8. Ceza Dairesi 2016/5843 E. , 2016/8169 K.
"İçtihat Metni"Hırsızlık ve başkasına ait banka kredi kartını ele geçirerek kullanma suçundan sanık ...’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 141/1, 62/1, 245/1 (3 kez), 43 ve 52/2. maddeleri gereğince 10 ay hapis, 3 defa 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 3 defa 5.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar anılan Kanun’un 53/1-a-b-d-e maddesindeki haklardan, koşullu salıverilinceye kadar ise aynı Kanun’un 53/1-c maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına dair...9. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.12.2011 tarihli ve 2010/720 esas, 2011/771 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19.06.2007 tarihli ve 2007/10-108 esas, 2007/152 sayılı kararında da belirtildiği üzere, yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, bunun gerekçelerinin gösterilmesi dayanılan gerekçelerin de yasal ve dosya içeriğiyle örtüşmesi gerektiği, yine aynı Kanun’un 3. maddesinin 1. fıkrasında ise, “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine" hükmolunacağının belirtildiği, somut olayda mahkemece temel cezanın tespiti sırasında hapis cezası takdiren alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, para cezası tayin edilirken 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 61. maddesine aykırı olacak şekilde alt sınırdan niçin uzaklaşıldığına dair hiçbir gerekçe gösterilmeden ve hüküm kısmında teşdiden uygulama yapıldığı da belirtilmeden, anılan Kanun’un 52/1. maddesinde gösterilen 5 tam gün sayısının çok üzerinde, 48 kat artırım yapılarak 240 gün adli para cezasına hükmedilmek suretiyle, sanık hakkında fazla ceza tayin olunmasında,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/2. maddesinde yer alan “Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.” ve 3. fıkrasındaki “Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, anılan maddenin. l-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, kendi alt soyu dışındaki kişiler bakımından vesayet ve kayyımlıkla ilgili hak yoksunluğu ile anılan maddenin 1. fıkrası a, b, d ve e bentlerinde yazılı hak yoksunluklarının ise cezanın infazının tamamlanmasına kadar devam edeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 04.01.2016 gün ve 12426 sayılı Kanun Yararına Bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.01.2016 gün ve KYB/2016-8437 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
2797 sayılı Yargıtay Kanunu"na 6572 sayılı Kanun"un 27. maddesi ile eklenen Geçici 14. madde uyarınca oluşturulan Birinci Başkanlık Kurulu"nca hazırlanan ve 26.02.2016 tarih ve 29636 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 12.02.2016 tarih ve 2016/1 sayılı işbölümü kararının (4) maddesi gereğince, Kanun Yararına Bozma istemini inceleme görevi daha önce dosyayı inceleyen Yargıtay Yüksek (21.) Ceza Dairesi"ne ait olmakla Dairemizin (GÖREVSİZLİĞİNE), dosyanın görevli daireye gönderilmesine, 20.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.