17. Hukuk Dairesi 2015/15824 E. , 2016/3864 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin sürücüsü olduğu araca kusurlu olarak çarpması sonucu aracın pert olduğunu, değer kaybı ve kardan yoksun kalmaya neden olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ...vekili, aracın müvekkili tarafından kiralandığını, kaza sırasındaki sürücünün müvekkili şirketin elemanı olmadığını, kazaya müvekkili şirkete ait araca plakası belirlenemeyen başka bir aracın çarpıp kaçmasının sebep olduğunu, müvekkiline ait araç sürücüsünün kusurlu olduğu tespit edilse dahi tazminattan trafik sigortacısının sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile; 2.539,50 TL"nin 22.08.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin istemin reddine verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı "işleten"i kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde(kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla)artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, davaya konu trafik kazasına karışan aracın maliki olan davalı ... vekili tarafından cevap dilekçesinde müvekkilinin davaya konu aracı kiraladığı iddia edilerek dilekçe ekinde araç teslim tutanağı olduğu belirtilmiş ancak dilekçe ekinde ilgili tutanağa rastlanamamıştır. Davalı ... tarafından kiralama iddiası konusunda dosyaya delil sunulmamış, mahkemece de bu konuda hiçbir araştırma yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece davalı ..."nin uzun süreli kiralama iddiasına ilişkin delilleri araştırılıp toplanarak sonucuna göre verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ne geri verilmesine 28/03/2016 gününde oybirliğiyle verildi.