3. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5991 Karar No: 2017/16640 Karar Tarihi: 28.11.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/5991 Esas 2017/16640 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2016/5991 E. , 2017/16640 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Davacı tarafça açılan mirasçılık belgesinin verilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, eşi ... ile 14.02.1994 tarihinde ..."da düzenledikleri vasiyetnameyle birbirlerini mirasçı tayin ettiklerini, eşinin 21.01.2015 tarihinde ..."da öldüğünü, Türkiye"de eşine ait menkul ve gayrimenkullerin bulunduğunu ileri sürerek; vasiyetnamenin açılmasına, yasal mirasçılara tebliğine ve eşinin tek mirasçısı olduğunu gösterir mirasçılık belgesinin tarafına verilmesini talep etmiş, 18.11.2015 tarihli dilekçesi ile davaya konu vasiyetnamenin Alman makamlarınca açılıp okunduğunu bildirmiştir. Mahkemece; verilen kesin süre içinde davaya konu vasiyetnamenin açılması ile vasiyetçinin mirasçılarını gösteren yabancı mahkeme kararlarının asılları ile usulünce yapılmış tercümelerinin dosyaya sunulmadığı gerekçe gösterilerek; HMK"nun 119/2 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK"nun 598. maddesi uyarınca mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. HMK"nun 94. maddesi hükmüne göre; hakim, belirlediği sürenin kesin olduğuna karar verebilir ise de; bu kararda kesin süre içinde yapılması istenen işlerin ne olduğunu belirtmelidir. Ayrıca, Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamasına göre; süreye uymamanın doğuracağı sonuçların ilgilisine açıkça anlatılıp kendisinin bu konuda uyarılması ve bu hususların tutanağa geçirilmiş olması gerekir. Somut olayda; mahkemenin hükmüne dayanak yaptığı 08.09.2015 günlü celsede verilen ara kararında, davaya konu vasiyetnamenin açılması ile vasiyetçinin mirasçılarını gösteren yabancı mahkeme kararlarının apostil şerhli asılları ile usulünce yapılmış tercümelerinin iki haftalık kesin süre içerisinde davacı tarafça sunulması istenilmiş, ancak karar gereğinin yerine getirilmemesi durumunda bunun sonuçları hazır bulunan davacı vekiline anlatılıp uyarılmamıştır. Diğer taraftan, davacı tarafından dosyaya sunulan yabancı mahkeme ilamından: davaya konu vasiyetnamenin, vasiyetçinin son yerleşim yeri olan yer mahkemesine gönderildiği, diğer bir anlatımla vasiyetnamenin düzenlediği yer hukukuna göre açılması ile ilgili davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. O halde, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ile yerleşik ilkelere uygun, usulen verilmiş bir kesin sürenin bulunmadığı gibi, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin davanın derdest olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bundan ayrı, kesin süreye uymamanın sonucu, o işlemi yapma hakkının ortadan kalkmasıdır(HMK md.94/3). Mahkemece; işlemin kesin süre içerisinde yapılmadığı gerekçe gösterilerek, olayda uygulama yeri bulunmayan HMK"nun 119/2 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.