12. Hukuk Dairesi 2020/678 E. , 2020/8565 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; sair şikayetleri ile birlikte hesap kat ihtarı tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından şikayetin kabulüne, takibin iptaline karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edildiği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK"nun 150/ı maddesinde; "Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürlüğüne ibraz ederse icra müdürü 149. madde uyarınca işlem yapar..." düzenlemesine yer verilmiştir.
İİK"nun 68/b maddesinde ise; "Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.Görüleceği üzere, şikayetçi borçluya, icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, takip borçlusuna, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekir. Sözleşmede ya da ipotek akit tablosunda gösterilen adresin
değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığı ile krediyi kullanan tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur. Yeni adresin bu şekilde bildirilmediği durumlarda, hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.
Yukarıda anılan Yasa hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, ihtarnamenin borçluya tebliğ edildiğinden söz edilebilmesi için, kredi sözleşmesinde bildirilen adresin değiştirilmiş ve yeni adresin bildirilmemiş olması gerekmektedir.
Somut olayda; tebligat borçlu şirketin genel kredi sözleşmesindeki adresine gönderilmeyip yeni adresinde yapılmış olmakla İİK"nun 68/b maddesi hükmünün uygulanmayacağı aşikardır. Şikayete konu tebligatın “Tebliğ adresinde şirket yetkilisinin eşi olduğunu sözlü olarak beyan eden Zahide Atilla’ya tebliğ edildi.”şerhi ile tebliğ edildiği görülmekle, tebliğ işlemi Tebligat Kanunu’nun 12 ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde düzenlenen tüzel kişilere tebligat usulüne aykırı olarak gerçekleştirildiğinden yapılan tebligat usulsüzdür. Usulüne uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından, şikayetçi borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılması mümkün değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin şikayetin kabulü yönündeki kararı yerinde olmakla birlikte icra emrinin iptali ile yetinilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesi"nce, alacaklının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına şikayetin kısmen kabulüne, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 20.11.2019 tarih ve 2019/405 E-2019/2232 K.sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.10.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.