14. Hukuk Dairesi 2013/13393 E. , 2014/3068 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kargı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2013
NUMARASI : 2012/919-2013/1802
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.06.2007 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı K.. Köyü, kadimden beri kullandıkları dava konusu E.. Konduğu ve K... mevkilerindeki dava konusu su kaynaklarının usulsuz olarak davalıya kiralandığını ayrıca kiralanan su kaynakları dışında davalının 7 adet su kaynağına da müdahalede bulunduğunu ileri sürerek davalının suya elatmasının önlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu su kaynaklarının İl Özel İdaresinden kiralandığını ve bu kira sözleşmelerine göre suyun kullanıldığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 12.06.2012 günlü 2012/9004 Esas 2012/14858 Karar sayılı ilamı ile özetle “..Dava konusu su kaynağı genel su niteliğinde olup, herkes faydalı ihtiyaçları oranında istifade edecektir. Dosyada mevcut orman bilirkişisinin raporunda, “1-2-3-4-5 no"lu kaynakların izinli sahalar durumunda olmadığı, 6-7 no"lu olarak gösterilen kaynakların ise, izinli sahalar kapsamında bulunduğu anlaşılmıştır. Gene dosyada mevcut Jeoloji mühendisinin raporunda ise “Dava konusu kaynakların Orman Bölge Şefliğin"ce hazırlanmış isale hattı nokta koordinat bilgileri mevcut olup, bu bilgilerden ruhsat izni veren kurum İl Özel İdaresi olduğundan dava konusu davalı tarafından izinli olarak kullanılıp kullanılmadığının anlaşılamayacağı" bildirilmiştir. Bu kapsamda bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmaktadır. Diğer yandan İl Özel İdaresi tarafından verilen cevabi yazının incelenmesinden, dava konusu kaynaklardan sadece 2 mevkide bulunan kaynak için davalıya işletme ruhsatı verildiği, dava konusu olan diğer kaynaklar için ise ruhsatın
bulunmadığı anlaşılmıştır. Öyle ise mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek, bilirkişi raporları arasındaki çelişki de giderilerek, öncelikle dava dışı İl Özel İdaresinin dava konusu kaynaklara ilişkin olarak verdiği işletme ruhsatlarının mahalline tatbik edilerek, hangi kaynaklara ilişkin olarak ruhsat bulunduğu saptanıp, davacı köyün bu kaynaklara ihtiyacı da belirlenip, kadim kullanım hakkı da gözetilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda, mahkemece Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 12.06.2012 tarihli bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Mahkemece kararın bozulmasından sonra İlçe Özel İdare müdürlüğünden davalı tarafa verilen ruhsatta belirtilen kaynakların koordinatları istenmiş, idare tarafından su kaynaklarının koordinatları gönderilmiştir. Ancak dosya içerisinde bulunan 08.07.2008 tarihli “Saha Teslim Tutanağı” başlıklı orman işletme şefliği tarafından düzenlenen belgede kiralanan kaynaklar için belirtilen koordinatlar ile İl Özel İdare müdürlüğü tarafından bildirilen koordinatların sayısal değerleri birbiriyle örtüşmemekte, koordinatlar arasında çelişki bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece, suların en az olduğu dönemde fen, jeoloji ve ziraat bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak davalı tarafından kiralanan kaynaklara ilişkin işletme ruhsatları, 08.07.2008 tarihli saha teslim tutanağı ve koordinatları, İl Özel İdaresi tarafından bildirilen su kaynaklarına ilişkin koordinatlar mahalline uygulanmalı, koordinatlar arasındaki çelişkinin sebebleri araştırılmalı, hangi kaynakların kira sözleşmeleri kapsamında hangilerinin ise kira sözleşmelerinin kapsamı dışında kaldığı tespit edilmeli, davacı köyün bu kaynaklara ihtiyacı da belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Değinilen yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.