3. Hukuk Dairesi 2017/2893 E. , 2017/16699 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının, dava konusu taşınmazda 01.01.2007 başlangıç tarihli kira kontratına istinaden kiracı olduğunu, aylık kira bedeli net 4.300 TL olmasına rağmen kiracı tarafından kiraların net 1.300 TL olarak ödendiğini, 01.01.2013 tarihinden itibaren kiraların net 1.825 TL (brüt 2.281,25 TL) olarak yatırılmaya başlandığını, davalı tarafın sunduğu 05.06.2008 başlangıç tarihli kira kontratının geçerli olmadığını, ödenen kira parasının emsallerine göre çok az olduğunu belirterek, 01.01.2013 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin stopaj hariç net 5.850 TL olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, ilk kira sözleşmesinin 2007 yılında, ikinci kira sözleşmesinin 2008 yılında yapıldığını, 2009 yılından beri kira bedellerinin sözleşmede belirtildiği miktarda düzenli olarak ödenmeye devam edildiğini, davacının da bu kiraları ihtirazi şart ileri sürmeksizin kabul ettiğini, talebin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın 05.06.2014 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin takdiren brüt 4.400,00 TL (net 3.320,00 TL) olarak tespitine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacının tespit tarihine yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Taraflar arasında ilk olarak 01/01/2007 başlangıç tarihli 3 yıl süreli aylık 3.500 TL bedelli kira sözleşmesinin daha sonra 05/06/2008 tarihli başlangıç tarihli 3 yıl süreli aylık 4.300 TL bedelli kira sözleşmesinin imzalandığı, kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle çıkan uyuşmazlık sonucu davacı kiraya veren tarafından ... 18. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/134 E 2013/403 K sayılı dosyasında ödenmeyen bakiye kira bedelinin tahsili için açılan davada, taraflarca imzası ikrar edilen 05/06/2008 başlangıç tarihli 4.300 TL bedelli kira sözleşmesinin geçerli olduğuna karar verildiği, bu kararın Yargıtay 6. Hukuk Dairesi tarafından 21/01/2014 tarihinde onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Davada esas alınması gereken 05/06/2008 başlangıç tarihli 3 yıl süreli kira sözleşmesinin 6. Maddesinde kira bedelinin yıllık TEFE-TÜFE ortalaması oranında artırılacağı, 22. Maddesinde 05/01/2009 tarihinden itibaren kira bedelinin 1300 YTL olarak kalan seneler devam edeceği kararlaştırılmıştır. Bu hale göre sözleşmede kira bedelinin artırılacağı düzenlenmiştir.
TBK.nın 345.maddesinde; “Kira bedelinin belirlenmesine ilişkin dava her zaman açılabilir. Ancak, bu dava, yeni dönemin başlangıcından en geç otuz gün önceki bir tarihte açıldığı ya da kiraya veren tarafından bu süre içinde kira bedelinin artırılacağına ilişkin olarak kiracıya yazılı bildirimde bulunulmuş olması koşuluyla, izleyen yeni kira dönemi sonuna kadar açıldığı takdirde, mahkemece belirlenecek kira bedeli, bu yeni kira döneminin başlangıcından itibaren kiracıyı bağlar.
Sözleşmede yeni kira döneminde kira bedelinin artırılacağına ilişkin bir hüküm varsa, yeni kira döneminin sonuna kadar açılacak davada mahkemece belirlenecek kira bedeli de, bu yeni dönemin başlangıcından itibaren geçerli olur.” hükmüne yer verilmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, TBK.nın 345.maddesi bu tarihten sonra açılacak kira bedelinin tespiti istemlerinde uygulanır.
Bu durumda açılan dava süresinde olup mahkemece sözleşmede artış şartı olduğu ve kira bedelinin artırılması için önceden ihtarda gönderildiği gözetilerek 05/06/2013 tarihinden itibaren kira bedelinin tespitine karar verilmesi gerekirken 05/06/2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tespit kararı verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebebine göre, davacının sair temyiz itirazları ile davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair ve davalı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,29.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.