18. Ceza Dairesi 2016/15606 E. , 2016/14958 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Fuhuş suçundan, sanık ..."nın yapılan yargılaması sonunda; aynı suçtan mahkûmiyetine dair ... 62.Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 02.12.2015 gün ve 2015/541 esas, 2015/711 karar sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 13.06.2016 gün ve 2016/3819 esas, 2016/13023 karar sayılı ilamı ile bozma yönündeki kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.08.2016 gün ve 2016/90295 sayılı itiraz yazısı ile 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile eklenen 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin 2 ve 3. fıkraları gereğince itiraz etmesi üzerine dosya Daireye gönderilmekle incelendi;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/08/2016 tarih ve 4-2016/90295 sayılı itiraz yazısında;
Sanığın eyleminin fuhuş suçu kapsamında kaldığı, elde edilen delillerin hukuka uygun yollarla elde edildiği bu suretle Yerel Mahkemenin kararının onanması talep edilmiştir.
Gereği görüşülüp,düşünüldü:
Dosya kapsamındaki mağdurlara fuhuş yaptırdığı iddia edilen sanıkla ilgili somut olayda yasal düzenlemelere aykırı şekilde kolluk görevlilerinin kendi yaptığı çalışmalar üzerine Cumhuriyet Savcısının CMK"nın 160 vd. maddelerine göre yaptığı yazılı veya sözlü bir görevlendirme bulunmaksızın, bir sosyal paylaşım sitesinde bulunan ilanda yazılı cep telefonunu arayarak suça konu edilen eve önce bir kolluk görevlisinin müşteri olarak girdiği, içerideki bayanlardan biriyle fuhuş pazarlığı yaparak önceden seri numarası alınmış parayı bayana verdikten sonra polis kimliğini açıkladığı, ardından diğer kolluk görevlilerinin aynı eve girerek olay tespit tutanağında yazılı delillere el konulduğu, içeride bulunan sanık ve mağdurların kimlik tespitleri yapıldıktan konu ile ilgili Cumhuriyet savcısına bilgi verilerek, mağdurların ifadesinin alınması, şüphelinin gözaltına alınması, el konulan suç unsurları ile tahkikat evrakının mevcutlu olarak gönderilmesi talimatı alındığı, daha sonra Sulh Ceza Hakimliğinden, elde edilen delillerin rızaen teslim edildiğine dair tutanakta bir ibare bulunmamasına rağmen, CMK"nın 127. maddesi uyarınca el koyma kararı alındığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar olay tespit tutanağında arama yapılmadan evden ayrılındığı yazılmışsa da, yapılan işlemlerin arama ve el koyma niteliğinde olup, CMK"nın 116 vd. ile 123 ve 127. maddelerine aykırı olduğu, bu nedenle elde edilen delillerin de hukuka aykırı yöntemle elde edilmiş delil niteliğinde bulunduğunun anlaşıldığı, yine mağdurların kolluk ifadelerine de yukarıda sözü edilen açıklamalar nazara alındığında, Cumhuriyet savcısının CMK"nın 160 vd. maddelerine göre yaptığı yazılı veya sözlü bir görevlendirme bulunmaksızın yapılan işlemler sonucu ulaşıldığından, bu ifadelere de itibar edilemeyeceği, kaldı ki mağdurların tercüman bulundurulmadan alınan kolluk ifadelerinden sonra mahkemeye sunup, içeriğini tekrar ettikleri noter tercümeli dilekçelerinde de, yeteri kadar Türkçe bilmeden alınan ifadelerini kabul etmediklerini, okuyup anlamadan kolluk görevlilerinin baskısıyla imzaladıklarını beyan etmeleri karşısında, bu ifadelerin de mahkumiyete esas teşkil edecek nitelikte bulunmadığı, yerleşik Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında belirtildiği üzere, gizli soruşturma yapan adli kolluk görevlisinin hiç bir zaman kışkırtıcı ajan gibi gibi hareket edemeyeceği, önceden failde bulunmayan suç işleme kastı oluşturarak, faili suç işlemeye azmettiremeyeceği, dolayısıyla sanığın üzerine atılı fuhuş suçunu işlediğine ilişkin, hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş delil bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanığın mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu itibarla; Dairemizin 13.06.2016 tarih ve 2016/3819 esas, 2016/13023 sayılı bozma kararındaki gerekçeye göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görülmediğinden 6352 sayılı Yasanın 99/3 maddesiyle 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesine eklenen 3. fıkra hükmüne göre dosyanın Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 26.09.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.