Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14328
Karar No: 2016/18290
Karar Tarihi: 20.06.2016

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/14328 Esas 2016/18290 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/14328 E.  ,  2016/18290 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA : Davacı, ücret farkı, ikramiye, soyal yardım, toplu iş sözleşmesi farkı, jübile ücreti, kıdem tazminatı farkı, banka promosyonu ve fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin otobüs şoförü olduğunu ve kağıt üzerinde ..... işçisi olarak gözükmesine rağmen......... işçileriyle aynı işi yaptığını, ancak onların yararlandığı toplu iş sözleşmesinden yararlanamadığını, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, davacının başından itibaren......... işçisi sayılması gerektiğini iddia ederek, davalılar arasındaki muvazaanın tespiti ile müvekkilinin çalışmaya başladığı tarihten itibaren .........’nin kadrolu işçisi sayılmasına ve işe başladığı tarihten itibaren doğan hak kayıplarına karşılık ücret farkı, ikramiye, sosyal yardım farkı, toplu iş sözleşmesi farkı, jübile ücreti ve kıdem tazminatı farkı, banka promosyonu, bayram parası, kumanya parası ve farkı, mesai ücreti farkı ve yemek ücreti farkı alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı......... vekili, davacının davalı ..."ın işçisi olduğunu, davacının.......... ile sendika arasındaki toplu iş sözleşmesinden yararlanma isteğinin kanuni olmadığını, kendi işvereni ile sendika arasındaki toplu iş sözleşmesinden zaten yararlandığını, müvekkilinin kamu kurumu olması sebebi ile Genel Kadro Kanunu ve Bütçe Kanunu ile kadronun sınırlandırıldığını, bu sınırların aşılamayacağını, bu sınırlama sebebiyle de davacının......... kadrosunda çalıştırılmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin personel açığını kapatmak üzere merkezi yönetimden daimi işçi kadroları için açıktan atama izni talep ettiğini, merkezi yönetimden izin çıkmaması üzerine zorunlu olarak toplu taşıma hizmetinin aksamadan yürütülmesi için ihale ile hizmet alımına gidildiğini, ihalenin istihdam değil hizmet alımı için yapıldığını, yapılan işin bir zorunluluktan kaynaklandığını, 4857 sayılı İş Kanunu’na 5538 sayılı Kanunla eklenen fıkralar uyarınca davacının taleplerinin yerinde olmadığını, işçilerin tüm özlük haklarının diğer davalı tarafından yürütüldüğünü, davacının kadrolu işçilere uygulanan sosyal hakları talep etme hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili; davacının ....."ın personeli olduğunu, ....."ın ....."nin düzenlediği ihaleye göre hizmet alım sözleşmesi imzaladığını, iki davalı arasında muvazaa bulunmadığını, davacı ile hizmet sözleşmesi imzalanırken davacının şartları bilerek sözleşmeyi kabul ettiğini, yıllar sonra hak kaybına uğradığına ilişkin iddiasının hukuka aykırı olduğunu, davacı ile ..... arasında imzalanan iş sözleşmesinin geçerli olduğunu, .....’ın davacıya karşı bütün yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının işe girdiği ve zaman aşımına uğramayan tarihten itibaren yapılan hesaplamaya göre her ne kadar davacı tarafından talep edilen ücret farkı, ikramiye farkı, toplu iş sözleşmesi farkı, jübile farkı, bayram yardımı farkı, ramazan yardımı farkı, yemek yardımı farkı kalemlerine ilişkin alacaklarında ....."nin kadrolu işçilerine nazaran daha az ödemeler almışsa da, ....."ın personeli olduğu anlaşıldığından, toplu iş sözleşmesi tarafı olmayan davacının ..... şoförleri gibi sözleşme hükümlerinden yararlandırılmasının mümkün olmaması gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Söz konusus kararın davacı tarafından temyizi üzerine dairemiz bozma kararı ile “davalılar arasında geçerli bir alt işverenlik ilişkisi bulunmamasına ve ..... işçisi olarak gözüken davacının, başından itibaren.......... işçisi olmasına rağmen muvazaanın olmadığına dair yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Mahkemece davacının davalı.........’nin taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinden yararlanması için gerekli diğer koşulların mevcut olup olmadığı ile talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ayrıca değerlendirildikten sonra sonucuna göre davacının talepleri hakkında karar verilmelidir.” denilmiş, mahkeme tarafından her ne kadar bozmaya uyulsa da davacının davalı ..."nin taraf olduğu Toplu İş Sözleşmelerinden yararlanmasının mümkün olmadığı, davacının üyesi olduğu sendika ile işvereni olan ..... arasında davacıyı kapsayan toplu iş sözleşmelerinin bulunduğu ..... personelinin sahip olduğu hakların yapılan ya da yapılacak toplu iş sözleşmeleri ile davacıya benzer nitelikteki personele sağlanması mümkün olmakla birlikte, ..... personeli olan bir işçinin tarafı bulunmadığı, toplu iş sözleşmesine dayanarak ..... personelinin sahip olduğu haklardan yararlanmasının hukuken mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur.
    Temyiz:
    Kararı davacı temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalı.......... işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözlemesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Davalılar arasında geçerli bir alt işverenlik ilişkisi bulunmadığı ve ..... işçisi olarak gözüken davacının, başından itibaren.......... işçisi olduğunu anlaşılmaktadır.. Söz konusu husus Dairemiz bozma kararı ile de belirlenmiştir. Ancak, bu husus dikkate alınmayarak davanın esasına girilip alacak kalemlerinin hesaplanması gerekirken bozma öncesi karar yönünde ve muvazaa olgusu yadsınarak davacının ..... işçisi olduğu değerlendirmesi ile karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi