Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1487
Karar No: 2012/7441
Karar Tarihi: 14.09.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/1487 Esas 2012/7441 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/1487 E.  ,  2012/7441 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    Hakkı Nalbant ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Ilgaz Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 30.11.2011 gün ve 296/413 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, 19.08.2009 havale tarihli dilekçesiyle; dava konusu 105 ada 131 sayılı parselin kadastro tespiti sırasında sit alanı olduğu gerekçesiyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, bu durumu daha sonra öğrendiğini, üzerinde meyve ağaçları bulunduğunu, 70 yılı aşkın bir süreden beri annesinin bu parsele arpa, buğday ekerek kullandığını, meyve ağaçlarının meyvelerinden yararlandığını, vergi kaydının bulunduğunu, üçüncü derece sit alanı içerisinde kalan bir yer olup Hazineyle bir ilgisinin bulunmadığını, 5663 sayılı Kanun gereğince parselin 1 ve 2. derece sit alanı dışında kalması nedeniyle 2863 sayılı Kanununa 5663 sayılı Kanunla eklenen Geçici 7. maddesinde belirtilen 1 yıllık süreyi geçirdiğini ilgili maliye kuruluşuna başvurmadığını belirterek davalı Hazine adına bulunan tapu kaydının iptaliyle ölü annesi Şefika Nalbant mirasçıları adına payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine temsilcisi, yargılama oturumlarında davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa 5663 sayılı Yasayla eklenen Geçici 7. maddesi hükmü gereğince ve tüm dosya kapsamı uyarınca taşınmazın davacı tarafa ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, keşif yapılmadan ve taraf delillerini toplamadan 5663 sayılı Kanun gereğince 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanununa eklenen Geçici 7.madde kapsamı uyarınca davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Geçici 7. madde kapsamı gözönünde bulundurulduğunda, hak sahibi olan kişinin tanınan 1 yıl içerisinde ilgili maliye kuruluşuna başvurmak suretiyle idari yoldan işlem yapılmasını öngörmektedir. Davacı bu süreyi kaçırdığını dava dilekçesinde açıkça belirtmektedir. 1 yıllık sürenin kaçırılması davacının ilgili mahkemelerde dava açma hakkını ortadan kaldırmaz. Çünkü 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrasında; “tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” amir hükmüne yer verilmiştir. 105 ada 131 sayılı parselin kadastro tutanağı yani kadastro tespiti 02.03.2007 tarihinde yapılmış olup, 05.06.2007 tarihinde kadastro tutanağının kesinleşmesiyle ölü Şefika Nalbant adına tapu kaydı oluşmuştur. Davacı ise, kadastro tutanağının kesinleşmesinden itibaren sözü edilen maddede öngörülen yasal 10 yıllık süre içerisinde 19.08.2009 tarihinde davasını açtığına göre yöntemine uygun bir biçimde, istek ve savunma doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması gerekir. Sözü edilen Geçici 7. maddeye dayanılarak hüküm kurulamaz. Murisin tüm mirasçıları (dava dışı kalan) davaya olur verdiklerinden dava koşulu bakımından bir eksiklik söz konusu değildir.
    105 ada 131 sayılı parsel 02.03.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında belgesizden tarla niteliğiyle ölü Şefika Nalbant adına tespit ve tescil edilmiştir. Ne var ki, tutanak içinde bulunan kadastro komisyonunun 24.04.2007 tarihli tutanağına göre dava konusu yerin sit alanı kapsamında kaldığı açıklanarak ve ilk tespit maliki iptal edilerek belirtilen gerekçeyle Hazine adına tespit ve tescilinin yapıldığı anlaşılmıştır.
    Dosya üzerinde yapılan incelemede, dava dilekçesine eklenen Altındağ Kadastro Müdürlüğünün 18.10.2007 tarih 2120/1829 sayılı sit alanlarıyla ilgili ve kadastro müdürü imzalı karşılık yazıda; dava konusu yerin “üçüncü derece arkeolojik sit alanı” kapsamında kaldığı görülmektedir. Çankırı İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü 09.03.2011 tarih 105 ada 131 sayılı parselle ilgili 153 sayılı yazılarıyla bu yazı ekindeki Aşağı Dere Köyü Bizans dönemi düz yerleşim alanı haritasına göre üçüncü derece arkeolojik sit alanı olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, uzman arkeoloğ ve bilirkişi aracılığıyla ve keşif yapılarak gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan belirtilen yazılara dayanılarak hüküm kurulamaz. Bu bilgiler olmasına karşın mahkemece dava konusu yerin gerçekten hangi derece sit alanı kapsamında kaldığının araştırılıp belirlenmesi zorunludur.
    Mahkemece yapılacak iş; kadastro paftasının onaylı örneği eklenmek suretiyle Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu İl Müdürlüğünden ya da Bölge Müdürlüğünden dava konusu yeri kapsayan harita ile hangi derece ve nitelikteki sit alanı kapsamında kaldığını gösteren karar ve belgelerin getirtilerek dosya arasına konulması, davacı tarafın delil listesi ekinde sunduğu 12.6.1959 tarih 46 sıra nolu maliki Şefika Nalbant, Hakkı kızı olan tapu kaydının ilk oluştuğu günden itibaren tüm geldi ve gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek dosyaya eklenmesi, yöntemine uygun bir biçimde yapılacak keşifte uzman bilirkişi bir arkeolog ve teknik bilirkişi aracılığıyla Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulundan gelen harita ve belgeler ile davacının dayandığı tapu kaydının zemine uygulanması, 105 ada 131 sayılı parselin 1. 2. ve 3. derece sit alanlarıyla doğal ya da arkeolojik sit alanları kapsamında kalıp kalmadığının saptanmasına çalışılması, bu konuda 2863 sayılı Kanunun 11.maddesi kapsamının gözönünde tutulması, davacıya ait tapu kaydının dava konusu yere uyup uymadığının belirlenmesi, tapu kaydının yerel bilirkişi ve tanıklar yardımıyla uygulanmasına çalışılması,kazanma süresi ve koşullarının davacılar yararına oluşup oluşmadığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, tanıkların HMK.nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları ve keşif yerinde dinlenilmeleri, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde bu çelişkinin HUMK.nun 261. maddesi gereğince giderilmesi, taşınmaz üzerinde yapılacak inceleme sonucu korunması gereken kültür ve tabiat varlığının bulunup bulunmadığının saptanması, uzman arkeolog bilirkişi ile teknik bilirkişinin konularına ilişkin tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli rapor alınması gerekmektedir.
    Davacıların murisi Şefika Nalbant ile veraset belgesinde yazılı tüm mirasçıları bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca miktar araştırmasının yapılması, belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı olarak açılan tescil davalarına ait dosyaların ise, bulundukları mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlamaları yönünden göz önünde tutulması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna 14.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi