18. Ceza Dairesi 2016/226 E. , 2016/7885 K.
"İçtihat Metni" KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanun"un 125/3-a. 125/4 ve 62/1. maddeleri uyarınca 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Adana 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/09/2015 tarihli ve 2015/407 esas, 2015/600 sayılı kararına yönelik itiraz üzerine, sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediğinin sorulmaması karşısında itirazın kabulüne, dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/10/2015 tarihli ve 2015/632 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26/01/2015 gün ve 1402 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, adı geçen sanık "hakkında müşteki doktor İbrahim Türker Öztutar"a yönelik hakaret eylemi nedeni ile kamu görevlisine hakaret suçundan mahkumiyet kararı verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, müştekinin vekaletli avukatı bulunmadığı, ancak 28/04/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Sağlık Bakanlığı Personeline Karşı İşlenen Suçlar Nedeniyle Yapılacak Hukuki Yardımın Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik"in 6. maddesi gereğince Sağlık Bakanlığı bünyesinde görevli Avukat Zeynep Yılmaz"ın duruşmaya katıldığı ve müştekiye hukuki yardımda bulunduğu anlaşılmış ise de. 17/09/2015 tarihli oturumda müştekinin şikayetinden vazgeçtiği ve müşteki vekilince yapılan katılma talebinin reddine karar verilmiş olunması karşısında, müşteki vekilinin itiraz hakkı bulunmadığı gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
CMK"nın 237. maddesinde: “(1) Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler.
(2) Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz. Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır.” hükmü,
242/1. maddesinde : “Katılan, Cumhuriyet savcısına bağlı olmaksızın kanun yollarına başvurabilir.” hükmü,
260/1. maddesinde ise: “Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır.” hükmü düzenlenmiştir.
İncelenen dosya da, hakaret suçunun mağduru olan sağlık personeli doktorun sanıktan şikayetçi olmadığı, buna rağmen mağdura hukuki destek için görevlendirilen Sağlık Bakanlığı vekilinin katılma talebinde bulunduğu, mahkeme tarafından bu talebin “mağdurun şikayetçi olmaması ve Sağlık Bakanlığı"nın da suçtan doğrudan zarar görmemesi” nedenleriyle reddedildiği ve sanık hakkında mağdur doktora yönelik hakaret suçundan mahkumiyet kararı verilip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, mağdur yanında duruşmaya giren Sağlık Bakanlığı vekilinin karara itirazda bulunduğu, itirazı inceleyen mercii Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi"nin de, katılma hususunda inceleme yapmaksızın, “sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediğinin sorulmaması” gerekçesiyle itirazı kabul ettiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca şikayetçi olmayan mağdurun davaya katılma hakkı yoktur. Mağdur, katılan sıfatını almadıysa, kendisinin ve vekilinin de kanun yollarına başvuru hakkı bulunmamaktadır. Katılma talebi reddedilen kişi CMK"nın 260. maddesine göre kanun yoluna başvurabilirse de, CMK"nın 237. maddesi uyarınca merciin öncelikle katılma talebini değerlendirmesi, sonucuna göre de itirazın ya itiraz hakkı bulunmaması nedeniyle reddine karar vermesi, yahut katılmaya karar verip itiraz konusu hakkında bir karar vermesi gerekir. Dolayısıyla mercii Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi"nin bu hususlara riayet etmeksizin doğrudan itiraz konusu hakkında karar vermesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/10/2015 tarihli ve 2015/632 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 18.04.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.