8. Hukuk Dairesi 2012/1269 E. , 2012/7434 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29.11.2011 gün ve 462/261 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekilleri, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 364 ada 1 nolu parselin davalı adına tespit ve tescil edildiğini, bu taşınmazın önceden davacının dedesine ait iken ölümü ile halasına intikal ettiğini, davacının da bu taşınmazı halasından satın aldığını, eklemeli zilyetliğin davacıda olduğunu, taşınmazın etrafının doğal sınırlarla çevrili bulunduğunu, davacıya ait ev ile eklentilerinin bu taşınmaz üzerinde bulunduğunu açıklayarak davalı adına olan tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davacı vekili, 17.05.2001 günlü keşif zaptının ilk sayfasındaki imzalı beyanıyla keşfi yapılan yerdeki evin davacıya ait olduğunu, ev haricindeki diğer yerlerde davacının bir hakkının bulunmadığını bu şekilde davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderlerini talep etmediklerini açıklamıştır.
Davalı taraf 17.05.2001 günlü keşif zaptının ilk sayfasında özetle; dava konusu parseldeki evin bulunduğu alanın davacıya ait olduğunu, davacının bu yeri halası Şerife’den satın aldığını, evin bulunduğu yerin dışındaki kısımların kendisine ait olduğunu, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasını, davayı bu şekilde kabul ettiğini açıklamıştır. Beyanını imzasıyla onamıştır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın satış tarihi itibariyle tapuda kayıtlı olduğu TMK.nun 706 ve BK.nun 213. maddeleri uyarınca harici satışın geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu 364 ada 1 nolu parsele ilişkin kadastro tutanağı ve tapu kaydı dosyadadır. Senetsizden, avlulu kargir ev niteliğiyle, 254.61 m2 olarak 19.12.2004 tarihinde ... (davalı kişi) adına tespit görmüş ve itirazsız olarak 06.03.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Tapu kaydı keşif tarihi itibariyle davalı uhdesindedir.
Uyuşmazlık, tapulu taşınmazın haricen satışının geçerli olup olmayacağında toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve yerel mahkemenin gerekçesinde yazılı olduğu gibi yasal istisnalar hariç TMK.nun 706, BK.nun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca tapulu taşınmazların haricen satışları geçerli değildir. Ancak, somut olayda, davalının keşif zaptına yansıyan ve imzasıyla onayladığı kabul beyanı söz konusudur. 1086 sayılı HUMK.nun 91-95. maddeleri ve 6100 sayılı HMK.nun 308 ve devamı maddeleri uyarınca kabul beyanı açıklandığı andan itibaren kesin hükmün sonuçlarına doğurur. Karşı tarafın muvaafakatını gerektirmez.
Dosya ve keşif tutanağı kapsamına göre davacının dava konusu yeri halası Şerife"den zilyetliğini devraldığı sabittir. Davalı da bu nedenle davayı kabul etmiştir. Parselin kadastro tutanağı 06.03.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Satıcı Şerife, 3402 sayılı Kanunun 12/3. fıkrası uyarınca kadastrodan önceki nedenlere dayanarak 10 yıllık hak düşürücü süre içinde tapu iptali ve tescil davasını davalıya karşı açabileceğine göre onun halefi olan davacı da aynı davayı açabilir. O halde açılacak böyle bir davada, ifrazın mümkün olmaması halinde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15/2. fıkrası uyarınca kabul de gözetilerek paylı mülkiyet biçiminde hüküm kurulabilir.
Ne var ki, dava konusu taşınmazın İncesu ilçesi, Kızılören kasabası sınırları içerisinde kalması ve Belediye Fen İşleri Müdürlüğünün 26.10.2011 tarih 1871 sayılı yazılarına göre ifrazının mümkün bulunmaması nedeniyle teknik bilirkişisinin 07.06.2011 havale tarihli raporuyla eki 1/500 ölçekli krokisi dikkate alınarak özellikle davalının kabul beyanı göz önünde bulundurularak davacının 47.64/254.61 oranında paydaş kılınarak kabul kararı verilmesi gerekirken, delillerin taktirinde ve hukuki müessesenin nitelemesinde yanılgıya düşülerek ret kararı verilmiş olması doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21.15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 14.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.