dair bir anlatımlarının bulunmaması ve mağdurların anlatımlarının sanık ..."la ilgili yönlerden çelişkili olmasına göre; sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair mahkûmiyetine yetecek derecede delil bulunmadığı, bu nedenle atılı suçları işlediğinin sabit olmadığı düşünüldüğünden, sanığın atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından beraati gerektiği" görüşüyle itiraz kanun yoluna müracaat etmiştir.
CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesince 27.11.2017 tarih, 3296-5931 sayı ve oy çokluğu ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanıklar ... ve ... hakkında müştekiler ... ve ..."a yönelik iki kez kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, inceleme dışı sanıklar ... ve ... hakkında müşteki ..."a yönelik bir kez kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle, inceleme dışı sanık... ... hakkında müştekiler ... ve ..."a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar ise itiraz mercisince itirazın reddine karar verilmek suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında müştekiler ... ve ..."a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
26.02.2007 tarihinde saat 14.15"te kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; saat 11.15-11.20 arasında 155 polis imdat hattını arayan iki ayrı kişinin "Ulu Camii karşısında yaşlı bir amcanın 25 FS xxx plakalı gri renkli bir araca zorla bindirilerek Erzurum kalesine doğru kaçırıldığı," şeklinde ihbarda bulundukları,
26.02.2007 tarihinde saat 15.00"da kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; 25 FS xxx plakalı araç, aracın sürücüsü inceleme dışı sanık... ve araçta bulunan inceleme dışı sanık ..."in konunun araştırılması için emniyet amirliğine götürüldükleri,
01.03.2007 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanakta; Cumhuriyet savcılığındaki ifadesinde müşteki ... zorla alıkonulduğunu, eziyete maruz kaldığını, bu zaman diliminde aynı binada müşteki ..."ın da bulunduğunu, ona da eziyet edildiğini ve hâlâ orada tutulduğunu, söz konusu binayı gösterebileceğini söylediği, müşteki eşliğinde "Ali Paşa Mahallesi, Gazino Sokak, Hocagil Apartmanı, No:23," adresine gidildiği,
02.03.2007 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; "Ali Paşa Mahallesi, Gazino Sokak, Hocagil Apartmanı, No:23" adresinde yapılan aramada söz konusu yerin depo olarak kullanıldığı, kalorifer tesisatının bulunmadığı, suç unsuruna rastlanmadığı,
02.03.2007 tarihli emniyet müdürlüğünce düzenlenen tutanağa göre; yapılan araştırmada olayın geçtiği iddia edilen yerin "Köse Ömer Ağa Mahallesi, Cami Sokak, Şevkat Apartmanı, No:21" olduğunun anlaşıldığının belirtildiği,
02.03.2007 tarihinde saat 03.15"te kolluk görevlilerince düzenlenen tutanakta; tanıklar ve inceleme dışı sanık ... eşliğinde yapılan aramada müşteki ..."ın arama yapılan adreste olmadığı,
02.03.2007 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; usulüne uygun olarak verilen arama ve el koyma kararıyla; müşteki ..."ın ifadesinde kendisinin zorla Erzurum ili Çat ilçesi yolu Dutçu köyünden 4-5 km ileride, solda ve 100-150 metre içeride tutulduğunu belirttiği ve etrafında kavak ağaçları bulunan çiftlik evine gidildiği, sol tarafta içinde bir soba ve koltuk bulunan bir oda olduğu, bu odadan ahıra geçiş için bir kapı bulunduğu, kapının üzerinde su borusunun görüldüğü, odanın içinde üzerinde kan izleri bulunan bir bez parçasına rastlandığı, evin girişinin sağında yer alan odada ise yerde ve duvarda kan izlerine rastlanıldığı,
02.03.2007 tarihli olay yeri inceleme raporuna göre; olay yerinden 10 adet sigara izmariti, bir adet kırmızı lekeli bez, eşik ve zeminde bulunan kan izleri, ağaç kapı üzerine monte edilmiş bulunan 222 cm uzunluğundaki demir boru ve bunun her iki ucundan sarkan ince beyaz renkli naylon iplerin incelemeye alındığı,
02.03.2007 tarihinde düzenlenen teşhis tutanağına göre; zorla alıkonulup eziyete maruz kaldığını belirten müşteki ..."ın beyanı üzerine, sanık ..."ın 02.03.2007 tarihinde yakalandığı, teşhis odasına alınarak müşteki ..."a teşhis ettirildiği, müşteki ..."ın kendisine üç gün boyunca çiftlik evinde eziyet eden, cinsel organını ağzına sokan sanık ..."ı aynı zamanda kardeşi ..."ın sağdıcı olması nedeniyle de tanıdığını ifade ettiği,
Erzurum 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 03.03.2007 tarihli değişik iş kararına göre; Çat yolunda bulunan çiftlik evinde yapılan arama esnasında elde edilen deliller üzerindeki el koyma işleminin CMK"nın 127 ve devamı maddeleri uyarınca onaylanmasına, sanık ..., inceleme dışı sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve... ..."dan CMK"nın 75, 76 ve devamı maddeleri uyarınca kan numunesi alınmasına, alınan kan örnekleri ve elde edilen materyaller üzerinde genetik moleküler inceleme yapılmasına CMK"nın 78. maddesi uyarınca izin verilmesine karar verildiği,
03.03.2007 tarihli olay yeri inceleme ekipler amirliği raporuna göre; müşteki ... ile sanık ..., inceleme dışı sanıklar ..., ..., ... ve ..."a ait kan numunelerinin alındığı,
13.04.2007 tarihli ekspertiz raporuna göre; olay yeri girişe göre sağdaki ilk odanın duvar alt eşiğinden, zemininden ve olay yerinden alınan bez parçası üzerindeki lekelerin kan örneği olduğu ve müşteki ..."dan alındığı belirtilen kan örneğiyle genotipik olarak uyumlu bulunduğunun belirtildiği, olay yerinden alındığı belirtilen sigara izmaritindeki tükürük örneğinin sanık ..."dan alındığı belirtilen kan örneğiyle, 5 adet sigara izmariti üzerindeki tükürük örneklerinin inceleme dışı sanık ..."tan alınan kan örneğiyle, bir sigara izmaritine bulaşmış tükürük örneğinin inceleme dışı sanık ..."tan alınan kan örneğiyle genotipik olarak uyumlu bulundukları, diğer 3 adet izmarit üzerindeki örneklerin müşteki ..., sanık ... ve inceleme dışı sanıklar, Absulselam ve ..."ye ait olmadığı, erkek genotipik özellik gösterdikleri,
Erzurum Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 01.03.2007 tarihli rapora göre; müşteki ... ile yapılan görüşmede; üç gün önce kaçırıldığını, eziyete maruz bırakıldığını, vücudunun her yerinin ağrıdığını, yapılan muayenede; müştekinin vücudunun birçok yerinde ekimoz, ödem, nedbe ve yaraların olduğu,
Atatürk Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalının 11.07.2007, Atatürk Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalının 31.10.2007, Atatürk Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalının 05.11.2007 tarihli raporlarına göre; müşteki ..."ın yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu,
Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 27.08.2008 tarihli raporuna göre; müşteki ..."ın 26.02.2007-01.03.2007 tarihleri arasında mağduru bulunduğu özgürlüğü kısıtlama, cinsel taciz, eziyet ve yağma olayı nedeniyle müştekide ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede travma sonrası stres bozukluğu tespit edildiği ve ruh sağlığının bozulduğunun oy birliğiyle mütalaa edildiği,
Atatürk Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 28.06.2007 tarihli rapora göre; Erzurum Numune Hastanesinin 02.03.2007 tarihli raporunda müşteki ..."ın sağ omuz lateralinde 5x5 cm uzunluğunda takriben 5 günlük, sağ skapula üzerinde 3x4 cm ve sol skapula üzerinde muhtemelen 3-4 günlük 2x2 cm uzunluğunda ekimozlar olduğunun belirtildiği, ..."ın 27.06.2007 tarihli muayenesinde patolojik bir bulgu tespit edilmediği, yaralanmasının basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek nitelikte olduğu,
Anlaşılmaktadır.
