14. Hukuk Dairesi 2013/15475 E. , 2014/3056 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Buldan Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2012/139-2013/182
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.06.2012 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi – eski hale getirme istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi ve eski hale getirme isteğine ilişkindir.
Davacı, sınır komşusu olan davalının taşınmazında kazı ve tesviye çalışması yapmak suretiyle taşınmazlar arasında kot farkı oluşmasına neden olduğunu, bu nedenle toprak kayması ve göçükler meydana geldiğini, taşınmazına elatmanın önlenmesi ile tüm olumsuzluklar giderilecek şekilde eski hale getirilmesini talep etmiştir.
Davalı, kot farkının kendisi tarafından meydana getirilmediğini, toprak kaymasının davacının yağmur sularının akıntısını kendi taşınmazına çevirmesinden ve sürekli damlama sulama yapmasından kaynaklandığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, bilirkişi raporunda A, B, C ve D harfleriyle gösterilen kısımlara toprak doldurulması suretiyle taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.
TMK m. 683"teki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Diğer taraftan TMK"nın 749. maddesi gereğince her arazi maliki taşınmazının sınırının çit veya duvar gibi sınırlıklarla çevrilmesi için yapılan giderleri karşılamak zorundadır. TMK"nın 750. maddesi gereğince de bu giderlere kendi yararlanması oranında katılması gerekmektedir.
Somut olaya gelince; dosya içeriği ve toplanan delillerden davacıya ait 107 sayılı parsel ile davalıya ait 108 parsel sayılı taşınmazlar arasında kot farkı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, davalı tarafın taşınmazının sınırından toprak alımı çalışmalarına bağlı olarak toprak kaymalarının meydana geldiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Somut olayda, davalı S.. Ü..’nün eyleminden kaynaklanan bir zarar tespit edilememiş ise de istinat duvarının yapımının zaruri bulunması halinde her iki taşınmazın maliklerinin masrafları ortak olarak karşılamaları gerekir.
Bu durumda mahkemece uzman bilirkişilerden zararın giderilmesi için alınması gereken önlemlerin neler olabileceği konusunda yeniden rapor alınması, zararın giderilmesi için yapılacak masrafların belirlenmesi, tarafların bu masraflara müştereken katılmaları suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.