Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2004/18
Karar No: 2004/15

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2004/18 Esas 2004/15 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2004/18 E.  ,  2004/15 K.
  • ASKERLIK HIZMETINI YAPMAKTA IKEN GAIP OLAN ASKERIN YAKINLARI TARAFINDAN AÇILAN DAVANIN, ASKERİ İDARİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI
  • ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ KANUNU (1602) Madde 20

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

           Davacılar       :H.E. ve çocukları

            Vekili              :Av. A.E.

            Davalı           :İçişleri Bakanlığı

            O L A Y         : Şırnak/ Şenoba 3. Snr. Tb.K.’lığı Taşdelen J. Snr. Karakol K.’lığı emrinde askerlik hizmetini yapmakta olan J.Er E.E., 15.5.1992 gününde karakola saldıran teröristler tarafından kaçırılmıştır. Hakkında yapılan araştırmalardan bir sonuç alınamaması ve olay tarihinden itibaren 5 yıldan fazla süre geçmesi üzerine Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, 13.3.2001 gün ve E:2000/62, K:2001/155 sayı ile, adıgeçen erin gaipliğine karar verilmiştir.

            Davacıların vekilince, oğlunun kaybolması nedeniyle destekten yoksun kalan ve büyük acı ve elem duyan annesi için maddi ve manevi, ayrıca kardeşleri için de manevi olmak üzere toplam 11.000.000.000.-TL. tazminatın, olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idarece ödenmesine hükmedilmesi istemiyle, 25.9.2001 gününde askeri idari yargı yerinde dava açılmıştır.

            ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRESİ; 22.3.2002 gün ve E:2001/821,K:2002/270 sayı ile, Anayasa’nın 157 ve 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddelerine göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlem veya eylemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olması gerektiği; gerek Anayasa gerek 1602 sayılı Yasa’da öngörülen     “asker kişiyi ilgilendiren” sözcüğüyle, yasakoyucunun davacının kendisinin “asker kişi” olmasını kastettiği; davacının “asker kişi” olması koşulunun tek istisnanın, yine Yasa’da belirtildiği üzere askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarla sınırlı bulunduğu; görülmekte olan davanın, askerlik yükümlülüğüne ilişkin olmayıp destekten yoksun kalma hukuki nedenine dayalı tam yargı davası olduğu; davacıların miras hukuku bakımından müteveffa Erin “külli halefleri” olmasının ona “asker kişi” vasfını kazandırmayacağı; belirtilen nedenlerle davada, davacının asker kişi olması koşulu gerçekleşmediğinden AYİM’in görevli olmayıp genel idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, yasa yoluna başvurulmayarak kesinleşmiştir.

            Davacılar vekili, bu kez, aynı istekle, 12.6.2002 gününde genel idari yargı yerine dava açmıştır.

             VAN İDARE MAHKEMESİ; 21.10.2003 gün ve E:2002/1015,K:2003/743 sayı ile, Anayasa’nın 157 ve 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddelerine göre, AYİM’in bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlem veya eylemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesinin gerektiği;  tam yargı davasına konu edilen zarar davacıların murisinin askerlik hizmetini ifa etmekte iken teröristlerle girişilen silahlı çatışmada kaybolması ile ortaya çıktığı anlaşıldığından, davanın anılan Yasa maddesi uyarınca AYİM’in görev alanına girdiği gerekçesiyle görev yönünden reddine ve ayrıca 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulmasına karar vermiş olup, idari yargı dosyası bu karar ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiştir.

             İNCELEME VE GEREKÇE  : Uyuşmazlık     Mahkemesi   Hukuk   Bölümü’nün Tülay TUĞCU’nun Başkanlığında,  Üyeler: Dr. Atalay ÖZDEMİR, M.Lütfü    ÜÇKARDEŞLER,Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Abdullah ARSLAN ve H.Hasan MUTLU’nun  katılımlarıyla yapılan 1/3/2004 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU’ nun  davanın çözümünde askeri idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ’in davada askeri idari yargının; AYİM Savcısı Yasin TEKAKÇA’nın ise genel idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı  düşünceler doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

USULE İLİŞKİN İNCELEME:

            Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, AYİM İkinci  Dairesi’ nce   verilen görevsizlik kararı üzerine kendine gelen davada Van İdare Mahkemesi’nce de görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle, anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olup, hukuk alanında doğan bu uyuşmazlığın giderilmesi isteminin davanın taraflarınca ileri sürülmesi ve 15/ b. maddesine göre de bu istem üzerine mahkemece dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekmekte iken, son görevsizlik kararını veren genel idari  yargı yerince, ayrıca görevli merciin belirlenmesi için dosyanın re’sen gönderilmesi yolunda bir karar verilmiş olması karşısında, yargı merciilerinin Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurmalarını düzenleyen 19. madde kapsamında uyuşmazlık doğduğunun kabulü gerek dava ekonomisine gerekse Uyuşmazlık Mahkemesi’nin kuruluş amacına uygun olacağından, başvuruda usule aykırılık görülmeyerek , görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

 ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

            Dava, görev sırasında  teröristlerce kaçırılan ve daha sonra gaipliğine karar verilen  erin yakınlarının maddi ve manevi tazminat isteminden ibarettir.

Anayasa’nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu, ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 20.7.1972 tarih ve 1602 sayılı Yasa’nın 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlem ya da eylemin “asker kişiyi ilgilendirmesi“ ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

1602 sayılı Yasa’nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.

