Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/964
Karar No: 2020/447

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/964 Esas 2020/447 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/964 E.  ,  2020/447 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 20. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 61-95

    Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ..."un, 5237 sayılı TCK"nın 188/3, 62, 52, 53 ve 54. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve müsadereye ilişkin Ceyhan 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 07.05.2015 tarihli ve 29-76 sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 20. Ceza Dairesince 09.03.2016 tarih ve 16000-1388 sayı ile;
    "Oluşa ve dosya kapsamına göre; ismini vermek istemeyen bir erkek şahsın polis imdat telefonunu arayarak sanığın ikamet adresini ve araç plakasını vererek esrar maddesi sattığını ihbar ettiği, sanığın ikametinin önüne giden görevlilerin, aracından inen sanığa üzerinde ve aracında bir şey olup olmadığını sordukları, sanığın, görevlilere içmek için bulundurduğunu beyan ettiği aracının el freninin yanında poşet içinde bulunan daralı 170 gram (% 35 oranında esrar içerdiği belirtilen) uyuşturucu maddeyi rızasıyla teslim ettiği, Adli Tıp Kurumu Adana Grup Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesi Toksikoloji Şubesinin 04.02.2015 tarihli raporunda sanığın kan ve idrar analiz soncunda THC (esrar) bulunduğunun belirtildiği anlaşılmakla;
    Sanığın savunmalarında atılı suçu kabul etmeyerek içmek için bulundurduğunu beyan etmesi, ele geçen uyuşturucu madde miktarının kullanım sınırı içinde olması, araçta bulunan sayfaları kopartılmış ders kitabı ve 20 adet tütün sarma kâğıdının tek başına uyuşturucu madde satışı yapıldığını göstermeye yeterli delil olmadığı, mahkemenin karar gerekçesinde suçun sübutunda ihbar tutanağına dayanması, CMK"nın 217. maddesinin hükmü gereği mahkeme huzurunda dinlenilmeyen muhbir beyanına dayanarak hüküm kurulamayacağı gözetildiğinde, hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrıca işlem yapılan sanık hakkında atılı suçtan beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
    Kabule göre de;
    Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel Mahkeme ise 03.05.2016 tarih ve 61-95 sayı ile;
    "...Her ne kadar ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktar itibariyle kullanım amacına yönelik olabileceği değerlendirilse de, sanık hakkında defaten atılı suçla ilgili soruşturma işlemi yapıldığı, sanığın ihbar üzerine araç içerisinde beklerken yakalandığı, araç içerisinde usulüne uygun yapılan arama ile; uyuşturucu madde ticareti amacına matuf, esrar maddesinin satış amaçlı sarımında kullanılan ve bir kısım sayfaları kopartılmış vaziyette ders kitabının bulunduğu, ele geçirilen kitabın temizlik amacına yönelik olarak kullanıldığı savunmasının mantıki temele dayanmadığı, bunun yanında 20 adet tütün sarma kağıdının da ele geçirildiği, net ve ayrıntılı bilgi içeren ihbar üzerine sanığın yakalandığı, sanığın üzerinde uyuşturucudan elde edildiği değerlendirilen çeşitli banknotlar hâlinde ele geçirilen 2 adet 20 TL, 3 adet 10 TL ve 2 adet 5 TL olmak üzere toplam 80 TL ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın hayatın olağan akışına uygun olmayan savunmalarına itibar edilmemiş ve söz konusu araç içerisinde bekleyerek, gelen müşterilere para karşılığında uyuşturucu sattığı, kitap sayfalarını yırtmak ve sarmak suretiyle uyuşturucu satımında kullandığı hususunda tam bir vicdani kanaate varılarak, sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği sabit görülmekle, hakkında 5237 Sayılı TCK"nın 188/3. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş, sanığın sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak sanık hakkında TCK"nın 62. maddesi gereğince takdiri indirim hali uygulanmış, emanete alınan uyuşturucu maddeler, suçta kullanılan materyaller ve suçtan elde edilen paranın müsaderesine karar verilmiş ve aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın cezalandırılmasına karar vermiştir.
    Direnme kararına konu bu hükmün de, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.11.2016 tarihli ve 261961 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 1359-2057 sayı ile 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 20. Ceza Dairesince 06.07.2017 tarih ve 43-4245 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    06.01.2015 tarihli olay, yakalama ve el koyma tutanağı ile Ceyhan İlçe Emniyet Müdürlüğünce düzenlenen 07.01.2015 tarihli fezlekeye göre; 06.01.2015 tarihinde saat 18.57 sıralarında Ceyhan İlçe Emniyet Müdürlüğünü arayan ve açık kimlik bilgilerini vermek istemeyen bir şahsın, Belediye ...sayılı adrese yakın, dış kapısı olmayan ikamette oturan ve ikametinin bahçesinde 01 C ... plakalı beyaz renkli arabası bulunan ... isimli şahsın, evine araçla gelen kişilere esrar sattığı yönünde ihbarda bulunduğu, görevlilerce söz konusu sokağa gidilip konu hakkında araştırma yapıldığı sırada, ihbarda belirtilen ikametin önünde 01 C ... plaka sayılı beyaz renkli, Şahin marka aracın görüldüğü, görevlilerce aracın yanına gidildiğinde şoför koltuğunda oturan ve hakkında daha önce birçok kez uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan işlem yapılan, Muş Bulanık Oğlakkaya nüfusuna kayıtlı, Nurettin ve Hamayin oğlu, 21.10.1984 doğumlu olan sanık ...’un araçtan indiği, konu hakkında kendisine bilgi verilen ve üzerinde veya aracında suç unsuru bulunup bulunmadığı sorulan sanığın, kullanmak amacıyla bulundurduğunu söylediği el freninin yanındaki şeffaf poşette bulunan daralı ağırlığı yaklaşık 150-200 gram gelen esrarı gösterdiği, görevlilerce muhafaza altına alınan söz konusu poşetin incelenmesi neticesinde; kokusu ve görünümü itibarıyla esrar olduğu değerlendirilen suç konusu uyuşturucu madde ile bir kısım sayfaları koparılmış olan ve üzerinde “İlköğretim 7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı, Pasifik Yayınları” ibaresi yazan kitap ile toplam 20 (yirmi) adet tütün sarma kâğıdının ele geçirildiği, konu hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verildiğinde sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan işlem yapılması talimatının alındığı,
    06.01.2015 tarihli üst ve güvenlik arama tutanağına göre; sanığın yapılan üst aramasında bir adet çakmak, bir adet ip, bir adet bıçak ve bir paket sigaranın ele geçirildiği,
    Adana Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 21.01.2015 tarihli raporda; daralı ağırlığı 170 gram olan maddeden numune olarak gönderilen 1,4 gram ağırlığındaki yeşil renkli, tohumlu bitki parçalarının “THC” etken maddesini içeren kenevir bitkisi olduğu, söz konusu maddeden net 0,49 gram esrar elde edilebileceği, numune olarak gönderilen 1,4 gram madde ile aynı fiziksel özelliklere (sap, yaprak, tohumlu tepeleri, nemlilik oranı vs.) sahip olması durumunda 170 gram ağırlığındaki maddeden net % 35 oranında esrar elde edilebileceğinin bildirildiği,
    Adli Tıp Kurumu Adana Grup Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesinin 04.02.2015 tarihli raporuna göre; sanığın kan ve idrar örneklerinde uyuşturucu maddelerden “THC” etken maddesini içeren esrarın tespit edildiği,
    Adana Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü Vücut İzi Geliştirme Laboratuvarı Büro Amirliğinin 26.01.2015 tarihli raporunda; suç konusu uyuşturucu maddenin içerisinde bulunduğu poşet üzerinde yapılan incelemede herhangi bir vücut izine rastlanılmadığının belirtildiği,
    Sanık hakkında soruşturma evresinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayırma kararı verildiği, yapılan soruşturma neticesinde Ceyhan Cumhuriyet Başsavcılığınca 24.02.2015 tarih ve 1034-90 sayı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği,
    Dosyada yer alan belgeler ile Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden yapılan incelemeye göre; sanık hakkında 07.08.2014 tarihinde ele geçirilen uyuşturucu madde nedeniyle Ceyhan Cumhuriyet Başsavcılığının 02.02.2015 tarihli ve 360-31 sayılı iddianamesiyle kamu davası açıldığı, Ceyhan 2. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde 10.03.2015 tarihli ve 23-39 sayılı karar ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan TCK"nın 188/3, 62, 52, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtaya gelen dosyanın hâlen Yargıtay 10. Ceza Dairesinin arşivinde bulunduğu, yine 07.09.2014 tarihinde ele geçirilen başka bir uyuşturucu madde nedeniyle sanık hakkında Ceyhan Cumhuriyet Başsavcılığının 23.09.2014 tarihli ve 2083-188 sayılı iddianamesiyle kamu davası açıldığı, Ceyhan 2. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde 31.03.2015 tarihli ve 237-44 sayılı karar ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan TCK"nın 188/3, 62, 52, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanık müdafisi tarafından temyiz edilen dava dosyasının hâlen Yargıtay 10. Ceza Dairesinin arşivinde yer aldığı,
    Anlaşılmıştır.
    Sanık soruşturma evresinde; evli olup altı çocuğunun bulunduğunu, cezaevinden yeni çıktığını, çalışmadığı için maddi durumunun kötü olduğunu, ailesinin geçimini dönercide çalışan on altı yaşındaki oğlunun sağladığını, yaklaşık yirmi yıldır esrar kullandığını, madde bağımlısı olduğunu, suç konusu uyuşturucu maddeyi kullanmak amacıyla 04.01.2015 tarihinde Bota Mahallesinde, esmer tenli ve yaklaşık 160 cm boylarında olan tanımadığı bir şahıstan, annesinden harçlık olarak aldığı 70 TL karşılığında satın aldığını, olay tarihinde evinin önündeki araçta oturduğu sırada görevlilerin geldiğini, kendi rızasıyla el freninin üzerinde bulunan suç konusu esrarı polislere gösterip teslim ettiğini, ele geçirilen uyuşturucu maddenin çoğunun çer çöpten ibaret olduğunu, söz konusu maddeden yaklaşık 15 ya da 20 gram esrar elde edilebileceğini, görevlilere yakalanmamış olsa idi suç konusu esrarı yaklaşık bir buçuk ay içebileceğini, kullandığı esrarı tohumlarından ayıklarken tohumların araç koltuğuna dökülmemesi için esrarı ele geçirilen kitap üzerinde temizlediğini, söz konusu kitabı bu nedenle araçta bulundurduğunu, yine araçta ele geçirilen tütün sarma kâğıtlarının da kendisine ait olduğunu, kesinlikle uyuşturucu madde ticareti yapmadığını, suç konusu esrarı kullanmak için bulundurduğunu,
    Kovuşturma evresinde ise; soruşturma evresindeki savunmalarını tekrar ettiğini, tedavi görüp madde bağımlılığından kurtulduğunu, pişman olduğunu,
    Savunmuştur.
    5237 sayılı TCK"nun "Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti" başlıklı 188. maddesinin üçüncü fıkrası suç tarihi itibarıyla;
    “...(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz...” şeklindedir.
    Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli fiiller, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satışı, satışa arzı, başkalarına verilmesi, sevki, nakli, depolanması ya da kazanç amacıyla satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, bir ve ikinci fıkralara göre ayrı bir suç oluşturmaktadır. Fıkradaki suçun oluşması için bu seçimlik hareketlerden herhangi birisinin yapılmış olması gerekir.
    Öte yandan amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi hâlinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    06.01.2015 tarihinde saat 18.57 sıralarında Ceyhan İlçe Emniyet Müdürlüğünü arayan ve açık kimlik bilgilerini vermek istemeyen bir şahsın, Belediye ...sayılı adresin yakınındaki dış kapısı olmayan yerde oturan ve 01 C ... plaka sayılı aracı bulunan sanığın, evine araçla gelen kişilere esrar sattığı yönünde ihbarda bulunduğu, aynı gün görevlilerce söz konusu sokağa gidildiğinde, sanığa ait olduğu anlaşılan ikametin önünde park halindeki 01 C ... plaka sayılı aracın ve şoför koltuğunda oturmakta olan sanığın görüldüğü, görevlilerin yaklaşması üzerine araçtan inen ve konu hakkında kendisine bilgi verilen sanığın, el freninin yanındaki şeffaf poşette kullanmak amacıyla bulundurduğu uyuşturucu maddenin olduğunu söylediği, görevlilerce muhafaza altına alınan poşet kontrol edildiğinde suç konusu net 59,5 gram esrar ile bir miktar koparılmış kitap sayfaları ve toplam 20 adet tütün sarma kâğıdının ele geçirildiği olayda;
    Sanığın tüm aşamalarda istikrarlı bir biçimde; madde bağımlısı olduğunu, suç konusu uyuşturucu maddeyi kullanmak amacıyla satın aldığını savunması, ele geçirilen net 59,5 gram esrarın miktar itibarıyla kişisel kullanım sınırları içinde kalması, suç konusu uyuşturucu maddenin aracın görünür yerinde ve poşet içerisinde tek parça hâlinde ele geçirilmiş olması, uyuşturucu maddenin yanında bir miktar koparılmış kitap sayfaları ile toplam 20 adet tütün sarma kâğıdı ele geçirilmiş olmasının, sanığın suç konusu esrarı satmak ya da başkasına vermek amacıyla bulundurduğuna, diğer bir ifadeyle uyuşturucu madde ticareti yaptığına ilişkin tek başına yeterli delil sayılmasının mümkün olmaması, sanığın savunmalarını doğrular şekilde idrar ve kan örneklerinde esrar etken maddesinin tespit edilmesi ve bu bağlamda sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı bir soruşturma yürütülerek Ceyhan Cumhuriyet Başsavcılığınca 24.02.2015 tarih ve 1034-90 sayı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesi, 06.01.2015 tarihli üst ve güvenlik arama tutanağına göre; sanığın üzerinden yalnızca bir adet çakmak, bir adet ip, bir adet bıçak ve bir paket sigara ele geçirildiğinin anlaşılmasına karşın, Yerel Mahkemenin “...Sanığın üzerinde uyuşturucudan elde edildiği değerlendirilen çeşitli banknotlar halinde ele geçirilen 2 adet 20 TL, 3 adet 10 TL ve 2 adet 5 TL olmak üzere toplam 80 TL ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde...” şeklindeki, dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerle çelişen, somut olaya ilişkin hiçbir tutanakta yer almayan, gerçekleşmemiş bir tespite dayanması ve bu hususu da suçun sübutuna esas alması, yine başka tarihlerde ele geçirilen uyuşturucu maddeler nedeniyle sanık hakkında Ceyhan 2. Ağır Ceza Mahkemesinin farklı esaslarına açılan ve Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden yapılan incelemeye göre de; hâlen Özel Daire arşivinde bulunan uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna ilişkin derdest dava dosyalarının, “...Sanık hakkında defaten atılı suçla ilgili soruşturma işlemi yapıldığı...” şeklindeki gerekçeyle Yerel Mahkemece atılı suçun sübutu bakımından mevcut kanıtlar arasında sayılmasının, suçluluğunun ispatı için maddi bir bulgu olarak kabul edilmesinin ve sanığın atılı suçu işleyip işlemediğinin değerlendirilmesinde esas alınmasının, ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri olan, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kurala aykırı olması karşısında; soyut nitelikte olan ve kim tarafından yapıldığı belli olmayan ihbar dışında, sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin savunmasının aksine, suç konusu uyuşturucu maddeyi ticari bir amaçla bulundurduğuna ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Ceyhan 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.05.2016 tarihli ve 61-95 sayılı direnme kararına konu hükmünün, sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 05.11.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi