2. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/966 Karar No: 2014/11925
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/966 Esas 2014/11925 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2014/966 E. , 2014/11925 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Yalova Aile Mahkemesi TARİHİ :10.12.2013 NUMARASI :Esas no:2013/709 Karar no:2013/614
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından kişisel ilişki süresi ve mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebi konusunda karar verilmemesi yönünden; davalı (koca) tarafından ise temyize cevap dilekçesinde (katılma yoluyla) kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı da temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirmek suretiyle (HUMK md. 433/2) temyiz talebinde bulunmuş ise de, temyiz başvuru ve peşin harcı yatırmadığı gibi, dilekçenin temyiz defterine kaydedildiğine ilişkin bir bilgi de bulunmadığından,davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 2-Davacının temyiz itirazlarına gelince; a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-Taraflar anlaşmalı boşanma isteğiyle mahkemeye birlikte başvurmuşlardır. Dava dilekçesinde yer alan anlaşma şartları içinde "evlilik birliği içinde müştereken çalışmış ve ortak birikimler sağlamış olmaları sebebiyle davalı, davacıya 10.000 TL ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir." Davacı, duruşmada dava dilekçesini tekrar ettiğine göre, dava dilekçesindeki 10.000 TL isteği devam etmektedir. Davalıda duruşmadaki beyanında "dava dilekçesindeki bu isteğe karşı çıkmamış, aksine "taraflarca evlilik birliği içerisinde edinilen malların paylaşıldığını" beyan etmiştir. Öyleyse tarafların bu hususta anlaştıklarının kabulü gerekir. Tarafların Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiğine göre 10.000 TL ile ilgili talep hakkında da hüküm kurulması gerekirken bu hususun nazara alınmaması doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. maddenin (b) bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 2. maddenin (a) bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, davalının katılma yoluyla yaptığı temyiz incelemesinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 29.05.2014 (Per.)
KARŞI OY YAZISI Anlaşmalı boşanmaya karar verilebilmesi için; tarafların boşanma, boşanmanın mali sonuçları konusunda ve çocukların durumu hususunda anlaşmaları gerekir (TMK md. 166/3). Boşanmanın fer"i hükümlerinden olan kişisel ilişkiyi her iki taraf da temyiz etmiştir. Şu halde kişisel ilişki konusunda tarafların anlaşmadıkları sabittir. Anlaşmalı boşanma koşulları oluşmadan boşanma kararı verilmesi yasanın açık ve ağır bir ihlalidir. Yargıtay, yasanın açık ve ağır ihlali halinde temyiz sebepleri ile bağlı olmayıp diğer yönlerden de hükmü bozabilir (HUMK md. 439/2). Her ne kadar boşanma hükmü temyize gelmemişse de, yasanın açık ve ağır ihlali nedeniyle boşanma hükmünün bozulması gerektiği düşüncesindeyim. Bu nedenle değerli çoğunluğun bozma düşüncesine katılmıyorum. Kararın boşanma yönünden bozulması gerektiğini düşünüyorum.