13. Hukuk Dairesi 2017/6276 E. , 2020/3274 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde duruşmalı temyiz eden davacı vekili avukat ... ile davalı vekili avukat ..."in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile 03/09/2014 tarihinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin devri konusunda anlaşma imzaladıklarını, anlaşmaya göre; davalının dava dışı ... Yapı A.Ş. tarafından 10969 parsel sayılı taşınmazda yapılacak olan binada satın aldığı bağımsız bölümü davacıya temlik ettiğini, her iki sözleşmenin de resmi şekle uyulmadan yapılması nedeni ile geçersiz olduğunu, bu nedenle davalının sebepsiz zenginleşmesine rağmen aldığı bedeli davacıya geri vermediğini, sözleşmelerinin her ikisinin de geçerli sayılması halinde bile yüklenici şirketin binayı inşa etmemesi, temel dahi atmaması ve binayı yapacak maddi gücünün de bulunmaması nedeniyle davalının aldığı bedeli iade etmesi gerektiğini ileri sürerek başlatmış olduğu takibe yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davacı tarafından sözleşme bedelinin bir kısmının ödenmediğini, ayrıca talebini dava dışı yüklenici şirket olan ... Yapı A.Ş.’ye yöneltmesi gerektiğini savunmuş ve davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı ile dava dışı yüklenici arasında resmi şekle uygun yapılmayan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine bağlı olarak davalının dava dışı yüklenici tarafından yapılacak inşaattaki satın aldığı bağımsız bölümü 03/09/2014 tarihli adi yazılı protokol ile davacıya temlik etmesinden sonra davacının yüklenici şirketin inşaatı yapmasının imkansız olduğu nedenine ve her iki sözleşmenin resmi şekle uygun yapılmaması nedenine dayalı olarak sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalıya ödediği taşınmaz satış bedelinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya incelendiğinde; davalı ile dava dışı yüklenici şirket arasında 22/08/2014 tarihli adi yazılı şekilde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği,sözleşmeye göre 209.174,00 TL bedel ile 1+1 daire satın alındığı ve teslim tarihinin de 30/06/2016 olarak belirtildiği, söz konusu bu dairenin davacıya adi yazılı şekilde düzenlenen 03/09/2014 tarihli protokol ile devredildiği ve bedelin ödendiğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi sözleşmelerin geçerli olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Davacı, 11/09/2015 tarihli ihtarname ile dava dışı yüklenici şirketin inşaata hiç başlamadığını ve 30/06/2016 olan teslim tarihine kadar da bitirmesinin imkansız olduğunu belirterek protokol gereği ödemiş olduğu bedelin iadesini istemiş ve 08/10/2015 tarihinde de icra takibi başlatmış, takibe yapılan itiraz nedeniyle de 19/11/2015 de iş bu davayı açmıştır. Mahkemece ‘...Davalı ile yüklenici şirket arasında yapılan sözleşmede taşınmazın 30/06/2016 tarihinde teslim edileceği kararlaştırılmıştır. Gerek takip tarihi gerek dava tarihi itibariyle henüz bu süre dolmamış, dolayısıyla dava dışı üçüncü kişinin ifasının imkansız hale gelmesi şartı gerçekleşmemiştir. Bu süre dolmadan davacının dava dışı yüklenicinin taahhüdünü yerine getiremeyeceği nedenine dayalı olarak davalıdan verdiği bedeli talep edemeyeceği...’ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı inşaata hiç başlanılmadığını ve ifa imkansızlığı bulunduğunu ileri sürdüğünden, davacının teslim tarihinden önce takip yapmasında hukuki yararı bulunmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece ifa imkansızlığının bulunup bulunmadığının tespiti için keşif yapılarak takip tarihindeki inşaatın durumu da araştırılıp sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2.540,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.