1. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/3696 Karar No: 2013/6894 Karar Tarihi: 06.05.2013
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/3696 Esas 2013/6894 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Çine Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir davada, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemi bulunmaktadır. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, davalı tarafın karar verilen oturuma katılmadığı ve tahkikatın sonlandırıldığı belirtilmiştir. Bu durumda, mahkemenin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 186. maddesine uygun olarak bir duruşma günü belirlemesi, taraflara bu duruşma gününü usulüne uygun olarak bildirmesi ve böylelikle sözlü yargılama aşamasının tamamlanmasının ardından karar vermesi gerektiği belirtilmiştir. Dolayısıyla, davalı vekilinin temyiz itirazı yerinde görülmüştür ve karar bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak HMK'nun 186. ve 428. maddeleri belirtilmiştir. HMK'nun 186. maddesi, tarafların sözlü yargılama sırasında mahkemede hazır bulunmalarını ve son sözlerini söylemelerini gerektirmektedir. HMK'nun 428. maddesi ise, hükümlerin bozulmasına ilişkin hükümleri düzenlemektedir.
Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi,yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı s. T.vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 186. maddesine göre “ Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir”. Madde gerekçesinde ise, Hangi yargılama usulü uygulanırsa uygulansın tarafların yargılamada sözlü olarak görüş ve değerlendirmelerini ifade etmeleri özel bir önem tasımaktadır. Yazılı yargılama usulü içerisinde de tarafların hükümden önce son kez mahkeme huzurunda sözlü değerlendirme yapıp açıklamada bulunmaları, doğru bir karar verilmesi bakımından önemlidir denilmiştir. Somut olayda, karar verilen oturuma davalı taraf katılmamış, oturumda davacı hazır bulunmuştur. Karar verilen oturumda tahkikatın sonlandırıldığı anlaşılmaktadır. Tahkikat sona erdirilmiş olmasına göre, sözlü yargılama için ayrı bir gün tayin edilerek, tayin edilen bu günün taraflara usulüne uygun bildirilerek sözlü yargılama aşamasının tamamlanmasından sonra karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan ilkeler gözardı edilerek karar verilmiş olması doğru değildir. Hal böyle olunca, mahkemece HMK"nun 186. maddesine göre sözlü yargılama için duruşma günü belirlenerek, belirlenen bu duruşma gününün usulüne uygun olarak taraflara bildirilmesinden sonra bir karar verilmesi gerekmektedir.Davalı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.