15. Ceza Dairesi 2014/19349 E. , 2017/13125 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik
HÜKÜM : 1-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından beraat
2-Sanık ... hakkında;
a)Dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 158/1-e-son, 43, 35, 62, 52/2-4 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
b)Sahtecilik suçundan; TCK’nın 204/1, 43, 62 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından suça sürüklenen çocuğun beraatlarına ilişkin hükümler, Cumhuriyet Savcısı tarafından; sanık ...’in mahkumiyetine ilişkin hükümler ise, Cumhuriyet Savcısı ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanık ...’in, suça sürüklenen çocuk ...’a ... adına düzenlenmiş 4783 numaralı uzman hekim ilaç kullanım raporu yanında ...adına kayıtlı 2751 numaralı uzman hekim ilaç kullanım raporu ile reçeteleri vererek bu ilaçları eczaneden almasını söylediği,...’ın da ilaçları almak için gittiğinde eczane çalışanları tarafından, bir reçetenin silik yazıldığını düzeltilmesini istemeleri üzerine sağlık ocağına gidip, doktor ... isimli doktora söz konusu reçeteyi yeniden yazdırıp imzalatarak aynı eczaneye geri götürdüğü, ancak ilaç deposunun uyarısı nedeniyle eczane çalışanlarının ilaçları vermedikleri, bu şekilde suça sürüklenen çocuk ile sanığın dolandırıcılığa teşebbüs ve sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik hükümlere karşı Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuğun aşamalardaki savunmalarında, reçetelerin sahte olduğunu bilmediğini, reçeteleri kendisine verenin diğer sanık olduğunu belirtmesi, sanık ...’in de bunu doğrulaması karşısında, suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçları işlediğine dair, cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğinin sabit bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, Cumhuriyet Savcısının atılı suçların sübut bulduğuna ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından verilen hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a)Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğundan hareketle; suça sürüklenen çocuk ...’ın ...ve ... adına düzenlenen reçeteleri aynı anda eczaneye ibraz ettiği, ancak çalışanların bir reçetedeki yazıların silik olduğunu belirtmeleri üzerine çocuğun kendiliğinden doktora giderek yeniden yazdırdığı ve ...’ın sanık ile birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiğine ve belgelerin farklı zamanlarda düzenlendiğine dair delil de bulunmadığı hususları dikkate alındığında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanık hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlerde fazla ceza tayin edilmesi,
b)TCK’nın 158/1-e-son maddesi gereğince, hapis cezasının 3 yıldan, adli para cezasının ise elde edilen ya da edilmek istenilen haksız menfaat miktarının iki katından az olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği cihetle; alınmak istenilen ilaçların tutarları belirlenip, para cezasının buna göre tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ile hapis cezasının belirlenmesi sırasında, alt sınırdan uzaklaşarak hüküm kurulduğu ifade edilmesine rağmen, temel cezanın 3 yıl olarak tayin edilmesi suretiyle çelişkiye yol açılması,
c)5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, o yer Cumhuriyet Savcısı ile sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 05.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.