16. Hukuk Dairesi 2014/19071 E. , 2015/15155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda Gelemiç Köyü çalışma alanında bulunan 166 ada 1 parsel sayılı 1.139,59 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına tesbit ve tescil edilmiştir. Davacı ... kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın tamamı üzerinde davacı lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli olmadığı gibi varılan sonuç dahi dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı dava dilekçesinde 1978 yılında satın alma nedeniyle taşınmazın zilyetliğinin kendisine geçtiğini, bu güne kadar da kendisinin kullanımında olduğunu öne sürerek taşınmazın tamamı hakkında dava açmıştır. Taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi tarafların burada taşınmazları olduğunu ancak sınırlarını bilemediğini beyan etmiş, davacı tanığı ... taşınmazın tamamının, davacı tanığı ... bir kısmının davacı tarafından kullanıldığını, davacı tanığı ... ise bir kısmının davalı tarafa ait olduğunu davacıya söylediğinde davacı tamamının satın alındığını kendisine belirtildiğini ifade etmiş, davalı tanığı ... ise taşınmazın bir kısmının davacı tarafından satın alınan yer olduğunu, geri kalan kısmının ise kime ait olduğunu bilmediğini belirtmiştir. Alınan beyanlar son derece soyut olup taşınmazın üzerindeki zilyetliğin kim tarafından nasıl, ne zamandan beri sürdürüldüğünü açıklamaktan uzak olduğu gibi, beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği dahi düşünülmemiştir. Keşif sonucu fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 06.06.2012 tarihli raporda davacının gösterdiği bölüm ve tanıkların gösterdiği bölüm ekli 2 adet haritada gösterilmiştir denilerek (hangi bölümün kim tarafından kullanıldığı ya da iddia edildiği belirtilmeksizin) rapor sunulmuş, bu eksikliğin fark edilmesi üzerine mahkemece, fen bilirkişisinden alınan 25.4.2014 tarihli ek raporda ise; yapılan keşfin üzerinden iki yıllık bir süre geçtiğini hatırlayabildiği kadarıyla (B) ile gösterilen bölümlerin davacı tarafından iddia edilen ve tanıklarca da davacı tarafından kullanılan yer olduğu bildirilmiştir. Mahkemece tüm bu çelişkiler ve hatırlamaya dayalı olarak verilen fen bilirkişi raporuna rağmen nasıl tamamı üzerinde davacı lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği sonucuna varıldığı da anlaşılamamıştır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez. O halde mahkemece mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında öncelikle davacının taşınmazın tamamı mı yoksa bir bölümü hakkında mı dava açtığı tereddütsüz olarak belirlenmeli daha sonra, dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından davacının iddia ettiği yerin geçmişte kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, alınan beyanlar arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden, talep edilen yerin neresi olduğu, yerel bilirkişiler ve tanıklarca gösterilen sınırların neresi olduğu, önceki keşifte taşınmaz üzerinde bulunduğu belirtilen ağaçların taşınmaz üzerinde nerede dikili olduğunu gösterir keşfi izlemeye elverişli ve yeterli rapor istenmeli tüm bu işlemler tamamlandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
08.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.