Müşteki ... 01.03.2007 tarihinde Savcılıkta ve 02.03.2007 tarihinde Kollukta; 26.02.2007 tarihinde çifte minare karşısındaki kaleye giden yola vardığında yanında bir aracın durduğunu, araçtan inen daha önceden tanıdığı inceleme dışı sanıklar ..., ... ve tanımadığı iki kişinin saldırıp zorla kendisini araca bindirdiklerini, bir süre sonra saat 10.00 sıralarında bir apartmanın önünde durduklarını, araçtan indirildiğini, bir apartmanın bodrum katına girdiklerini, orada inceleme dışı sanık ..."ın kendisini görür görmez "Ulan o.... çocuğu. Benim paramı neden ödemiyorsunuz?" dediğini, ona alışverişi kendisinin yapmadığını, para ödemeyeceğini söylediğini, bunun üzerine inceleme dışı sanıklar ..., ..., ... ile orada bulunan 5-6 kişinin kendisini darbetmeye başladıklarını, başına torba geçirdiklerini, kendisini bodrum katından çıkardıklarını ve bir araca bindirdiklerini, çiftlik evine gittiklerini, daha sonra ..."nin orada bulunan demir boruyu kapının üzerine monte ettiğini, kendisinin çırılçıplak soyundurulduğunu, boruya bağlandığını, darbedildiğini, daha sonra iplerinin çözülüp indirildiğini, orada bulunan kişilerin "Şimdi...da gelecek." dediklerini, kendisini başka bir odaya oturttuklarını, ..."un akşam saat 18.00-19.00 arasında geldiğini, kendisini dövmeye başladığını, ..."un yanındaki kişilerden sadece birisinin ..."la birlikte kendisini darbettiğini, daha sonra...ve ... denilen kişinin kendisini boş bir odaya götürdüklerini, zorla ağzını açtırıp cinsel organlarını ağzına soktuklarını, odadan çıkarıp tekrar askıya bağladıklarını, gecenin ilerleyen saatlerinde iki kişi dışında herkesin gittiğini, sabah olduğunda müşteki ..."ı getirdiklerini gördüğünü, kendisinin yanında onu da dövdüklerini, ..."la yalnız kaldıkları bir esnada ..."ın daha önce de aynı şahıslar tarafından dövüldüğünü söylediğini, o gece ..."ın da kendisiyle aynı yerde kaldığını, bu eylemleri kendisine karşı 3 gün boyunca ..., .... ve tanımadığı kişilerin gerçekleştirdiklerini, ..."un ise sadece akşamları gelip bir saat kadar kendisine eziyet edip gittiğini, ancak en ağır eziyetleri yapan kişinin...olduğunu, üçüncü günün sonunda kendisinin ve ..."ın kafasına torba geçirildiğini, bir arabaya bindirilip ilk gün kendisini alıkoydukları kazan dairesinin bulunduğu yere götürüldüklerini, bir fırsatını bularak oradan kaçtığını,
Mahkemede; önceki ifadelerinin doğru olduğunu, kimseden hayvan almadığını, kendisinin sadece ...’a hayvanları satması için yardım ettiğini, daha önce anlattığı eylemleri huzurda bulunan ve ifadeleri alınan tüm sanıkların gerçekleştirdiğini, inceleme dışı sanık ...’u hiç görmediğini, inceleme dışı sanık...’dan şikâyetçi olmadığını, kendisini filistin askıdan...’ın kurtardığını,
14.08.2007 tarihli dilekçesinde; müşteki ..."ın sanık ... ve inceleme dışı sanıklar hakkındaki şikâyetlerinden vazgeçtiğini, ayrıca sanık ..."ın olayın geçtiği yer olan çiftlik evinde elini cinsel organına attığını "Ulan şerefsiz. Milletin malını yiyeceğine ...ye." dediğini, sanık ..."un bu davranışını cinsel taciz olarak algıladığını, bu nedenle cinsel organını ağzına soktuğunu, yüzüne sürdüğünü söylediğini, ifadesini bu şekilde değiştirmek istediğini,
16.08.2007 tarihli üçüncü celsede Mahkemede önceki beyanlarından farklı olarak; sanık ...’un olay yerine geldiğinde diğer şahısların yanında "Onun, bunun malını yiyeceğine benim s….. ye." demesinin kendisinin zoruna gittiğini, olayı kızgınlıkla anlattığını, yazılanları okumadığını, emniyette kendisine "Bunları aynen anlatacaksın." dediklerini, kendisinin de anlattığını, kendisinden habersiz bir şekilde ...’un olay yerine geldiğini,
Müşteki ... 02.03.2007 tarihinde Kollukta; müşteki ... ve tanık ...."in kendisini inceleme dışı sanık ... ile tanıştırdıklarını, borçlarını ödemesi için yol gösterme bahanesiyle değişik zamanlarda kendisini borçlandırdıklarını, ..."ın alacağını istediğini, ona borcu ... ve ..."in ödeyeceğini, kendisinin maddi durumunun iyi olmadığını bildirdiğini, bunun üzerine ..."ın hayvanların tanık ..."a ait olduğunu söylediğini, kendisini ..."yle görüştürdüğünü, ..."nin kendisine borcunu ödeyebilmesi için zaman tanıdığını, ertesi gün tekrar ..."yle görüşmek için aynı yere gittiğini, inceleme dışı sanık ..., ... isimli şahıs,.... isimli bir kişi ve ..."nin orada olduğunu, ..."nin işi olduğunu söyleyerek oradan ayrıldığını, ..."un kendisine "Görüşebilir miyiz?" dediğini, birlikte kalorifer dairesine gittiklerini, ..."un kendisine "Şerefsiz. Sen samanı kime sattın?" diyerek bağırdığını, ..."a kendisinin haberinin olmadığını söylediğini, ..."un "Yalan söylüyorsun. Şerefsiz." diyerek yumrukla yüzüne ve göğsüne, orada bulunan hortumla ayaklarına defalarca vurduğunu, darp esnasındaki konuşmalardan ..."ın ..."un akrabasından saman aldığını, borcunu ödemediğini anladığını, darbettikten sonra ..."un kendisini yukarı çıkardığını, ..."ın da orada olduğunu, ..."tan malların kendisinde kalmadığı ve kendisinin para almadığı hususlarında gerçeği söylemesini istediğini, ..."ın tanık ..."i arayacağını, parayı ödeyeceklerini söylediğini, ..."un ..."ı alarak odadan çıktığını, kendisini götürdükleri kalorifer dairesine onu da götürdüklerini düşündüğünü, 2-3 saat sonra ..."ın odaya geldiğini, ..."la kendisini yalnız bıraktıklarını, ..."ın darbedilmiş bir hâlde olduğunu, onun elini yüzünü yıkadığını, ..."ın kendisini darbeden kişinin...olduğunu söylediğini, "...."i bulup borcu ödeyelim." dediğini, daha sonra kendisinin biraz daha oturup oradan ayrıldığını, kimsenin kendisini zorla alıkoyup kendisine işkence yapmadığını, aksine yemeğini verdiklerini, cebine sigarasını koyduklarını, kendisini dolandıran tanık ... ve müşteki ... ile kendisini kalorifer dairesine götürerek darbeden...isimli kişiden şikâyetçi olduğunu,
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu 14.03.2007 tarihli dilekçede önceki beyanlarına ek ve önceki beyanlarından farklı olarak; kahvehaneye gittiğini, sanık ..."ın sonradan geldiğini, kendisini kahvehanenin karşısında bulunan kalorifer dairesine götürerek "Sen bu adamın borcunu neden ödemiyorsun?" dedikten sonra darbetmeye başladığını, ..."un yanında... isimli bir kişi ve 4-5 kişinin daha olduğunu, borcu nedeniyle ..."un yanında bulunan kişilerin de kendisini tekme, yumruk ve sopalarla dövdüklerini, ayaklarına su döküp hortumla vurduklarını, orada 6 gün boyunca dayak ve eziyete maruz kaldığını, ..."a olan borçla müşteki ..."ın ve tanık Reis"in alakalarının bulunmadığını, 26.02.2007 tarihinde ise ..."ın da oraya getirildiğini, ... ve adamlarının onu da 3 gün boyunca darbettiklerini, ..."la kendisinin birbirlerini darbetmek zorunda kaldıklarını, ..."ın gece 02.00 sıralarında kaçtığını öğrendiğini, ertesi gün ise kendisinin de serbest bırakıldığını, daha önce şahıslardan korktuğu için davacı ve şikâyetçi olmadığını, ancak ailesinin hâlen tehdit edilmesi nedeniyle sanık ..., ... isimli kişi ve diğer şahıslardan şikâyetçi olduğunu,
21.03.2007 tarihinde önceki beyanlarına ek ve önceki beyanlarından farklı olarak Savcılıkta; kahvehaneye gittiğini, daha sonra ..."un yanında bulunan birkaç kişiyle birlikte geldiğini, "Görüşebilir miyiz?" dediğini, birlikte kalorifer dairesinde bulunan bir odaya geçtiklerini, orada ..."un yanında 2-3 kişinin daha olduğunu, ..."un kendisine, bir akrabasından müşteki ..."ın saman alıp parasını ödemediğini söylediğini, "Samanı beraber satmışsınız. Parayı sen ödeyeceksin." diyerek kendisine vurmaya başladığını, ..."ı da getirip başka bir odaya koyduklarını sonradan öğrendiğini, ..."ın darbedilmiş olduğunu sonradan gördüğünü, ..., emniyette teşhis ettiği Fevzi isimli kişi ve başka bir kişinin kendisini çiftlik evine götürdüklerini, zorlama olmadığını, daha sonra ..."ı da oraya getirdiklerini, kimin getirdiğini hatırlamadığını, orada bulunan kişilerin isteğiyle ... ile kendisinin birbirlerini karşılıklı darbettiklerini, ..."ı bir yere astıklarını, bunun dışında ona bir şey yaptıklarını görmediğini, ara sıra ..."ı başka odaya götürdüklerini ve onun yüzünde darp izleri gördüğünü, ancak içeride neler yaşandığına tanık olmadığını, sonra ..."ı ve kendisini Erzurum"da ilk alıkonuldukları yere götürerek kalorifercinin odasına bıraktıklarını, bitkin olması nedeniyle uykuya daldığını, uyandığında ..."ın gitmiş olduğunu fark ettiğini, çelişki sebebiyle sorulması üzerine; kollukta verdiği ifadesinde korkması nedeniyle son kısmı anlatamadığını, savcılık ifadesinin doğru olduğunu, hâlen kimliği belirsiz kişilerce tehdit edilmekte olduğunu, üç gün Erzurum"daki binada, üç gün çiftlik evinde olmak üzere toplamda 6 gün boyunca zorla tutulduğunu,
27.03.2007 tarihinde önceki beyanlarına ek olarak Savcılıkta; 21.03.2007 tarihli ifadesini aynen tekrar ettiğini, ancak olaydan sonra müşteki ..., tanık ... ve tanımadığı birkaç şahsın kendisini bir eve götürerek inceleme dışı sanık ... hakkında şikâyette bulunması konusunda baskı yapıp tehdit ettiklerini, ..."i tanımadığını, bu baskı ve tehditler nedeniyle hayatından endişe duyduğunu,
Mahkemede önceki beyanlarına ek ve önceki beyanlarından farklı olarak; kolluktaki ifadesinin doğru olduğunu, sonraki ifadelerini baskıyla verdiğini, bu yüzden savcılık ifadesinin doğru olmadığını, inceleme dışı sanık ...’la konuşup derneğe gittiğini, inceleme dışı sanık ...’yi kapıda gördüğünü, arkasından bir kişinin gelerek saman işini sorup kendisine bir kez vurduğunu, sonra ...’yle birlikte kalorifer dairesinde yemek yediklerini, orada fotoğraftan teşhis ettiği ... isimli kişinin gelip kendisini dövüp ayrıldığını, daha sonra kendisinin ...’yle çiftlik evine gittiklerini...’nin çiftlik evine kendilerinden önce ...’la gittiğini, orada ..."la birbirlerine bir şey demeden kavga ettiğini, çiftlik evinde ...’ın dövüldüğünü ya da başka türlü bir tacize maruz kaldığını görmediğini,
20.07.2007 tarihli ikinci celsede Mahkemede; müşteki ...’ın kendisine, kendisinin de ona vurduğunu, duruşmadaki insanların orada olmadığını, ...’ın kendisine zorla senet imzalattırdığını, dilekçesini tehdit altında verdiği hususunu daha önce belirttiğini, her ne kadar baskı altında vermiş olduğu dilekçede ...’un kendisine vurmuş olduğunu söylemiş ise de ...’u sadece birinci celsede gördüğünü, ...’nin kendisine yemek getirdiğini, kendi malının üzerine yatanların tanık ... ve müşteki ... olduğunu,
02.03.2007 tarihinde inceleme dışı sanık ... Kollukta; tanık ..."nin arazilerini yarıcı olarak işletip hayvanlarına baktığını, müşteki ...’ın tanık ... ve müşteki ..."la birlikte gelerek beraber hayvan almak istediklerini söylediğini, onlara 53.000 TL değerinde hayvan verdiğini, senetlerin hepsinin ... adına yapıldığını, senedin vadesinde ödenmemesi üzerine ..."la konuştuğunu, ..."ın ... ve ... tarafından dolandırıldığını söylediğini, bu durumu hayvanların sahibi ..."ye bildirdiğini, ..."ı onun yanına götürdüğünü, ..."nin ..."a zaman verip "Birleşerek borcunuzu ödeyin." dediğini, ertesi gün 28.01.2007 tarihinde saat 09.00"da tekrar derneğe uğradığını, tanımadığı bir şahsın orada çay içtiğini, daha sonra ..."ın da geldiğini, kendisinin çıktığını, saat 14.30 sıralarında köyüne döndüğünü, ..."ı hiç görmediğini, iddiaları kabul etmediğini, sanık ..."ı, inceleme dışı sanıklar ... ve ..."i tanımadığını, ..."yi tanıdığını, ancak samimi olmadıklarını, dernekte bulunduğu esnada müşteki ... ve sanık ..."un konuşmak için bir yere gittiklerini görmediğini,
03.03.2007 tarihinde tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; 02.03.2007 tarihli kolluk ifadesinin doğru olduğunu, onu tekrar ettiğini,
Mahkemede önceki beyanlarına ek ve önceki beyanlarından farklı olarak; 2006 yılının Aralık ayında müştekiler ..., ... ve tanık Reis"e 65.000 TL değerinde hayvan sattığını, parasını alamadığını, müştekilerin derneğe geldiğini, konuyu görüştüklerini, ..."ın ..."a "Malları sattın. Parasını bize vermedin." diyerek küfretmeye başladığını, tartıştıklarını, daha sonra çiftlik evine gittiklerini, namaz için dışarı çıkıp döndüklerinde ..."ın ..."ı dövmüş olduğunu gördüklerini, dernek binasının bodrum katında inmediklerini,
26.02.2007 tarihinde inceleme dışı sanık ... Kollukta; 26.02.2007 tarihinde saat 10.00 sıralarında 25 FS xxx plakalı araçla ara sokağa girdiklerini, orada bir aracın yolun ortasında durarak yolu kapattığını, içindeki üç kişinin borcunu ödemesi için birisiyle tartıştıklarını, daha sonra sıkıştırdıkları kişinin de aynı araca binip uzaklaştıklarını, kimseyi arabaya zorla almadıklarını,
İnceleme dışı sanık ... 02.03.2007 tarihinde Kollukta ve 03.03.2007 tarihinde tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; 2004 yılında müşteki ..."la tanıştığını, ..."ın 2.000 TL parasını aldığını, ancak iade etmediğini, 02.03.2007 tarihinden 3-4 gün önce inceleme dışı sanık..."nun kendisini telefonla arayıp "Yıkıkhanlı Seyfo" lakaplı kişinin kendisine ait olan büyükbaş hayvanları alıp ortadan kaybolduğunu, onu nerede bulabileceklerini sorduğunu, kendisi, ... ve ..."ın ..."ın evine gittiklerini, fakat ..."ın oradan taşındığını öğrendiklerini, ertesi sabah merak üzerine ..."u arayıp ne yaptıklarını sorduğunu, ..."un kendisine ..."ın ... isimli kahvehanede oturduğunu söylediğini, ..."un yanına gidip araçla onu aldığını, yolda ...’la karşılaştıklarını, araçtan inip ona "Benim paramı neden vermiyorsun?" dediğini, ..."ın "Ben seni tanımıyorum. Sen kimsin? Benim sana borcum yok. Polis yok mu? Adam gasbediyorlar." şeklinde bağırdığını, çevredekilere rezil olmamak için ona arabada konuşmayı önerdiğini, hep birlikte arabaya binip vakfa gittiklerini, ..."ı en son vakfa bıraktıklarında gördüğünü, ..."a ertesi gün ..."ı sorduğunda ..."un "Ben oraya hiç gitmedim. Ne olup bitti bilmiyorum." dediğini, o günden sonra ..."ı görmediğini,
Mahkemede; suçlamaları kabul etmediğini, hazırlık ifadesinin doğru olduğunu, inceleme dışı sanık ... ile ... ve kendisinin birlikte derneğe gittiklerini, ..."ın araçtan inip gittiğini,
02.03.2007 tarihinde inceleme dışı sanık ... aşamalarda; ..."ın kendisine iftira attığını düşündüğünü, müşteki ..."ı ve inceleme dışı sanık ..."ı tanımadığını,
26.02.2007 tarihinde inceleme dışı sanık... Kollukta; 26.02.2007 tarihinde saat 10.00 sıralarında 25 FS xxx plakalı araçla ara sokağa girdiğini, orada bir aracın yolun ortasında durarak yolu kapattığını, içindeki üç kişinin borcunu ödemesi için birisiyle tartıştıklarını, daha sonra sıkıştırdıkları kişinin de aynı araca binip uzaklaştıklarını, kimseyi arabaya zorla almadıklarını,
Mahkemede; inceleme dışı sanık ..."le çocukluk arkadaşı olduklarını, ..."in araba kullanmayı bilmediğini, bu nedenle onun amcası inceleme dışı sanık ..."a ait araçla birlikte gezdiklerini, araçla gezdikleri bir gün Tebrizkapı"ya aracı sürmesini istediğini, ..."in yolda ..."ı görüp aracı durdurduğunu, araçtan inip ..."a "Abi" şeklinde hitap ederek konuştuğunu, ..."ın da araca bindiğini, ..."ın..."i ehliyet konusunda dolandırdığını bildiğini, araçtayken ..."ın telefonunun çaldığını, telefonla konuştuğunu, sonra dernekte inmek istediğini söylediğini,
İnceleme dışı sanık ... 02.03.2007 tarihinde Kollukta; kaloriferini yaktığı vakfa gelip gitmesi nedeniyle müşteki ..."ı tanıdığını, inceleme dışı sanıklar ..., ..., sanık ... ve tanık ..."i tanımadığını, müşteki ..."ı son on gündür vakfa gelmesi nedeniyle tanıdığını, ..."ın iddialarını kabul etmediğini, 28.02.2007 tarihinde vakfa ara sıra gelmesi nedeniyle tanıdığı inceleme dışı sanık ..."ın telefonla aradığını, Çat yolunda arı çiftliğinde bulunduğunu söyleyip lahmacun getirmesini istediğini, arkadaşının aracını ödünç alarak 15 adet lahmacunu oraya götürdüğünü, ardından hemen oradan ayrıldığını,..."ın ne iş yaptığını bilmediğini, çiftliği ..."ın yol tarifiyle bulduğunu, 28.02.2007 tarihinde saat 19.00-20.00 arasında kaloriferi uyutmaya almak için bodrum katına indiğinde müştekiler ... ve ..."ın vakfa ait bir odada oturduklarını gördüğünü, onlara "Hayırdır." demesi üzerine ..."ın ..."la oturacaklarını söylediğini, ertesi sabah erken saatte tekrar gittiğinde müştekilerin oradan ayrılmış olduğunu fark ettiğini, ..."ı kimin darbettiğini bilmediğini,
03.03.2007 tarihinde tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; 02.03.2007 tarihli kolluk ifadesinin doğru olduğunu, onu tekrar ettiğini,
Mahkemede önceki beyanlarından farklı olarak; hazırlık ifadesinin tekrar ettiğini, ancak bir hususun zapta yanlış geçirildiğini, inceleme dışı sanık..."ın inceleme dışı sanık..."ı telefonla arayıp çiftliğe lahmacun getirmesini istediğini, kendisinin de çiftlikte olduğunu, olayın başlangıcında ise müştekiler ..., ... ve inceleme dışı sanık ..."ın dernekte tartıştıklarını, müştekilerin küfürlü konuşmaya başladıklarını, tartışma nedeniyle kendisinin ve inceleme dışı sanıklar ... ve..."ın her iki müştekiyi..."ın evine götürdüklerini, orada bu kişilerin anlaştıklarını, öğle namazını kılmak için kendisi, ... ve..."ın çiftlikten ayrıldıklarını, namazdan döndüklerinde ..."ın ..."ı dövmüş olduğunu gördüklerini, ..."ın dövüldüğünü ise görmediklerini, dernek binasında müştekilere yönelik bir eylem gerçekleştirilmediğini,
