17. Hukuk Dairesi 2019/4683 E. , 2020/5229 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya olarak incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili davalı ..."ın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalı ...’a sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Mahkemenin ivazlar arasında fahiş fark bulunması nedeniyle davanın kabulüne dair kararı dairemizin 24.09.2013 tarih 2012/10222 Esas 2013/12701 Karar sayılı ilamı ile dava konusu 514 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 400/2400 payı borçlu davalı tarafından 24.000.00TL bedelle 3. kişi konumundaki davalı ..."a satıldığı, bilirkişi tarafından taşınmazın tasarruf tarihindeki gerçek değerinin ise 90.833.00 TL olduğu bildirildiği, ivazlar arasında bir mislini aşan fahiş fark olduğu ancak üçüncü kişi olan davalı ... dava konusu taşınmazı satın almak için kendisine ait
bir başka taşınmazı sattığını, o satıştan elde ettiği para ile dava konusu taşınmazı satın aldığını bildirdiği, dosya arasında bulunan tapu kayıt suretinden de davalı ..."un kendisine ait taşınmazı sattığı ve ertesi gün dava konusu taşınmazı satın aldığı anlaşıldığı, bu durumda mahkemece davalı ... tarafından tasarruf tarihinden 1 gün önce satmış olduğu taşınmaza ait tapu kaydının getirtilip satış bedelinin belirlenmesi, sözü edilen taşınmaz satışından elde edilecek para ile dava konusu taşınmazı satın alıp alamayacağının irdelenmesi, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra dava konusu taşınmaz üçüncü kişi Yakup tarafından ... satıldığından bu şahıs aleyhine de dava açılmış, davalar birleştirilmiş ve davalı ...’a ait taşınmazın satış bedeli 30.000 TL dikkate alındığında bedel farkı olmayacağı, muvazaanın ispatlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36/1. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nin bazı kararları ile Anayasa Mahkemesi"nin bireysel başvuruya ilişkin bazı kararlarında gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının somut görünümlerinden olduğu belirtilmiştir. Anayasa"nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK"da da yer verilmiştir. HMK 297. maddeye göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK 298/2. maddede ise gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz hükmü mevcuttur.
HGK"nın 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010-108 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; "Yasa"nın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının
açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur."
Somut olayda, bozma ilamından sonra davalı ... aleyhinede dava açılmış ve bu dava birleştirilerek, her iki dava yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de birleşen dava yönünden herhangi bir değerlendirme ve gerekçe yapılmadan yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile diğer temyiz itirazları şimdilik incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 07/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.