17. Hukuk Dairesi 2016/538 E. , 2016/11734 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili davalı borçlu ...’ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 4.7.2006 tarihinde kardeşi davalı ...’a, onun 26.7.2007 tarihinde dahili davalı ...’a,onun da 1.4.2010 tarihinde dahili davalı ...’a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu ... ile davalı ... vekili, takip konusu alacağın gerçek bir alacak -borç ilişkisine dayanmadığını, kumar borcuna istinaden alınmış ve sonradan doldurulmuş senede dayandığını, bu konuda davacı aleyhine açılan menfi tespit davası ile Savcılık soruşturmasının devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın iyiniyetle 4.kişi olarak 90.000 TL bedelle alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ... savunma yapmamıştır.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, davalı ...’ın kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından aleyhine açılan davanın reddine, borçlunun kardeşi davalı ...‘a yaptığı 4.7.2006 tarihli tasarrufun İİK’nun 278/3, davalı ...’un davalı 4.kişi ...’a yaptığı 26.7.2007 tarihli tasarrufun İİK’nun 280.maddeler gereğince iptale tabi olduğu, adı geçen davalı ... ve ...
hakkındaki dava bedele dönüştüğünden adı geçen davalılar aleyhine açılan davaların kabulü ile 4.7.2006 tarihli tasarrufun iptaline, dava konusu alacak ve fer’ileriyle sınırlı olanak davalı ...’ın 657.720 TL tazminatla sorumlu tutulmasına, 26.7.2007 tarihli tasarrufun iptaline dava konusu alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak davalı ...’ın 1.365.000 TL tazminatla sorumlu tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Bu özelliği nedeniyle iptal davasının dinlenebilmesi için, öncelikle davacının borçludaki alacağının gerçek olması, tasarrufta bulunan kişinin de gerçekten borçlu olması gerekir. Bu nedenle iptal davasında davalı 3.kişi aciz belgesine bağlanan alacağın gerçekte olmadığını savunabilir ve ispat edebilir.
Somut olayda davalı borçlu ... ile davalı ... vekili, takip konusu alacağın gerçek bir alacak-borç ilişkisine dayanmadığını, kumar borcuna istinaden alınmış ve sonradan dolduran senede dayandığını,bu konuda davacı aleyhine açılan menfi tespit davası ile Savcılık soruşturmasının devam ettiğini belirterek sonuçlarının beklenmesini talep etmiştir. Ceza dosyasında zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmiş ise de davalı borçlu tarafından davacı aleyhine açılan menfi tespit davası derdest olduğu ve takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığı iddia edildiğinden somut olayın özelliğine göre Mahkemece ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2015/589 sayılı menfi tespit davasının sonucu ve kesinleşmesi beklenerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklana nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."a geri verilmesine 20/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.