2. Hukuk Dairesi 2014/10275 E. , 2014/11883 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tavşanlı 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ :14.01.2014
NUMARASI :Esas no:2013/874 Karar no:2014/15
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (koca) tarafından, kusur belirlemesi, davalı kadın lehine hükmolunan tazminatlar, nafakalar, velayet ve davalı yararına verilen vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece verilen ilk karar, davalı kadının temyizi üzerine Dairemizin 2013/582 esas, 2013/14018 karar sayılı ve 16.05.2013 tarihli ilamı ile, başka bozma nedeni dışında, ‘"Mahkemece davalı kadın tam kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacı kocanın eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, hakaretler ettiği ve birlik görevlerini yerine getirmediği, buna karşılık davalı kadının ise güven sarsıcı davranışlarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davacı kocanın ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus nazara alınmadan davalı kadının tam kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi ve manevi tazminat (TMK.m. 174/1-2) ile yoksulluk nafakası (TMK.m.175) taleplerinin reddedilmesi ve koca lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir" gerekçesiyle de bozulmuştur. Davacı koca bu bozma ilamına karşı karar düzeltme yoluna başvurmuş, Dairemizin 2013/17033 esas, 2013/23188 karar sayılı ve 08.10.2013 tarihli ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece 14.01.2014 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle Dairemizin bozma ilamı kesinleşmiştir. Eş söyleyişle, bozma ilamına uyulmasına karar veren mahkemenin, bozma ilamı doğrultusunda hüküm tesis etmesi zorunludur. Dairemizin yukarıda esas, karar ve tarih numarası belirtilen bozma ilamında, boşanmaya neden olan olaylarda kadına nazaran daha ağır kusurlu olan davacı kocanın maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiği belirlendiğine göre, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü usul ve yasaya aykırıdır. Ancak, hükmün bu bölümü temyiz edilmediginden ve aleyhe bozma yapılamayacağından, bu yönde bir bozma yapılmamış, yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.
2- Mahkemece verilen 20.11.2012 tarihli kararla boşanma davasının kabulü nedeniyle davacı koca lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş olup, bu yön kesinleşmiştir. 16.05.2013 tarihli bozma kararı, boşanmanın ferilerine ilişkindir. Boşanma davasında talep edilen maddi ve manevi tazminat, boşanmanın fer"i (eki) niteliğinde olup, ayrıca harç ve vekalet ücretine tabi değildir. Bu husus gözetilmeden, boşanma davasının kabulü dolayısıyla 20.11.2012 tarihli kararla davacı lehine vekalet ücreti takdir edildiği de dikkate alınmaksızın, davacı koca yararına yeniden vekalet ücreti takdiri isabetsizdir. Ancak, hükmün bu bölümü de davalı kadın tarafından temyiz edilmediğinden, bu yönde de bir bozma yapılmamış, yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.
3-myiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince;
a-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına ve özellikle dava, 24.10.2011 tarihinde açıldığı halde, karar başlığında 07.11.2013 olarak yazılması maddi hataya dayalı olup, mahallinde düzeltilmesinin mümkün olduğunun anlaşılmasına göre davacı kocanın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b- Bozma öncesi yapılan yargılama sırasında 27.01.2012 tarihli arar karar ile, davalı kadın yararına 150 TL, müşterek çocuk yararına ise 100 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, bu hükümler ile kararın boşanmaya ilişkin bölümü temyizin şümulü dışında bırakılarak 24.12.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma davalarında boşanmanın kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakasına hükmedilebilir. Bu durumda, davalı kadın ve velayeti davalıya tevdi edilen müşterek çocuk yararına, kesinleşen bozma ilamı da dikkate alınarak, 24.12.2012 tarihinden itibaren yoksulluk ve iştirak nafakasına karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan, karar tarihinden itibaren yeniden tedbir nafakası takdir edilmesi doğru bulunmamıştır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK. md. 438/7).
c- Davalı kadının maddi ve manevi tazminatlar için faiz isteği olmadığı halde, istek aşılarak davalı kadın lehine hükmolunan maddi ve manevi tazminata faiz yürütülmesi usul ve yasaya aykırı ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün de düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK. md.438/7).
d- Davalı kadın tarafından açılmış bir dava veya karşı dava bulunmadığı halde, davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi doğru bulunmamıştır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün de düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK. md. 438/7).
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 3/b bendinde gösterilen sebeple, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 6 ve 7. betlerinin hükümden tamamen çıkartılmasına, hükme 6. bent olarak, “Davalı kadın yararına boşanmanın kesinleştiği 24.12.2012 tarihinden itibaren 200 TL yoksulluk nafakası takdirine, bu miktar nafakanın davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin, 7.bent olarak ise “ Velayeti davalı anneye verilen 2001 doğumlu müşterek çocuk Buket yararına boşanmanın kesinleştiği 24.12.2012 tarihinden itibaren 200 TL. iştirak nafakası takdirine, bu miktar nafakanın davacıdan alınarak davalıya verilmesine" cümlesinin yazılmasına, yukarıda 3/c bendinde gösterilen sebeple, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 5. bendinde yazılı bulunan "karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte" sözcüklerinin hükümden çıkartılmasına, yukarıda 3/d bendinde gösterilen sebeple, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 11. bendinin hükümden çıkartılmasına, temyiz edilen hükmün, bu bölümlerinin düzeltilmiş şekliyle, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 3/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.29.05.2014 (Prş.)