17. Hukuk Dairesi 2016/686 E. , 2016/3879 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı, sahibi olduğu akaryakıt istasyonunu davalı ... ile sigortalattığını, olay günü meydana gelen fırtına nedeniyle istasyondaki aydınlatma sistemi ile kaplamaların zarar gördüğünü, yapılan hasar ihbarı üzerine alınan ilk eksper raporu ile belirlenen 5.525,00 TL"nin davalı tarafından ödendiğini; ancak 2. eksper incelemesi ile hesaplanan 5.937,25 TL"nin poliçe teminatı kapsamında olmadığı gerekçesiyle ödemeyen davalının önceki ödemenin de lütuf ödemesi olduğunu bildirdiğini, poliçedeki ek teminatlar kapsamında bulunan fırtına nedeniyle oluşan zarardan davalının sorulu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla eksper tarafından belirlenen 5.937,25 TL"nin olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, hasar ihbarı üzerine açılan dosya kapsamında eksperin belirlediği 5.525,00 TL"yi Hasar Komitesi kararı ile ex-gratia olarak davacıya 11.03.2014"de ödediklerini, davacının ek eksper raporuna dayalı olarak talep ettiği bedelin poliçe genel ve özel şartları gereği teminat dışı olduğunu, poliçede ek teminat verilen fırtına hızının 7 bofor olması halinde oluşan zararın ek teminat kapsamında olduğunu, Meteoroloji Bölge Müdürlüğü cevabına göre ise olay günü rüzgar hızının 5-6 bofor olduğunu, bu nedenle verilen ek teminat kapsamına girmeyen zarardan sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalının ek teminat verdiği fırtına nedeniyle oluşacak zararlar bakımından poliçenin hiçbir yerinde rüzgarın hızı ile ilgili bir sınırlama olmadığı, davacının ek teminat ile koruma altına alınan zararından sigortacının sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 5.937,25 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı ile aralarındaki işyeri sigorta poliçesinde ek teminat verilen fırtına rizikosu nedeniyle oluşan zarardan davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle alacak isteminde bulunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan 15.10.2014 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; taraflar arasındaki poliçenin ek teminatlar kısmında yer alan fırtına rizikosu bakımından rüzgarın hızı ile ilgili hiçbir kayıt bulunmadığı, davacı sigortalının teminatın kapsamı bakımından böyle bir sınırlama olduğunu bilmesinin mümkün olmadığı, poliçenin hiçbir yerinde rüzgar hızının miktarı ve ancak belirli hızdaki rüzgar nedeniyle oluşacak zararların teminat kapsamında olduğuna dair ibare olmadığı, bu nedenle de davalı sigortacının davacının zararından sorumlu olduğu yönünde kanaat bildirilmiş; mahkeme de rapordaki bu görüşe itibar ederek davalı sigortacının zarardan sorumluluğu yönünde karar vermiştir.
Taraflar arasındaki ... ile davalı sigortacının teminat altına aldığı rizikolar incelendiğinde, fırtına rizikosunun teminat verilen hallerden olmadığı; poliçenin ek teminatlar başlıklı klozunda fırtına rizikosu için de davalının teminat verdiği görülmektedir. Ancak ek teminatlar başlıklı kloz incelendiğinde "Ekli yangın sigortası genel şartlarında yer alan dahili su, duman, fırtına, yer kayması, kar ağırlığı, kara taşıtları çarpması, hava taşıtları düşmesi, alternatif iş yeri masrafları, enkaz kaldırma giderleri, kira kaybı, iş durması için teminat verilmiştir" hükmünü taşıdığı görülmektedir. Bu kloza göre, davacının ek teminat verdiği fırtına rizikosu bakımından Yangın Sigortası Genel Şartları"nda tanımı-şartları-niteliği belirtilen özellikte rüzgar olması gerekmektedir ki, davalı sigortacının verdiği ek teminat gereği sorumluluğu doğabilsin.
Yangın Sigortası Genel Şartları içinde düzenlenen fırtına klozu başlıklı maddede ise "Yağmur, kar, dolu ile beraber olsun olmasın münhasıran fırtına (10 metre yükseklikte hızı, saniyede 17.1 metre “7 bofor”dan fazla esen rüzgarlardır)" denilmek suretiyle hangi hızdaki rüzgarın fırtına sayılacağı düzenlenmiştir. Dava konusu olayın gerçekleştiği 28.01.2014 tarihindeki rüzgar hızına ilişkin olarak, Mereoroloji Bölge Müdürlüğü"nün cevabi yazısında, rüzgar hızının "5-6 bofor" olarak ölçüldüğü bildirilmiştir.
Bu durumda mahkemece, taraflar arasındaki işyeri sigorta poliçesinde, Yangın Sigortası Genel Şartlarında yer alan fırtına rizikosu için davalı sigortacının ek teminat verdiği, Yangın Sigortası Genel Şartlarındaki fırtına tanımında belirtilen rüzgar hızının somut olayda gerçekleşmediği, davalı sigortacının ek teminatlar başlığı altında verdiği teminatın kapsamına girmeyen rüzgar sonucu oluşan zarardan davalı sigortacının sorumluluğu bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 28/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.