Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/12242
Karar No: 2021/9548
Karar Tarihi: 05.10.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/12242 Esas 2021/9548 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/12242 E.  ,  2021/9548 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 05/10/2021 tarihinde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davaya konu 01/06/2011 tarihli sözleşmeden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
    Davalı, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen 01/06/2011 tarihli sözleşmeye konu alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının borcu ödediğine dair itirazı sonucu takibin durdurulduğu, davalı tarafından takip dosyasına 20.170 TL"lik ödemeye ilişkin dekont ibraz edildiği, bakiye bedele ilişkin ödeme iddiasının ispat edilemediği, toplam 225.000 TL alacaktan ödendiği ispat edilen 20.170 TL mahsup edildiğinde dahi takibe konu alacağın tahsil edilemediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, davalının takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin taleple bağlı kalınarak 179.880 TL asıl alacak üzerinden devamına, dava konusu asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalının temyizi üzerine; Dairece verilen 16/01/2014 tarihli ve 2013/16421 E. 2014/458 K. sayılı kararla;
    (...Davacı tarafından sunulan sözleşme adi ortaklığa ilişkindir(...) Davacı tarafından takibe dayanak yapılan ve iş bu davaya konu sözleşmeye ilişkin davalı itirazında, sözleşmenin davacı tarafından zorla imzalattırıldığını beyan etmiştir. Yargılama sırasında da davalı tarafın bu konuda ... Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğu, bu hususta soruşturma yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğu hususu ihtilaflıdır.
    Hal böyle olunca, öncelikle taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunup bulunmadığı araştırılması, bu hususta taraf delilleri toplanması, taraflar arasında adi ortaklık bulunduğunun anlaşılması durumunda mahkemece; 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınması, Türk Borçlar Kanunu"nun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozmaya uyan mahkemece; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin, var olduğu iddia edilen adi ortaklığın sonlandırılmasına ilişkin şartları içerdiği; sözleşmenin tarafı olarak gösterilen “... Ekonomi Dünyası” adlı işyerinin sözleşme tarihinde dava dışı şirkete devredildiği ve sahibinin davalının eşi ... olduğu, bu sebeple sözleşmenin şirket adına yetkili kişi tarafından imzalanmadığı, geçersiz olduğu, adi ortaklığın varlığının davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. ( TBK. 620/1 md. )
    Adi ortaklığın sona erme sebeplerini düzenleyen TBK"nın 639. maddesinin 4. bendinde, "Bütün ortakların oybirliğiyle karar vermesiyle," ortaklığın sona ereceği belirtilmiştir.
    Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır.
    Adi ortaklığın tasfiyesinde tamamen irade özerkliği ilkesi hakimdir. Bunun sonucunda ortaklar adi ortaklıkta tasfiyenin nasıl ve kimler tarafından yapılacağını ortaklık sözleşmesinde kararlaştırabilecekleri gibi, ortaklığın sona ermesinden sonra oy birliğiyle yapacakları bir anlaşmayla da bu hususu düzenleyebilirler. ( ... ... Ortaklık, ... : Yetkin Yayıncılık, 2008, s. 510- 517 )
    Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen 01/06/2011 tarihli sözleşme içeriğinden; davacının, davalı tarafından işletilen “... Ekonomi Dünyası” adlı işyerine kar ortağı olduğu, böylelikle taraflar arasında mülga BK"nın 520. maddesi (TBK"nın 620. maddesi) uyarınca adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu, ortaklık ilişkisinin işbu sözleşmeyle sona erdirilerek, ortaklığın tasfiyesi kapsamında karşılıklı edimlerin belirlendiği, bunlardan 225.000 TL’nin davalı tarafından davacıya aylık taksitler halinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı bahse konu alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
    Her ne kadar davalı, takibe itirazında 01/06/2011 tarihli sözleşmenin kendisine zorla imzalattırıldığı iddiasında bulunmuş ise de, dosya kapsamından iddiasını ispat edemediği anlaşılmaktadır.
    Öte yandan, yargılama sırasında alınan 23/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında imzalanan 01/06/2011 tarihli sözleşme uyarınca, davacının davalıdan 225.000 TL alacağı bulunduğu, davalı tarafından bahse konu borca karşılık 18/07/2011 tarihinde 10.170 TL ve 25/08/2011 tarihinde ise 10.000 TL olmak üzere toplam 20.170 TL tutarında davacıya ödeme yapıldığı, yapılan ödemelere dair dekontların dosyaya ibraz edildiği, ayrıca davacının
    20/05/2013 tarihinde savcılığa vermiş olduğu ifadesinde, davalı adına kendisine dava dışı ...tarafından 30.000 TL,...tarafından ise 10.000 TL elden ödeme yapıldığına dair beyanda bulunduğu, böylece 40.000 TL de elden belgesiz tahsilatın yapıldığının tespit edildiği, sözleşmede belirlenen 225.000 TL tutarındaki borçtan, davalı tarafından yapılan 20.170 TL belgeli, 40.000 TL belgesiz olmak üzere toplam 60.170 TL ödeme düşüldüğünde kalan borç miktarının 164.830 TL olduğu belirtilmiş olup, raporun denetime ve hüküm kurmaya yeterli olduğu anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu ve yine tarafların iradesiyle sona erdirildiği, ortaklığın tasfiyesi kapsamında davaya konu 01/06/2011 tarihli sözleşmenin imzalandığı, tasfiye protokolü uyarınca davacının davalıdan alacağının 225.000 TL olarak belirlendiği, söz konusu borca mahsuben davalı tarafından davacıya toplam 60.170 TL tutarında ödemede bulunulduğu, bakiye alacağın 164.830 TL olduğu dikkate alınarak, davanın kısmen kabulü ile talebin 164.830 TL üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
    peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi