16. Hukuk Dairesi 2016/14353 E. , 2020/518 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ... ada 102 parsel sayılı 234.463,48 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kamu orta malı mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak, taşınmazın bir bölümü hakkında tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli ...,... parsel sayılı taşınmazın 20.11.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile belirtilen bölümünün tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli 114 ada 102 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi tarafından hazırlanan rapor ve eki haritada (A) harfi ile gösterilen bölümünün mera niteliğinde olmadığı ve bu bölümde davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın tespiti mera vasfıyla yapıldığı halde, usulüne uygun şekilde mera araştırması yapılmamış, bu kapsamda komşu köyden mahalli bilirkişi dinlenmemiş, tek ziraat bilirkişisi tarafından düzenlenen soyut içerikli raporla yetinilerek ve taşınmazın niteliği ve üzerinde sürdürülen zilyetlik durumu net olarak belirlenmeden karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisleri bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında dinlenecek mahalli bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, temyize konu taşınmaz bölümü ile mera parseli arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı, taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, zaman içinde taşınmazın sınırlarında mera yönünde genişleme olup olmadığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yargılama boyunca dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı; taşınmazın görüntüsü ve mera ile ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarındaki hakim gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazı komşu parsellerle birlikte ele alan, mera ile ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını, çekişmeli bölümün meradan açma olup olmadığını ve taşınmazın öncesini ve mevcut niteliğini açıklayan, bilimsel verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, çekişmeli bölümün dört hududunu gösterir şekilde ve taşınmazın hangi bölümüne ait olduğunu açıklayan fotoğraflar rapora eklenmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir kroki ve rapor düzenlemesi istenmeli; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yetersiz araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
17.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.