13. Hukuk Dairesi 2012/26506 E. , 2013/4387 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı TOKİ duruşmasız davalı ... Toplu Konut inş. Ltd. Şti. avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de miktar yönünden bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı TOKİ’nin, diğer davalı müteahhit ... Toplu Konut.Ltd.Şt.ne inşaa ettirdiği “... Halkalı Toplu Konut Projesinden” 20.4.2007 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi ile C 2-6 Blok, 8 no’lu daireyi satın aldığını, taşınmaz teslim edildiğinde tüm imalatın arızalı, boyaların bozuk, işçiliğin kalitesiz ve malzemelerin standart dışı ve ayıplı olduğunun anlaşıldığını, teslim tutanağında eksikliklerin tespit edildiğini, kullanımla birlikte de pek çok ayıpların ortaya çıktığını, eksik ve ayıpların giderilmesi için davalılara yapılan müracaatın ise sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, daire içindeki ve bloklardaki eksik ve ayıplı işler ile site ortak alanlardaki ayıplı ve eksik imalatlar nedeni ile ortaya çıkan bedel farkının ( semen tenzilinin ) tespit edilerek, teslim tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, dava konusu dairenin davacıya eksiksiz olarak teslim edildiğini, ayıp ve eksik bulunmadığını, kaldı ki ayıp ihbar mükellefiyetinin de yerine getirilmediğini savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, “davacı tarafından süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığı” gerekçesiyle açık ayıplara ilişkin taleplerin reddine, gizli ayıplar yönünden ise, bilirkişi raporunda belirlenen 7.719,56 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının ve davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davacı tarafından satın alınan daire içindeki ve bloklardaki eksik ve ayıplı işler ile site ortak alanlardaki ayıplı ve eksik imalatlar nedeni ile ortaya çıkan bedel farkının (semen tenzilinin) ödetilmesi isteğine ilişkin olup, gizli ayıplı imalatlarla, eksik imalatlar açısından satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde; doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (Bkz. 13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1991/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, mevcut ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, daire içindeki ve ortak mekanlardaki gizli ayıp niteliğindeki imalatlar için % 7 oranında nesafet kesintisinin yapılmasının uygun olduğu açıklanarak, dava konusu dairenin dava tarihi itibariyle belirlenen rayiç değerine bu oran uygulanmak suretiyle nesafet kesintisi tutarı belirlenmiş ve bu bedele hükmedilmiştir.
Oysa ki yukarıda açıklandığı gibi, somut olayda da, dava konusu dairenin 20.4.2007 tarihinde satın alındığı gözetilerek, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın nispi metoda göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. O halde mahkemece bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle, satış tarihi olan 20.4.2007 tarihi itibariyle dairenin ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı rayiç değeri ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenmeli, davacı talebi ile tarafların kazanılmış hakları da gözetilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: 1. bent gereğince davacı ve davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, temyiz eden taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalılara iadesine, 26.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.