İnceleme dışı sanık... ... 10.05.2007 tarihinde Savcılıkta; çiftlik evinin ailesine ait olduğunu, inceleme dışı sanık ..."nin çiftlik evine mangal yakmaya gideceklerini söylediğini, ona evin müsait olduğunu belirttiğini, sonra akşamüzeri kendisinin de oraya gittiğini, ... ve ..."ın da orada olduklarını, kendisinin sadece ..."la görüştüğünü, her iki müştekinin de birkaç gün evde kalmak için izin istediklerini, ancak onlara evin müsait olmadığını ifade ettiğini, ..."la görüştüğünde ..."ın bir kişiden saman alıp parasını ödemediğini, şerefsizlik yaptığını belirttiğini, ..."ın yüzünün şiş ve dayak yediğinin belli olduğunu, sebebini sorduğunda Erzurum"da kavga ettiğini söylediğini, kendisinin yanında bir darp olayı olmadığını, ona şişliklerin inmesi için buz koymasını önerdiğini, inceleme dışı sanık ..."u telefonla aradığını, Hasan"ın lahmacun getirdiğini, yedikten sonra birlikte Erzurum"a döndüklerini, cami yakınlarında onları bırakıp evine gittiğini,
10.05.2007 tarihinde tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; 10.05.2007 tarihli kolluk ifadesini tekrar ettiğini,
Mahkemede önceki beyanlarından farklı olarak; olay tarihinde inceleme dışı sanıklar ... ve ..."nin isteği üzerine derneğe gittiğini, ... ve ..."nin kendilerini ve müştekileri çiftlik evine götürmesini istediklerini, çiftlik evine onları götürdüğünü, müştekilerin durumlarında bir tuhaflık olmadığını, akşamüzeri tekrar çiftliğe gittiğinde ..."ın darbedilmiş bir durumda olduğunu ve burnunun kanadığını gördüğünü, ...’ın kiminle kavga ettiğini belirtmediğini, bir saat kadar oturup hep birlikte oradan ayrıldıklarını,
İnceleme dışı sanık ... aşamalarda; söz konusu çiftlik evinin arkadaşı inceleme dışı sanık... ..."a ait olduğunu bildiğini, daha önce oraya piknik yapmak için birkaç kez gittiklerini, ..."ın kendisini telefonla arayıp lahmacun istediğini, lahmacun yaptırarak kendisine ait araçla onları çiftlik evine götürdüğünü, içeri girdiğinde müştekileri orada otururken gördüğünü, el ve ayaklarının bağlı olmadığını, anormal bir durum gözlemlemediğini, önlerinde masa olduğunu, kanepede oturduklarını, ardından kendisinin oradan ayrıldığını, bunun dışında 26.02.2007-01.03.2007 tarihleri arasında çiftlik evine gitmediğini, inceleme dışı sanık ..."nin ifadesini kabul etmediğini, çiftlik evine lahmacunları götüren kişinin kendisi olduğunu,
01.03.2007 tarihinde tanıklar ... ve ... Savcılıkta; 26.02.2007 tarihinde müşteki ... ile Tebrizkapı Emniyet Amirliği"nin arkasındaki sokakta yürüdükleri esnada mavi renkli Şahin marka aracın durduğunu, araçtan inen iki kişinin ..."ı çağırdığını, ..."ın yolun karşısına geçip onların yanına gittiğini, ... oraya gider gitmez şahısların tekme ve tokatla ..."ı araca zorla bindirerek zorla oradan uzaklaştıklarını, sonrasını bilmediklerini, 01.03.2007 tarihinde ..."ın yanlarına geldiğini, kendisine eziyet edildiğini söylediğini, tanık ...’in ayrıca kimseden hayvan almadığını ve kimseyle ortak mal satmadıklarını ifade ettiği,
Tanıklar ...ve ... Mahkemede farklı olarak; bir kişinin araçtan inip ...’ı çağırdığını, onun da araca binip gittiğini, Mahkemedeki ifadelerinin doğru olduğunu, ...’a karşı zor kullanılmadığını,
02.03.2007 tarihinde tanık ... Korukcu Kollukta; vakıfta çaycı olduğunu, yaklaşık 5 gün kadar önce müşteki ... ve inceleme dışı sanık ..."ın vakfa geldiklerini, bir süre sonra ..."nin geldiğini, onlarla konuşup ayrıldığını, ... ve ..."ın ise vakıfta biraz oturduklarını, sonra gittiklerini, ertesi gün ..."ın tekrar geldiğini, vakıfta kendisi, inceleme dışı sanıklar ..., ... ile birlikte...isimli kişinin bulunduğunu, bir müddet sonra...isimli kişi, inceleme dışı sanık ... ve müşteki ..."ın çıktıklarını, daha sonra tekrar vakfa geldiklerini, sonra inceleme dışı sanık ..."in gelerek "..., tamam ..."ı yakaladık. Gidiyoruz." dediğini, inceleme dışı sanıklar ..., ..., ..., sanık ... ve müşteki ..."ın vakfın önünde duran yeni model bir araca binip gittiklerini, bu olaydan sonra sadece ..."ı vakıfta gördüğünü, onun sık sık gelip oturduğunu, ... ve ..."ın vakfın bodrumunda darbedildiğini görmediğini,
Mahkemede; önceki ifadesini hatırlamadığını, okunmasını istediğini, hazırlık ifadesinin okunması üzerine; bir hususu düzeltmek arzusunda olduğunu, inceleme dışı sanık ...’ın ve sanık ...’un vakfa uğramadıklarını, bu hususun yanlış yazıldığını, inceleme dışı sanık ...’ın müşteki ...’ı yakaladıklarını söylediğine dair bir şey duymadığını, ... ve müşteki ...’ın birlikte gelip oturduklarını, bir süre sonra birbirlerine hakaret ettiklerini, ardından inceleme dışı sanıklar ... ve...’in de aralarında bulunduğu 2-3 genç kişinin geldiğini, o kişilerden birisinin "Tamam. ...’ı yakaladık." dediğini, sonra kavga etmeye başladıklarını, oranın kavga yeri olmadığını onlara ifade ettiğini, nereye gittiklerini görmediğini,
02.03.2007 tarihinde tanık ... ... aşamalarda; çiftlik evini kış aylarında kullanmadığını, 4-5 gün önce kardeşi inceleme dışı sanık..."ın telefonla arayıp yanında inceleme dışı sanık ..."un da olduğunu, anahtarı...."ın misafirleri için istediğini söylediğini, 01.03.2007 tarihinde ise..."ın çiftliğin anahtarını getirerek kendisine teslim ettiğini,
02.03.2007 tarihinde tanık ... aşamalarda; inceleme dışı sanıklar..., ..., ... ve sanık ..."u vakfa gelip gittikleri için tanıdığını, kendisine ait olan hayvanları ..."ın sattığını, parayı alamadığını, ..."ın gelerek hayvanları kendisinin almadığını, müşteki ... ve tanık ..."in alıp sattıklarını, kendisine para vermediklerini söylediğini, ardından ... ve ..."ın vakıftan çıkıp gittiklerini, ertesi günlerde de ..."ın birkaç kez tekrar vakfa geldiğini, çay içip yemek yediğini, ... ve ... isimli kişileri tanımadığını,
Tanık ... Mahkemede; müşteki ...’ın kardeşi, sanık ...’un ise en samimi arkadaşı olduğunu, olaydan sonra evine saat 23.00 sıralarında ...’ın gidip kendisini dışarda olması nedeniyle bulamadığını öğrendiğini, ...."ın telefonla araması üzerine eve geçtiğini, orada ...’ın darbedilmiş olduğunu gördüğünü, daha sonra babasıyla ..."ın konuşması esnasında ...’un adının geçtiğini duyduğunu, ...’ın ...’un kendisine yardım etmediğini düşündüğünü, sonra ağabeyleri olan tanık....’le birlikte gidip ...’la sabah 04.00’a kadar konuştuklarını, eve dönüp...ve ...’ı yüzleştirmek istediklerinde ...’ın evde olmadığını gördüklerini, kendilerinin ağabeyleri olan ...’a destek olmadığından dolayı ..."ın, ...’un ismini verdiğini, ...’ın kendisini ...’un dövdüğü yönünde bir şey söylediğini, kendisinin ...’a "Senin meselelerinden bıktık." demesi üzerine ...’ın "... da gününü görür." gibi bir şeyler söylediğini, kendisinin ...’a "Yalan söyleme. ... bizim arkadaşımız. Daha bugün beraberdik. Her zaman beraberiz. Böyle bir şey yapmaz. ... cinsel istismar niteliğindeki eylemleri yapacak birisi değil. Böyle bir terbiye almamıştır." dediğini,
Tanık...Mahkemede; müşteki ...’ın kardeşi olduğunu, olaydan sonra onu görmediğini, ...’la konuşmadıklarını, sanık ...’un kendisine yardım etmediği gerekçesiyle ...’ın onu da olaya dahil etmiş olduğu hususunu kardeşleri tanık ...’tan öğrendiğini, konuyla ilgili ...’la görüşmediğini, ...’la yıllardır arkadaş olduklarını, ..."un cinsel saldırıya konu eylemleri yapacak birisi olmadığını, ...’ın dolandırıcı olduğunu,
Tanık ...’un tekrar huzura alınıp sorulması üzerine;...."le birlikte giderek ...’la görüştüklerini ifade ettiği,
Tanık Veysel’in tekrar huzura alınıp sorulması üzerine; ...’ın iddiaları üzerine ...’la görüşmeye gittiklerini, saat 03.00-04.00 sıralarına kadar orada oturduklarını, sonra kendisinin erken ayrıldığını, ..."un, ..."ın iddialarını kabul etmediğini, sadece Yenişehir’de bulunan dergâhta görüştüklerini söylediğini,
Tanık ... ... Mahkemede; sanık ...’la birlikte gezdikleri esnada inceleme dışı sanık...’ın telefonla arayıp sigara istediğini, kendisinin...’a arabasının olmadığını söylediğini, ...’un ise birlikte gitmeyi teklif ettiğini, 5 paket sigara alıp çiftlik evine geçtiklerini, orada inceleme dışı sanık ... ve müşteki ...’ı gördüğünü, ...’ın durumunun iyi olduğunu, darbedilmiş gibi bir hâlinin bulunmadığını, onun karşısında oturan yaşlı bir amcanın başının iki eli arasında ve öne eğilmiş vaziyette ...’la fısıltılı bir şekilde konuştuğunu gördüğünü, bir sigara içimlik süre kadar orada kaldıklarını, ...’un yaşlı adamı tanıdığını, ona "Bu senin kaçıncı işin? Muhammet ümmetinden istiyorsun." dediğini, yaşlı adamın bir cevap vermediğini, yaşlı adamın dövülmüş gibi bir hâlinin olmadığını, yaşlı adamın duruşmadaki kişilerden birisi olmadığını, sanık ...’un müdafisinin sorusu üzerine; ...’ın ...’u o esnada tanımadığını, ancak ...’un kendisini ...’a tanıtıp "Bu senin kaçıncı olayın?" dediğini, tüm suçlarının 5 paket sigara götürmek olduğunu,
Tanık.... Mahkemede; müşteki ...’ın oğlu olduğunu, darbedildiğini duyması üzerine dedesinin evine gittiğini, ...’ın orada olduğunu, ..."ın herhangi bir isimden bahsetmediğini, ancak darbedildiğinde kendilerinin aile dostu olan ...’un da orada olduğu, ...’un kendisine yardım etmediği, onun da gününü göreceği şeklinde konuşmalar yaptığını, babası olan ..."ın kendilerini sürekli borca soktuğunu, ...’u iş yerinde ziyaret ettiği zamanlarda babası olan ...’ın ...ve ... isimli bazı kişiler tarafından kullanıldığını ona söylediğini, bunlardan kurtulmak için ne yapmaları gerektiğini ..."la konuştuklarını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... 02.03.2007 tarihinde Kollukta ve 03.03.2007 tarihinde tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; müşteki ..."ı tanıdığını, kendisinin samimi arkadaşının ağabeyi olduğunu, inceleme dışı sanıklar..., ..., ... ve ..."yi tanımadığını, Çat yolunda bulunan çiftliğe hiç gitmediğini, yerini bilmediğini, vakfın başkanı olan ..."yi tanıdığını, arada bir onu ziyaret edip sohbet ettiğini, orada bulunduğu esnada gelen kişilerle kim olduklarını bilmeden kısa süreli muhabbet ettiğini, ..."yle hiçbir zaman alacak verecek meselelerini konuşmadıklarını, müşteki ..."ı tanımadığını, onu kalorifer kazanına götürmediğini, hortumla darbetmediğini, bu kişilerle alacak verecek meselesi bulunmadığını, neden bu şekilde ifade verdiklerini bilmediğini,
Mahkemede önceki beyanlarına ek ve önceki beyanlarından farklı olarak; olayla hiçbir ilgisinin bulunmadığını, müşteki ..."ın kardeşi tanık..."in kendisinin sağdıcı olduğunu,..."den birçok kez ..."ın dolandırıcılık yapıp dosyalardan bir şekilde sıyrıldığını duyduğunu, ..."ın oğlu tanık ..."in sanayide araba tamir işinde çalıştığını, ...."den dolayı bazen ..."i ziyaret ettiğini, ...."in babası ... nedeniyle kendisine kimsenin kız vermediğini ağlayarak kendisine anlattığını, olay tarihinde yanında ... ... olduğunu, onu telefonla birisinin arayıp sigara istediğini, ..."in ricası üzerine kendisine ait araçla çiftlik evine gittiklerini, oraya vardıklarında inceleme dışı sanıklar ..., ..., ... ile müştekiler ... ve ..."ı gördüğünü, oraya giderken ..."ın orada olduğundan haberdar olmadığını, daha evvel teyzesinin kocasına ait samanı arkadaşı tanık..."in adıyla güven telkin ederek ..."ın alıp onları da dolandırdığını bildiğini, çiftlik evinde en fazla 5-6 dakika kaldığını, bu yerin 60 vat gücünde ampulle aydınlandığını, ..."la arasında 4-5 metre mesafe olduğunu, ..."ın, kendisini ..."ın dövdüğünü söylediğini, ..."a "Neden herkesi dolandırıyorsun?" dediğini, sonra oradan ayrıldıklarını, dernek ya da çiftlik evinde iddia edilen eylemleri gerçekleştirmediklerini,
16.11.2007 tarihli altıncı celsede Mahkemede; müşteki ...’ın alıp parasını ödemediği hayvanları dağdaki terör örgütü mensuplarına gönderdiği yönünde dedikodular olduğunu, önceleri insanları silahlarla baskı altına aldıklarını, ancak artık bu şekilde kimseyi korkutamadıklarından ...’ın kendilerini adliye yoluyla tehdit ettiğini,
Savunmuştur.
TCK’nın "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" başlıklı 109. maddesi;
"(1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun;
a) Silahla,
b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,
f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat arttırılır.
(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir.
Maddenin birinci fıkrasında; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun temel şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrasında; suçun cebir, tehdit veya hile ile işlenmesi ve üçüncü fıkrasında ise; altı bend hâlinde, suçun silahla, birden fazla kişi ile birlikte, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanmak suretiyle, üstsoy, altsoy veya eşe karşı, çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi nitelikli hâller olarak yaptırıma bağlanmış, dördüncü fıkrasında; suçun netice sebebiyle ağırlaşmış hâline, beşinci fıkrasında; cinsel amaçla işlenen özgürlüğü kısıtlama suçuna yer verilmiş, altıncı fıkrasında ise; suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun sonucu itibariyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi hâlinde, ayrıca bu suça ilişkin hükümlerin de uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu suç tipi ile bireylerin hareket özgürlüğünün hukuka aykırı biçimde kaldırılması veya sınırlanması eylemleri cezalandırılmak istenmiştir. Nitekim bu husus madde gerekçesinde; "Bu suç ile korunan hukuki değer, kişilerin kendi arzusu ve iradesi çerçevesinde hareket edebilme hürriyetidir" şeklinde belirtilmiştir. Suçun maddi unsuru, kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmasıdır. Bu fiil, failin doğrudan doğruya veya dolaylı hareketleriyle ve çeşitli araçlar kullanılarak gerçekleştirilebilir. Sonuç ise mağdurun hareket etme ya da yer değiştirme özgürlüğünün kaldırılması biçiminde kendini gösterir.
Fail, kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmasına yönelik fiili, doğrudan doğruya veya dolaylı hareketleriyle ve çeşitli araçlar kullanarak gerçekleştirebilir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, serbest hareketli bir suç olduğundan, bir yere gitme veya bir yerde kalma özgürlüğünün kaldırılması neticesini doğurabilecek her türlü hareket ile işlenebilecektir. Maddede sadece "bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakmak" tan söz edilmiş, fiilin işleniş şekli, yeri, zamanı ve süresi konusunda bir sınırlama yapılmamıştır. Bu nedenle suç mağdurun bir yere gitme veya bir yerde kalma özgürlüğünün ihlal edilmesi sonucunun doğması kaydıyla, her zaman her yerde işlenebilir. Fiilin herkesin girebileceği bir yerde, özel, kapalı veya açık alanda gerçekleştirilmesinin yahut uzun veya kısa süreli olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Suçun oluşması için mutlaka mağdurun bir yere kapatılmış olması gerekmeyip aleni bir yerde tutma veya böyle bir yere götürme hâlinde dahi diğer unsurlar da var ise kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu oluşacaktır. Kesintisiz bir suç olması sebebiyle suçun tamamlanma ve bitme zamanları farklı olabilmektedir. Mağdurun hürriyetinin kısıtlanması ile suç tamamlanır, ancak sona ermez. Mağdurun tekrar hürriyetine kavuştuğu an suçun sona erme zamanıdır. Suç tamamlandıktan sonra kısa sürede sona erdirilebileceği gibi günlerce de sürdürülebilir. Öte yandan özgürlükten yoksun bırakma kavramı, anlık olmayan bir süreyi zorunlu olarak içerdiğinden, suçun tamamlanması için fiil ile sonucun hukuken kabul edilebilecek bir zaman müddetince sürmesi gerekmektedir. Sürenin çok kısa olup olmadığı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma niteliği taşıyıp taşımadığı, hareketin ağırlığı, önemi ve ciddiyeti ile birlikte hâkim tarafından değerlendirilip belirlenecektir. Sonuç ise, mağdurun bir yere gitme ya da bir yerde kalma özgürlüğünün kaldırılması biçiminde ortaya çıkmaktadır.
Suçun manevi unsuru; failin, mağduru şahsi özgürlüğünden yoksun bırakmaya yönelik hareketleri gerçekleştirmeyi bilmesi ve istemesi, yani genel kasttır. Kanun"un metni ve ruhundan anlaşılacağı üzere, suçun temel şeklinin oluşumu için saik (özel kast) aranmamıştır. Nitekim bu görüş öğretide (Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Çetin Özek-Sahir Erman, İstanbul 1994, s. 130; Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ayhan Önder, 4. Bası, İstanbul 1994, s. 31; Teorik-Pratik Ceza Hukuku, Durmuş Tezcan-Mustafa Ruhan Erdem-Murat Önok, Ankara 2008, s. 363; Ceza Hukuku Özel Hükümler, Mehmet Emin Artuk-Ahmet Gökcen, Ankara 2018 Adalet Yayınevi, 17. Baskı, s. 368) ve yargısal kararlarda da (Ceza Genel Kurulunun 29.06.2010 tarihli ve 110-161, 23.01.2007 tarihli ve 275-9, 03.12.2002 tarihli ve 288-419 sayılı ile bu güne kadar süreklilik arz eden çok sayıdaki kararları) benimsenmiştir. Suçun oluşabilmesi için kişiyi hürriyetinden yoksun kılma yönündeki ihlalin hukuka aykırı olarak yapılması, diğer bir deyişle eylemde hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması zorunludur. Hukuka aykırılık, öğretide genel olarak hukuk düzeninin izin vermediği hâlleri ifade etmektedir.
Uyuşmazlık konusunun açıklığa kavuşturulabilmesi için Türk Ceza Kanunu"ndaki tehdit ve cebir kavramları üzerinde durulmalıdır.
Türk Dil Kurumunun Büyük Türkçe Sözlüğüne göre, "gözdağı verme" anlamına gelen tehdit, bir kimsenin bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bildirilmesidir. Bu bildirimin sözlü olması mümkün olduğu gibi başka yollarla ve bu bağlamda davranışlar yoluyla da yapılması mümkündür. Bu nedenle tehdit suçu, söz, yazı veya herhangi bir işaretle işlenebilecek bir suç olup önemli olan gerçekleştirileceği belirtilen haksızlığın mağdurun bilgisine ulaştırılmasıdır (M.Emin Artuk- A.Gökcen- M.Emin Alşahin-Kerim Çakır, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Adalet Kitabevi, Ankara 2019, 18. Bası, s. 405.).
Tehdidin, mağdurun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya objektif olarak elverişli olması yeterli olup, saldırının kişinin veya başkasının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına, belirli bir ağırlıkta olmak kaydıyla malvarlığına veya bunlar dışındaki sair bir kötülüğe yönelik olması gereklidir. Suçun oluşabilmesi için de mağdurun iç huzurunun bozulup bozulmadığının veya mağdurun bundan korkup korkmadığının ayrıca araştırılmasına gerek yoktur. Önemli olan failin tehdidi oluşturan fiili "korkutmak amacıyla" yapmış olmasıdır (MAJNO, C.II, s.127; A.Pulat Gözübüyük, Mukayeseli Türk Ceza Kanunu, 5. Bası, C.II, s. 517 ve 873.).
Türk Dil Kurumunun Büyük Türkçe Sözlüğüne göre, "zor, zorlayış" anlamlarına gelen cebir ise; suç olarak düzenlendiği TCK"nın 108. maddesinin gerekçesinde "kişiye karşı fiziki güç kullanmak suretiyle, onun veya bir üçüncü kişinin iradesi ve davranışları üzerinde zecrî bir etki meydana getirilmesidir" şeklinde tanımlanmıştır.
Uyuşmazlık konusuyla ilgisi bakımından “müşterek faillik” kavramı üzerinde de durulması gerekmektedir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 37. maddesinin birinci fıkrasında;
"(1) Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur." şeklindeki hüküm ile müşterek faillik düzenlenmiştir.
Kanunda suç olarak tanımlanan fiilin, birden fazla suç ortağı tarafından iştirak hâlinde gerçekleştirilmesi durumunda TCK’nın 37. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen müşterek faillik söz konusu olacaktır.
Öğretideki görüşler de dikkate alındığında müşterek faillik için iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:
1- Failler arasında birlikte suç işleme kararı bulunmalıdır.
2- Suçun işlenişi üzerinde birlikte hâkimiyet kurulmalıdır.
Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı “fail” konumundadır. Fiil üzerinde ortak hâkimiyetin kurulup kurulmadığının belirlenmesinde suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulmalıdır.
Kişinin eyleminin, bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmış ise suça katılma düzeyinin belirlenmesi için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Zira müşterek faillikte aranan en önemli unsurlardan birisi, kişinin suçun işlenişi sırasında fiil üzerinde ortak hâkimiyetinin bulunmasıdır.
Müşterek faillik, suçun birden fazla suç ortağı tarafından “birlikte suç işleme kararına bağlı olarak” ve “fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulmak suretiyle” müştereken gerçekleştirilmesidir. Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için, her bir suç ortağı “fail” statüsündedir. Müşterek faillerin hareketleri bir bütün olarak adeta tek kişinin fiili gibi değerlendirilir (Hamide Zafer, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayınları, Kasım 2013, s. 440.). Bu nedenle müşterek faillerin her biri kanunda o suç için öngörülmüş temel ceza ile cezalandırılmalı, ancak bu ifadeden müşterek faillerin mutlaka aynı miktarda ceza ile cezalandırılmalarının zorunlu olduğu şeklinde bir sonuç da çıkarılmamalıdır. Kusurun ağırlığı, amaç ve saik gibi faile göre farklılık gösteren kriterlere dayanılarak her bir fail yönünden temel cezanın farklı şekilde belirlenmesi mümkün ise de, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı gibi her fail için geçerli ortak kriterlere dayanılarak temel cezanın farklı şekilde belirlenmesinin eşitlik ilkesine aykırı olacağı ve ayrıca çelişkiye neden olacağı açıktır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Müştekiler ... ve ... ile tanık ... birlikte, inceleme dışı sanık ..."dan büyükbaş hayvan satın aldıkları, hayvanların tanık ..."ye ait olduğu, ..."ın onun adına işlem yaptığı, senetlerin müşteki ... üzerine yapıldığı, senetlerin vadesinin gelmesi üzerine ..."ın senette yazılı miktardaki borcu ödeyemediği, ..."ın ..."ı ..."nin yanına götürdüğü, ..."ın ..."ye hayvanları müşteki ..."ın ve tanık..."in başkalarına sattığını kendisine de para vermediklerini, ayrıca kendisini başka bir yere daha borçlandırdıklarını söylediği, tanık ..."nin ..."a "Birleşin. Borcunuzu ödeyin." diyerek zaman tanıdığı, ertesi gün ..."ın ... ve ..."nin bulunduğu vakfa giderek oturduğu, müşteki ..."ın ise dışarda olduğu, yolda yürüdüğü esnada bir aracın geldiği, araçta bulunan kişilerin ..."ı araca bindirdikleri, 26.02.2007 tarihinde saat 14.15"te kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; saat 11.15-11.20 arasında 155 polis imdat hattını arayan iki ayrı kişinin "... Camii karşısında yaşlı bir amcanın ... plakalı gri renkli bir araca zorla bindirilerek Erzurum kalesine doğru kaçırıldığı" şeklinde ihbarda bulunulduğu, müşteki ..."ın savcılığa 01.03.2007 tarihinde giderek şikâyette bulunduğu, müşteki ..."ın 02.03.2007 tarihinde şikâyetçi olduğu, ..."ın basit tıbbi müdahaleyle giderilemeyecek şekilde yaralandığı, ruh sağlığının bozulduğu, ..."ın ise basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek nitelikte yaralandığı,
Müşteki ..."ın soruşturma aşamasında; bir binanın bodrum katına götürüldüğünü, binada ..."ın bulunduğunu, hayvanların parasını istediğini, ..."a borçlu olan kişinin ... olduğunu söylediğini, aralarında inceleme dışı sanıklar ... ve ..."ın da bulunduğu 5-6 kişinin kendisini darbettiğini, başına torba geçirip kendisini bir araca bindirdiklerini, Çat yolunda bir çiftlik evine götürdüklerini, evde yine aralarında ... ve ..."ın da bulunduğu kişilerin kendisini darbettiğini, orada bulunan kişilerin akşam sanık ..."un da geleceğini söyledikleri, ..."un akşam saat 18.00-19.00 sıralarında geldiğini, ..."un yanında bulunan kişilerden birisiyle birlikte kendisini darbettiklerini, kendisini boş bir odaya götürüp cinsel organlarını ağzına soktuklarını, ertesi sabah müşteki ..."ı da kendisinin bulunduğu yere getirdiklerini, ..."ın da darbedildiğini, üç gün boyunca ..."un akşamları gelerek kendisini ağır bir şekilde darbettiğini, üç gün sonra kendisinin ve ..."ın başına torba geçilerek ilk gün alıkonuldukları bodrum katına götürüldüklerini, orada bir fırsatını bulup kaçtığını,
Kovuşturma aşamasındaki ilk beyanında; daha önceki beyanlarında belirttiği eylemleri ... dışındaki inceleme dışı sanıkların ve sanığın gerçekleştirdiğini,
Kovuşturma aşamasında verdiği dilekçede ve üçüncü celsede Mahkemede; ..."un olayın geçtiği yer olan çiftlik evinde elini cinsel organına attığını "Ulan şerefsiz. Milletin malını yiyeceğine ...ye." dediğini, sanık ..."un bu davranışını cinsel istismar olarak algıladığını, bu nedenle cinsel organını ağzına soktuğunu, yüzüne sürdüğünü söylediğini, ifadesini bu şekilde değiştirmek istediğini, kovuşturma aşamasında; ..."ın, ..."un olay yerine geldiğini, diğer şahısların yanında "Onun, bunun malını yiyeceğine benim...ye." dediğini, bu davranışının kendisinin zoruna gittiğini, olayı kızgınlıkla anlattığını, emniyette kendisine "Bunları anlatacaksın." denildiğini, kendisinin de anlattığını iddia ettiği,
Müşteki ..."ın Kolluktaki ifadesinde; tanık ..."nin borçları ödemek için zaman tanıması üzerine ertesi gün yine ..."nin yanına kendi isteğiyle gittiğini, içeride oranın çaycısı, inceleme dışı sanık ... ve sanık ..."un olduğunu, bir süre orada oturduğunu, ..."un kendisine "Seninle bir dakika görüşelim." dediğini, birlikte alt katta bulunan kalorifer dairesine indiklerini, orada ..."un kendisine bağırdığını, "Ulan şerefsiz. Samanı kime sattın?" diyerek kendisine soru yönelttiğini, ..."a haberinin olmadığını söylediğini, ..."un "Yalan söylüyorsun. Şerefsiz." diyerek göğsüne ve yüzüne yumrukla defalarca vurduğunu, ..."ın ...’un akrabasından saman alıp parasını ödemediğini anladığını, daha sonra ..."un kendisini üst kata çıkardığını, orada ..."ın ve inceleme dışı sanık ..."ın olduğunu, ..."tan gerçekleri söylemesini istediğini, ..."un ..."ı alıp odadan çıktığını, 2-3 saat sonra ..., ... ve tanımadığı birkaç kişinin geri geldiğini, ..."ın darbedilmiş olduğunu, ..."ın, "Reis"i bulalım ve borcu ödeyelim." dedikten sonra oradan çıkıp gittiğini iddia ettiği,
Soruşturma aşamasında verdiği 14.03.2007 tarihli dilekçede; 23.02.2007 tarihinde inceleme dışı sanık ..."ın kendisini ... camisinin yanında bulunan kahveye çağırdığını, orada tanımadığı üç kişinin daha bulunduğunu, bu kişilerin "Sen neden bu adamın parasını ödemiyorsun?" diyerek kendisini tehdit etmeye başladıklarını, onlardan süre istediğini, ödeme yapacağını onlara söylediğini, o esnada ..."un geldiğini, konuşmak istediğini söyleyip kahvehanenin karşısındaki bodrum katında bulunan kalorifer dairesine götürdüğünü, kendisine "Sen neden bu adamın parasını ödemiyorsun?" diyerek küfrettiğini, yumruk ve tekmelerle kendisine vurduğunu, ..."u yanında 5-6 kişi bulunduğunu, her bir kişinin kendisini darbettiğini, 6 gün boyunca orada alıkonulup dayak yediğini ve eziyete maruz kaldığını, 26.02.2007 tarihinde arkadaşı olan ..."ı oraya getirdiklerini, üç gün boyunca onu da darbettiklerini, ..."la kendisinin birbirlerini darbetmek zorunda kaldıklarını, ..."ın filistin askıya alındığını, kendisinin onu indirdiğini, ..."ın gece 02.00 sıralarında kaçtığını, ertesi sabah kendisinin de serbest bırakıldığını,
Savcılıktaki ilk ifadesinde; kalorifer dairesinde ..."un kendisine ...’ın bir akrabasından saman alıp parasını ödemediğini söylediğini, kendisine "Samanı beraber satmışsınız." dediğini, kendisini darbettiğini, daha sonra ..."ın da orada başka bir odaya konulduğunu öğrendiğini, ..."ın da darbedilmiş olduğunu gördüğünü, sonra ..."ın bir yere gideceklerini söylediğini, kendisine karşı zorlama olmadan çiftlik evine gittiklerini, ..."ı daha sonra oraya getirdiklerini, kendisinin ..."la birbirlerini darbetmek zorunda kaldıklarını, ..."ı ara sıra başka odaya götürdüklerini, odadan getirdiklerinde yüzünde darp izleri gördüğünü, içeride neler olduğunu görmediğini, son aşamada ..."ı ve kendisini ilk gün gittikleri kalorifer dairesine götürdüklerini, uyandığında ..."ın gitmiş olduğunu, ertesi gün kendisinin de bırakıldığını,
Savcılıktaki ikinci ifadesinde; soruşturma aşmasındaki ikinci ifadesini aynen tekrar ettiğini, olaydan sonra ..., Reis ve tanımadığı birkaç kişi tarafından... hakkında şikâyette bulunması hususunda kendisine baskı yapıldığını, inceleme dışı sanık ..."ı tanımadığını,
Kovuşturma aşamasında verdiği ilk ifadesinde; ..."ın telefonla aradığını ... camisinin yakınında bulunan derneğe gittiğini, ondan senet ödemesi için vade alıp kapıya çıktığını, inceleme dışı sanık ..."nin kapıda olduğunu, arkasından birisinin gelip saman işini sorduğunu, ona ilgisinin olmadığını söylemesine rağmen şahsın kendisine bir kez vurduğunu, sonra ..."yle kalorifer dairesinde yemek yediklerini, çiftlik evine geçtiklerini, ... isimli kişinin oraya ..."la birlikte geçmiş olduğunu ve ..."ın darbedilmiş olduğunu gördüğünü, hiçbir şey demeden kendisinin ve ..."ın birbirlerini darbettiklerini, kendisi oradayken ..."ın dövüldüğünü görmediğini,
Kovuşturma aşamasında ikinci ifadesinde; ...’ın kendisine, kendisinin de ona vurduğunu, duruşmadaki insanların orada olmadığını, dilekçesini tehdit altında verdiği hususunu daha önce belirttiğini, her ne kadar baskı altında vermiş olduğu dilekçede ...’un kendisine vurmuş olduğunu söylemiş ise de ...’u sadece birinci celsede gördüğünü iddia ettiği,
Sanık ..."un soruşturma aşamasında; inceleme dışı sanıklar..., ..., ... ve ..."yi tanımadığını, Çat yolunda bulunan çiftliğe hiç gitmediğini, yerini bilmediğini, Köse Ömer Mahallesinde bulunan vakfa ara sıra gidip tanık ..."yle sohbet ettiğini, ancak onunla alacak verecek meseleleri konuşmadığını, müşteki ..."ı tanımadığını, onu kalorifer kazanının bulunduğu yerde darbetmediğini, ..."ın kardeşi tanık Veysel"in en samimi arkadaşı olduğunu, ..."la alacak verecek meselelerinin bulunmadığını, müştekilerin kendisini şikâyet etme sebeplerini bilmediğini,
Kovuşturma aşamasında verdiği ilk ifadesinde; olay tarihinde yanında tanık ..."in olduğunu, onu telefonla birisinin arayıp sigara istediğini, ..."in ricası üzerine kendisine ait araçla çiftlik evine gittiklerini, oraya vardıklarında inceleme dışı sanıklar ..., ..., ... ile müştekiler ... ve ..."ı gördüğünü, oraya giderken ..."ın orada olduğundan haberdar olmadığını, daha evvel teyzesinin kocasına ait samanı arkadaşı tanık ..."in adıyla güven telkin ederek ..."ın alıp onları da dolandırdığını bildiğini, çiftlik evinde en fazla 5-6 dakika kaldığını, bu yerin 60 vat gücünde ampulle aydınlandığını, ..."la arasında 4-5 metre mesafe olduğunu, kendisini ..."ın dövdüğünü söylediğini, ..."a "Neden herkesi dolandırıyorsun?" dediğini, sonra ayrıldıklarını, dernek ya da çiftlik evinde iddia edilen eylemleri gerçekleştirmediklerini,
İkinci ifadesinde; ...’ın alıp parasını ödemediği hayvanları dağdaki terör örgütü mensuplarına gönderdiği yönünde dedikodular olduğunu, önceleri insanları silahlarla baskı altına aldıklarını, ancak artık bu şekilde kimseyi korkutamadıklarından ...’ın kendilerini adliye yoluyla tehdit ettiğini, suçlamaları kabul etmediğini savunduğu olayda;
26.02.2007 tarihinde 155 polis imdat hattını ayrı ayrı arayan bir kadın ve bir erkek şahsın "Yaşlı bir amca zorla kaçırıldı." şeklinde ihbarda bulunmaları, ihbar üzerine aynı gün ihbarda plakası verilen aracı sevk ve idare eden inceleme dışı sanıklar... ve ...’un alınan beyanlarında bir yanlış anlaşılma olduğunu ifade etmeleri, ancak 02.03.2007 tarihli hazırlık ifadesinde inceleme dışı sanık ...’in müşteki ...’ı yolda gördüklerini, ...’ın araca bindiğini söylemesi, tanık ... ...’nun soruşturma aşamasında inceleme dışı sanık ...’ın gelerek "..., ...’ı yakaladık. Gidiyoruz." demesi üzerine inceleme dışı sanıklar ..., ..., ..., müşteki ... ve sanık ...’un bir araca binerek gittiklerini gördüğünü ifade etmesi, soruşturma aşamasında müşteki ...’ı tanımadığını, müşteki ...’ı ise tanıdığını, ancak çiftlik evine gitmediğini beyan eden sanık ...’dan alınan kan örneğinin çiftlik evinde elde edilen izmarit üzerindeki tükürük örneğiyle genotipik olarak uyumlu olduğunu tespit edilmesi, kovuşturma aşamasında ise sanık ...’un çiftlik evine sigara götürmek için gittiğini, 5 dakikadan fazla kalmadığını, teyzesinin kocasından müşteki ...’ın saman alıp onu dolandırdığını beyan ederek aşamalarda çelişkili anlatımlarda bulunması, müşteki ...’ın kardeşi tanık ...’un kovuşturma aşamasındaki beyanında müşteki ...’ın darbedilmiş bir vaziyette gelmesi ve sanık ...’un adının da geçmesi üzerine ...’un yanına tanık ...’le birlikte gidip konuştuğunu ve müşteki ...’la sanık ...’u yüzleştirmek istediğini beyan etmesi, 01.03.2007 tarihinde müşteki ...’ın savcılığa giderek kaçırıldığı ve darbedildiği yönündeki beyanı ile daha sonra olayın gerçekleşme şekline ve tutulduğu çiftlik evine sanık ...’un akşamları gelerek kendisini darbettiğine ilişkin beyanlarının ... hakkında alınan doktor raporlarında tespit edilen yaralanmalarla örtüşmesi, olay yeri inceleme ve ekspertiz raporuna göre mağdurların tutulduğu çiftlik evindeki odada elde edilen bez parçasında, duvar alt eşiğinde ve zeminde mağdur ..."a ait kan lekelerinin bulunması, aynı yerde mağdurun anlatımıyla uyumlu biçimde bağlamak amacıyla sanıkların kapı üzerine taktıkları üzerinde ipler bulunan borunun görülmesi, müşteki ...’ın soruşturma aşasındaki beyanlarında ve bu aşamada verdiği dilekçede sanık ...’un kahvehanede yanına gelerek "Görüşebilir miyiz?" dedikten sonra kendisini kalorifer dairesine götürüp orada darbettiğini, "Samanın parasını beraber ödeyeceksiniz." dediğini belirtmesi, ...’ın olayın gerçekleşmesine ilişkin anlatımlarının hakkında alınan doktor raporunda belirtilen yaralanmalarla uyumlu olması, sanık ...’un eylemleri yönünden müştekiler ... ve ...’ın soruşturma aşamasındaki anlatımlarının tutarlı ve istikrarlı olması, dosya kapsamına uygunluk göstermesine karşın kovuşturma aşamasında, müşteki ...’ın sanık ...’u ilk kez mahkemede gördüğünü, müşteki ...’ın ise kızgınlıkla sanık ... hakkında kendisine yönelik eylemleri gerçekleştirdiğini söylediğini beyan etmesinin ...’u suçtan kurtarmaya yönelik olması ve dosya kapsamıyla bağdaşmaması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanık ...’un, inceleme dışı sanıklar ... ve ...’nin müştekiler ... ve ...’a, inceleme dışı sanıklar... ve...’in müşteki ...’a yönelik kesinleşen ve itiraza konu olmayan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarına fikir ve eylem birliği içerisinde katılması ve olay üzerinde birlikte hâkimiyet kurması nedenleriyle üzerine atılı iki ayrı müştekiye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun sabit olduğu kabul edilmelidir.
Yerel Mahkemece müştekilerin iddiaları, sanığın savunmaları, tanık beyanları, dosyada yer alan raporlar ve deliller birbiriyle ilişkilendirilerek bir sonuca varılmak suretiyle Anayasa"nın 141 ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34, 230 ve 232. maddelerine uygun ve denetime imkân veren bir gerekçe oluşturulduğu değerlendirilmiştir.
Bu itibarla, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi ...;
"Sanık ... hakkında; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan yapılan yargılama sonucunda Yerel Mahkemece verilen mahkûmiyet kararının temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay Yüksek 14. Ceza Dairesi tarafından verilen mahkûmiyet hükümlerinin onanmasına dair karara yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine ilişkin kararda, öncelikle sanık hakkında ayrı ayrı mağdurlara yönelik eylemlerden dolayı mahkûmiyet kararı verilirken, iddianın, savunmaya hangi nedenle üstün tutulduğu karar yerinde denetime olanak sağlayacak şekilde açıklanmadan yetersiz gerekçeyle mahkûmiyet kararı verilip verilmediği hususunda Yargıtay Yüksek Yüksek Ceza Genel Kurulunun sayın çoğunluğu ile aramızda uyuşmazlık doğmuştur.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi açısından mahkeme kararlarının "gerekçe" bölümü üzerinde durulması gerekmektedir.
Kaynağında insanın bilme isteğinin bulunduğunu söylediğimiz gerekçenin, zamanla bir temel hak olarak kabul edilmeye başlanıldığı ve "gerekçeli karar hakkı"nın adil yargılanma hakkının temel bir unsuru hâline geldiği görülmektedir. İnsan hakları alanındaki bu kazanımdan geri dönülmesi ise mümkün değildir. AİHS’in 6. maddesi kapsamında, AİHM içtihatlarıyla tanınan ve korunan gerekçeli karar hakkı, Anayasamızda ve usul kanunlarımızda da yer almaktadır. Temyiz mahkemeleri olarak görev yapan Yargıtay ve Danıştay da, kanun yolu incelemesi yaptıkları ilk derece mahkemesi kararlarında, söz konusu düzenlemelere istinaden gerekçeli karar hakkına ilişkin de denetim yapmaktadırlar. Anayasa’da bireysel başvuru yolunun tanınmasıyla, Anayasa Mahkemesinin gerekçeli karar hakkının korunması hususunda kazandığı önem de dikkat çekilmesi gereken bir husustur. Nitekim, Anayasa Mahkemesinin konuya ilişkin oluşturmaya başladığı içtihatların AİHM içtihatlarıyla paralel olduğunu söylemek mümkündür.
CMK"nın 230. maddesi uyarınca, hükmün gerekçe bölümünde, suç oluşturduğu kabul edilen fiilin gösterilmesi, nitelendirilmesi ve sonuç (hüküm) bölümünde yer alan uygulamaların dayanaklarının gösterilmesi zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya muhtevasına uygun açıklamasıdır. Bu nedenle, gerekçe bölümünde hükme esas alınan veya reddedilen bilgi ve belgelerin belirtilmesi ve bunun dayanaklarının gösterilmesi, bu dayanakların da geçerli, yeterli ve kanuni olması gerekmektedir. Kanuni, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime imkân sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmaktadır.
Öte yandan, hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi, 5271 sayılı CMK"nın 289/1-g ve 1412 sayılı CMUK"nın 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 308. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca hukuka kesin aykırılık hâllerinden birini oluşturacaktır.
Diğer taraftan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM); bir yargılamada hak ve özgürlüklerin gerçek anlamda korunabilmesi için davaya bakan mahkemelerin, tarafların dayanaklarını, iddialarını ve delillerini etkili bir biçimde inceleme görevi olduğunu belirtmektedir (Dulaurans/Fransa, B. No: 34553/97, 21/3/2000, § 33). AİHM; mahkemelerin davaya yaklaşma yönteminin, başvurucuların iddialarına yanıt vermekten ve temel şikâyetlerini incelemekten kaçınmaya neden olduğunu tespit ettiği durumları, davanın hakkaniyete uygun bir biçimde incelenme hakkı yönünden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin (AİHS) 6. maddesinin ihlâli olarak nitelendirmektedir (Kuznetsov/Rusya, B. No: 184/02, 11/4/2007, §§ 84, 85).
AİHM ayrıca, derece mahkemelerinin, kararların yapısı ve içeriği ile ilgili olarak özellikle delillerin kabulü ve değerlendirilmesinde geniş bir takdir yetkisine sahip olduğunu pek çok kararında yinelemiştir (Van Mechelen ve diğerleri/Hollanda, B. No: 21363/93, 21364/93, 21427/93 ve 22056/93, 23/4/1997, § 50; Barbera Messegue ve Jabardo/İspanya, B. No: 10590/83, 6/12/1988, § 68). Bu bağlamda, temel hak ve özgürlüklerin ihlâli sonucunu doğuracak derecede ve keyfî olmadıkça belirli bir kanıt türünün (tanık beyanı, bilirkişi raporu veya uzman mütalaası) kabul edilebilir olup olmadığına, değerlendirme şekline veya aslında başvurucunun suçlu olup olmadığına karar vermenin ilk derece mahkemelerinin görevi olduğunu vurgulamaktadır (Garcia Ruiz/İspanya, B. No: 30544/96, 21/1/1996, § 28; S.N./İsveç, B. No: 34209/96, 2/7/2002, § 44).
Bunun yanı sıra AİHM; derece mahkemelerinin kendilerine sunulan tüm iddialara yanıt vermek zorunda olmamakla birlikte somut davanın özelliğine göre esas sorunları incelemiş olduğunun, açık ya da zımni anlaşılabilir bir şekilde gerekçeli kararında yer almasına önem vermektedir (Boldea/Romanya, B. No: 19997/02, 15/2/2007, § 30; Hiro Balani/İspanya, B. No: 18064/91, 9/12/1994, § 27). Zira mahkemelerin, tarafların temyiz hakkını kullanabilmeleri için gerekli olan "Kararlarını hukuken geçerli hangi temele dayandırdıklarını yeterince açıklama" yükümlülüğü altında bulunduklarını belirtmektedir (Hadjıanastassıou/Yunanistan, B. No: 12945/87, 16/12/1992, § 33).
Gerekçeli karar hakkı, kişilerin adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlamakta; tarafların muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddialarının kurallara uygun biçimde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve ayrıca demokratik bir toplumda, kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de gerekli olmaktadır (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31, 34).
Bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği davanın niteliğine ve koşullarına bağlıdır. Muhakeme sırasında açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili olması, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunması hâlinde, davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekir (Sencer Başat ve diğerleri, § 35).
Aksi bir tutumla mahkemenin, davanın sonucuna etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında "İlgili ve yeterli bir yanıt" vermemesi veya yanıt verilmesini gerektiren usul veya esasa dair iddiaların cevapsız bırakılmış olması hak ihlaline neden olabilecektir (Sencer Başat ve diğerleri, § 39).
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 25.05.2017 tarihli ve 11798 sayılı kararında da aynı hususlar vurgulanmıştır.
Anayasa"nın 141, CMK’nın 34 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet savcısını ve herkesi inandıracak ve Yargıtay denetimine imkân verecek biçimde olması gerekir.
Yargıtayın gerekçelerde tutarlılık denetimini yapabilmesi için; kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ile mağdur ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin, hangi anlatımın ne gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun açık olarak hükmün gerekçesine yansıtılması ve mahkemece ulaşılan vicdani kanı sonucunda sanığın hangi fiillerinin suç sayıldığı açıklandıktan sonra kabul edilen bu fiillerin hukuki nitelendirilmesinin yapılması, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin kanuni bağlamda tartışılması gerekir.
Sonuç itibarıyla sanığın bütün aşamalarda yüklenen suçu işlemediğini ileri sürmüş olması, şikâyetinden vazgeçen mağdurlar ile tanıkların aşamalardaki ifadeleri arasında çelişki bulunması ve mahkemece mağdurlar ile tanıkların, çelişkili beyanlarından hangisine hangi nedenle üstünlük tanındığının denetime olanak sağlayacak açıklanmaması karşısında; sanık hakkındaki mahkûmiyet hükümlerinin eylemlerin sübutu yönünden bozulması gerektiğine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının değişik gerekçeyle kabulü gerektiği," düşüncesiyle,
Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi de; benzer görüşlerle ve itirazın değişik gerekçeyle kabulü yönünde karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 12.11.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.