17. Hukuk Dairesi 2020/1334 E. , 2020/5204 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, 03/09/2003 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın neden olduğu kaza sonucu davacının yaralandığını belirterek fazlaya dair hakları saklı tutularak 5.000,00 TL maddi tazminatın ve 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 14/07/2010 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini (2.292,35 TL tedavi gideri ve 73.393,60 TL maluliyeti nedeniyle maddi tazminat olmak üzere) 75.686,01 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulü ile 75.686,01 TL maddi tazminatın (davalı ... Şirketinin poliçede belirtilen 18.000,00 TL tazminat tutarı ile sınırlı olmak üzere) davalılar ... ile ... yönünden olay tarihi olan 03/09/2003 tarihinden, davalı ... Şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; 6.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 03/09/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... ... müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın reddine; davalı ... Şirketi aleyhine açılan manevi tazminat davasının
husumet yönünden reddine karar verilmiş; hükmün, davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 21/01/2014 gün ve 2013/660 Esas 2014/682 karar sayılı ilamı ile "tedavi giderleri yönünden yasal hasım olan Sosyal Güvenlik Kurumu"nun davaya dahil edilerek sonucuna göre karar verilmesi ve davalı ... şirketinin süresi içinde yapılmış ıslahın zamanaşımına uğradığına dair savunması hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi" gerekçeleriyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 73.393,60 TL maddi tazminatın, davalılar ... ile ... yönünden olay tarihi olan 03/09/2003 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı ... şirketi yönünden ise 5.000,00 TL"lik kısma dava tarihinden itibaren 68.393,60 TL kısma ise ıslah tarihi olan 14/07/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile (davalı ... şirketinin poliçedeki teminat miktarı ile sorumlu olması koşuluyla) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; 2.292,35 TL tedavi giderinden oluşan maddi tazminat talebinin ise 6111 sayılı kanundaki yasal düzenleme gereği davalıların pasif taraf ehliyetlerinin bulunmaması sebebiyle husumet yokluğu nedeniyle usul yönünden reddine; 6.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 03/09/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ile ... müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı ... şirketi aleyhine açılan manevi tazminat davasının ise husumet yokluğu sebebiyle usul yönünden reddine, karar verilmiş; hükmün, davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 23/05/2016 gün ve 2016/7943 Esas 2016/6257 karar sayılı ilamı ile "ıslah ile artırılan tazminat miktarı yönünden zamanaşımı nedeniyle red kararı verilmesi ve hükümde, davalı ... şirketinin, sorumlu olduğu poliçe limiti miktarının belirtilmemiş olmasının infazda tereddüte neden olacağı" gerekçeleriyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; ıslah edilen talebin davalı şirket yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine; tedavi ve istirahat kalemlerine ilişkin
2.292,41 TL’nin husumet yokluğundan reddine; ... ve ... yönünde bilirkişi raporu ile tespit edilen %35 güç kaybı zararı olan 73.393,60 TL’nin kaza tarihi olan 03.09.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline; davacı yanın manevi tazminat talebinin faturalandırılamayan zarara ilişkin olduğu kabul edilerek ve bu nedenle 2.292,41 TL’nin düşülmesi ile davalı şirket yönünden bakiye toplam 12.707,59 TL tazminat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı şirket yönünden 18.000,00 TL poliçe bedelini aşmamak üzere) tahsiline, bu bedelin davalı şirketten tahsil edilmesi durumunda diğer davalıların mesul olduğu meblağdan mahsup edilecek ve kalan bakiyenin ... ve ...’ndan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kesinleşen yönlere ilişkin inceleme yapılmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, cismani zarardan kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK.’nun 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK.’nun 294. - 297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK.’nun 297/2. maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının
açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemece bu hususlara aykırı olarak, gerekçedeki sözler tekrar edilerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edildiği görülmektedir.
Bu durumda mahkemece, taraflara yükletilen ödevlerin ve bahsedilen hakların hiçbir kuşku ve tereddüt gerektirmeyecek şekilde, (sigorta şirketi yönünden ıslah edilen kısmın zamanaşımı nedeniyle reddi gözetilerek maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ayrı ayrı) açık ve icra (infaz) edilebilir nitelikte hüküm kurulmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Kabule göre,
Bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılamada bozma ilamı ile kesinleşen yönler bakımından yeniden karar verilemeyeceği gibi usulü kazanılmış haklara aykırı olacak şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Daha önce iki kez Yargıtay incelemesinden geçerek ve her ikisinde de bozmaya konu edilmemiş olması nedeniyle kesinleşmiş, sigorta şirketi bakımından reddedilen ve usulü müktesep hak oluşan manevi tazminat yönünden, davalı ... şirketi aleyhine olacak şekilde maddi tazminatla birlikte (5.000,00 TL + (10.000,00- 2.292,41 TL)=12.707,59 TL) yeni hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
4-Bozma kapsam ve şekline göre davacı vekilinin ve davalı ... şirketi vekilinin harç, yargılama gideri ve vekalet ücretlerine ilişkin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı ... şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ...Ş"ye geri verilmesine 07/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.