 İdari eylemin “askeri hizmete ilişkin bulunması”, eylemin kanun ve nizamların Türk Silahlı Kuvvetlerine tanıdığı yetki ve görevlerin yerine getirilmesi amacına yönelik olması anlamını taşımaktadır. Askeri nitelikteki idari eylemi de, askeri kural ve gerekler çerçevesinde yürütülen askeri hizmet sırasındaki bir hareket, tutum veya meydana gelen ya da getirilen bir olay olarak tanımlamak olanaklıdır.

İdari eylemin “asker kişiyi ilgilendirmesi”, açılan bir tam yargı davasında AYİM’in davaya bakabilmesinin diğer koşuludur. Bir idari eylemin asker kişiyi ilgilendirmesi koşuluna üç değişik anlam vermek mümkündür: Bunlar, “davacının asker kişi olması”, “idari eylemin asker kişilerce tesis edilmiş olması” ve  “idari eylemin bir asker kişiye yönelmiş bulunması”dır.

Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin ve Uyuşmazlık Mahkemesinin istikar bulmuş kararları ile, idari eylemler yönünden “asker kişiyi ilgilendirme “koşulu eylemin bir asker kişiye yönelmesi, zarar verici etkilerini bir asker kişinin beden veya mal varlığı sahasında meydana getirmesi olarak kabul görmüş bulunmaktadır.

Anayasa’nın 157 nci maddesinde yer alan “asker kişiyi ilgilendirme” koşulunun sadece idari eyleme maruz kalan asker kişilerin davacı olabilecekleri şeklindeki daraltıcı bir yoruma 1602 sayılı Kanun’da dayanak aramaya da imkan yoktur. Normlar hiyerarşisi kuralı uyarınca, öncelikle anayasal norm ele alınıp yorumlanacak; bundan hukuki bir sonuç çıkarılamazsa yasal norm esas tutulabilecektir. Oysa gerek 1961 Anayasası’nın 114, gerek 1982 Anayasası’nın 125 nci maddesinde idarenin sorumluluğu düzenlenirken, konuya ilişkin detaya girilmemiş ve gerekçede konunun yargı içtihatlarına bırakıldığı ifade edilmiştir. Şu halde, özellikle tam yargı davaları ve bu davalarda görev konularında yüksek yargı organlarınca belli ilke ve kriterlerin getirilmesi, yorum yapılması kaçınılmaz bulunmaktadır. Bu bakımdan, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin uzun yıllardır istikrar bulmuş uygulamasından dönülmesini gerektirir bir neden görülmemiş ve “asker kişiyi ilgilendirme” koşulunun, tam yargı davaları bakımından “ eylemin bir asker kişiye yönelmesi” şeklinde anlaşılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Bu belirlemede önem taşıyan diğer bir husus, idari eyleme maruz kalarak ölen asker kişi dolayısıyla tam yargı davası açan kişilerin ( ana, baba, eş, çocuk, kardeş vb.) hukuki sıfat ve konumlarının ne olduğudur. Belirtilen yakınların tam yargı davasında davacı sıfatını almaları, tazminat isteme hakkının haksız eylemden zarar görene ait olması genel kuralının bir istisnasını teşkil etmektedir ve bu kişiler bizzat kendilerine ait olan bir hakkı kullanmak suretiyle tazminat talebinde bulunmaktadır.

Ancak, idari eylemin ilgilendirdiği (yönelik olduğu) asker kişi dışında kalmakla beraber, bizzat yada bir vekil tarafından maddi ve veya manevi tazminat davası açmaya hakkı olan “yakınlar”ın asker kişi sıfatını taşıyıp taşımamalarının, bu tam yargı davasına bakacak Mahkemenin görev alanı bakımından herhangi bir etkisi sözkonusu değildir. Zira, asker kişiye yönelik bir eylem nedeniyle uğradıkları zararın tazminini istemektedirler. Esasen, idari eyleme maruz kalan asker kişinin ölmeyip yaralanması ve veya sakatlanması halinde AYİM’ de kendisinin açacağı davada Mahkemeyi görevli kabul etmek, asker kişinin ölmesi halinde yakınlarının açacakları davada Mahkemeyi görevsiz görmek tazminat hukukunun genel felsefesi ve sistematiğine de aykırı düşmekte; “görev”i idari eyleme maruz kalan asker kişinin ölmesi yada yaralanması ve veya sakatlanması gibi tesadüfi kriterlere bağlayan böylesine bir yorum ve kabul şekli, aynı zamanda  Anayasa’nın  157 nci maddesinin  bu  konuda  kabul  ettiği  ölçülerle  de bağdaşmamaktadır.

Belirtilen açıklamalar ışığında, askeri hizmete ilişkin bir idari eyleme maruz kalarak gaip olan  erin yakınlarının açtığı dava askeri idari yargının görev alanına girdiğinden, bu davanın çözümünde de Askeri Yüksek İdare Mahkemesi görevli bulunmaktadır.

            Bu nedenle, İdare Mahkemesi’nin 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesi kapsamında görülen başvurusunun kabulü ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. 

 SONUÇ         : Davanın çözümünde  ASKERİ İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Van İdare Mahkemesi’nin 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesi kapsamında görülen BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi’nin 22.3.2002 gün ve E:2001/821, K:2002/270 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.3.2004 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ  İLE karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi