Esas No: 2021/11041
Karar No: 2022/5301
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11041 Esas 2022/5301 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sigorta tahkim davası kapsamında, bir aracın tam kusurlu olarak bir çocuğa çarpması sonucu vefat etmesiyle oluşan tazminat davasında, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen kararın temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede, davalı vekilinin kusur tazminat hesabının temel unsurları olan doğru ve hakkaniyete uygun şekilde tespit edilmesi gerektiği yönündeki itirazı kabul edilmemiştir. Ayrıca, vekalet ücreti konusunda, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi aktarılmıştır. Kararda, Sigortacılık Kanunu'nun 30/17. maddesi, 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrası hakkında detaylı bilgi verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 2020/İHK-17699 sayılı kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; 08/06/2019 günü davacının iki yaşındaki çocuğunun yaya haldeyken davalıya sigortalı aracın tam kusurlu olarak çarpması sonucu vefat ettiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalarak şimdilik 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsili isteminde bulunmuş, yargılama sırasında ıslah dilekçesiyle talebini 68.886,48 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, sigorta şirketine usulüne uygun olarak başvuru yapılmadığını belirterek başvurunun usulden ve esasyan reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; başvurunun kısmen kabulü ile 34.443,24 TL tazminatın 21/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile başvurana ödenmesine karar verilmiş; taraf vekillerince itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince, davalı taraf itirazının reddine, başvuran itirazının kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, başvuranın talebinin kabulüne, 68.886,48 TL tazminatın 21/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile başvurana ödenmesine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, itiraz hakem heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu'nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; iki yaşındaki müteveffaya çarpan aracın başlangıçta tespit edilemediği, sonrasında mobese kayıtlarının incelenmesi sonucunda küçüğe çarpan aracın davalı şirket tarafından sigortalanan ve desteğin babasının sevk ve idaresindeki 21 TH 697 plakalı araç olduğunun tespit edildiği, Bismil 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/1050 esas ve 2020/196 karar sayılı dosyasında da desteğin babası sanık hakkında meydana gelen neticenin sanığın kişisel ve ailevi durumu bakımından artık bir cezaya hükmedilmesinin mağduriyete yol açacağı gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Kusur tazminat hesabının temel unsurlarından olup doğru olarak ve hakkaniyete uygun şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Somut davada, desteğin yaşı, olayın meydana geldiği yer ve gelişim şekli birlikte gözetildiğinde, küçük üzerinde bakım ve gözetim görevi olan davacı annenin olayın meydana gelmesinde kusuru olup olmadığının tespiti için; ceza dava dosyası da dosya içine alınarak tüm dosya kapsamı ile 6100 sayılı HMK’nın 266-287 maddeleri gereğince seçilecek uzman bilirkişi aracılığıyla, 2918 sayılı KTK’nın 83. maddesi gereği, duraksamaya yer vermeyecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli kusur raporu alınması ve ardından dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30/17. md., 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrası uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 17/2. maddesinde ise "Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir" düzenlemesi yapılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamış, İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, dosyanın hakem kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 21/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.