19. Hukuk Dairesi 2016/11752 E. , 2018/1461 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasında 2002 yılında bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin teminatı olarak davacının maliki olduğu ...’deki bir taşınmaz üzerine ipotek kurulduğunu, ancak aradaki bayilik ilişkisinin üç yıldan beri fiilen bittiğini, davalıdan malzeme alınmadığını, bununla birlikte davalının ipotek belgesine dayanarak ... 6. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2781 esas sayılı takip dosyası ile davacı hakkında takibe giriştiğini iddia ederek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetkili mahkemenin ... mahkemeleri olduğunu, davacının iddialarının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının açtığı davada borcun varlığını inkar ettiği, bu sebeple alacağın varlığını ispat yükünün davalı alacaklıda bulunduğu, ancak davalının alacağın varlığını ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği, başka bir deyişle bayilik sözleşmesi dolayısıyla bir alacağı bulunduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
(1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
(2) Davacının borçlu olmadığının tespitini ve iptalini istediği ... 6. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2781 esas sayılı dosyasında takip 55.465,76 TL üzerinden başlatılmış olduğundan, dava değeri 55.465,76 TL’dir. Davacı, dava dilekçesinde dava değerini 20.000,00 TL olarak göstermiş, peşin harcı da bu miktar üzerinden yatırmıştır. Mahkemece yargılama eksik harç ile yürütülmüş, eksik harcın ikmali yönünde bir işlem yapılmamış, ancak hükümle birlikte 55.465,76 TL üzerinden karar ve ilam harcı alınmasına karar verilmiştir. Eksik harç ile yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması doğru değil ise, hükümle birlikte eksik harcın tamamlanmış olması ve esasa etkili olmayan usul hataları sebebiyle bozma yapılamayacağı gözetilerek, bu eksiklik bozma sebebi yapılmamıştır. Bununla birlikte mahkemece, Yargıtay kararlarında öteden beri kabul edildiği üzere davacı yararına vekalet ücretine peşin harcın ikmal edildiği 20.000,00 TL üzerinden karar verilmesi gerekirken, 55.465,76 TL üzerinden karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmektedir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükmün (6) nolu bendinin hükümden çıkarılarak yerine (6) nolu bend olarak, “Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. uyarınca 2.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” sözcük ve yazı dizisinin eklenerek, hükmün değiştirilen bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 22/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.