11. Hukuk Dairesi 2017/4867 E. , 2019/1249 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... .... Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 07/07/2017 tarih ve 2016/125-2017/373 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ....02.2012 tarihinde vefat eden muris ...."ın mirasçılarının müvekkili ve dava dışı...olduğunu, diğer mirasçı tarafından müvekkiline murisin hesabındaki paranın çekilmesi yetkisini havi vekaletname verilmesine rağmen, davalı bankanın "el birliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmediği" gerekçesi ile murisin hesabındaki parayı müvekkiline ödemediğini ileri sürerek, muris adına davalı Banka"da bulunan 16.002,60 TL"nin müvekkiline ödenmesini istemiştir.
Davalı vekili, ölüm ile mirasçıların terekeye elbirliği ile malik olduklarını, birlikte tasarruf edebileceklerini, bu nedenle de dava konusu mevduatın çekilmesi için tüm mirasçıların birlikte başvurusunun gerektiğini, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürüldüğüne dair bir karar sunulmadığını, vekaletnamedeki apostil şerhinin anılan vekaletnameye ve verildiği ülkeye ait olmadığını, vekaletnameyi düzenleyen ... noterinin değil bir avukatın imzasını içerdiğini, belgenin verildiği ülke tarafından tasdik koşulunun gerçekleşmediğini, ayrıca söz konusu vekaletin murisin vefatından önce düzenlendiğini, verilen yetkilerin açık olmadığını, mirasçıların birlikte başvurmadıkları gibi davacının hukuken geçerli bir vekaletname ibraz etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya, dava dışı mirasçı ... tarafından verilen, 06.07.2009 tarihli, Florida Eyaleti Noteri tarafından düzenlenen vekaletnamenin açıkça, davacıyı muristen kalacak hak ve gayrimenkuller üzerinde tasarrufta bulunma hususunda yetkili kıldığı ancak, söz konusu vekaletnamedeki apostil şerhi Uluslararası İngiltere makamlarınca onaylandığından zikredilen apostil şerhinin usulüne uygun olmadığı, davacı yanca bozmadan sonra mahkemeye ibraz edilen, ....03.2014 tarihli, yine Florida eyaletine ait noterce onaylı vekaletname ve buna ilişkin Florida Dış İşleri Bakanlığında düzenlenen apostilin ise usulüne uygun olduğu, davacının bu vekaletnameye dayanarak muris...."a ait parayı davalıdan talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, murisin hesabında bulunan 16.002,60 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının murisine ait mevduatın banka tarafından ödenmemesi üzerine açılan alacak davası olup, mahkemece, davalı bankaya ödeme yapılması için sunulan vekaletname ekinde yer alan apostil şerhinin usulüne uygun olmadığı ancak davacı yanca bozmadan sonra sunulan apostil şerhiyle bu eksikliğin giderildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı bankanın ödeme yapmama gerekçelerinden birisi de apostil şerhinin usulüne uygun olmadığı iddiasıdır. Gerçekten de, dava dışı diğer mirasçı tarafından davacıya verilen vekaletnamenin Amerika Birleşik Devletleri’nde mukim bir noter tarafından düzenlendiği ancak apositl şerhinin İngiliz Milletler Topluluğu Ofisi tarafından verildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, apostil şerhinin ödeme hususunda davacıyı yetkili kılan vekaletnameye ilişkin olarak verilip verilmediği hususunda da tereddüt bulunmaktadır, zira, apostil şerhinin metni incelendiğinde, şerhin M. Greenstein isimli bir avukat tarafından imzalanmış bir belgeye ilişkin olarak verildiği görülmekte, bahsi geçen avukat tarafından imzalanan belgenin ise davaya konu vekaletname olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bu itibarla, davaya konu apostil şerhinin usulüne uygun bir apostil şerhi olarak kabulü mümkün değildir. Nitekim bankaya ödeme yapılması için sunulan apostil şerhinin usulüne uygun olmadığı mahkemenin de kabulündedir. Her davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu gözetilerek sonuca bağlanması gerekir. Bu durumda, mahkemece, bankaya ödeme yapılması için sunulan vekaletname ekinde yer alan apostil şerhinin usulüne uygun olmadığı, bu nedenle bankanın ödeme yapmamakta haklı olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine,18/02/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yerel mahkemenin 06.....2013 günlü "... Murisin sağlığında düzenlenen vekaletnamenin ölüm sonrası için açık yetki vermediği, davacının iştirak halindeki hesap üzerinde sunduğu vekaletname ile tek başına tasarrufta bulunamayacağı gerekçesiyle " davanın reddine ilişkin kararın davacı vekilince temyizi üzerine Dairenin ....01.2015 tarihli bozma ilamı ile" vekâletname geçerli olmakla birlikte davalının kendisine ibraz edilen vekaletname ile mahkemeye sunulan vekaletnamedeki çeviri farklılıkları ile apostil şerhinin kanuna uygun verilmediği savunması üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi" gerektiği gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Bozmadan sonra davacı vekilince ibraz edilen vekaletnamedeki yeni apostil şerhinin, 29.06.1984 gün ve 18446 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 05.....1961 tarihli " Yabancı resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesinin Tasdikinin Uygun Olduğu Hakkında Kanun " hükümlerine uygun olduğu görülmüş, bozma ilamında değinilen apostil şerhine ilişkin eksiklik bu şekilde tamamlanmıştır.
Gerek davacının mahkemeye sunduğu ve gerekse davalıya ibraz edilen vekaletname ise aynı olup, çevirideki küçük farklılığın, davacının bu vekaletnameye istinaden, dava dışı ... vekili olarak muristen intikal eden parayı davalı Bankadan çekmesine engel olmadığı, vekaletnamenin geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Bu halde bozma ilamındaki eksiklikler yerine getirilmiş olup davalı bankanın, davacıya ödeme yapmasına hukuken bir engel kalmamıştır.
Ancak davacının, gerek davalı bankaya başvuru, gerekse dava tarihi itibariyle vekaletnamedeki apostil şerhinin 05.....1961 tarihli Lahey Sözleşmesine uygun olmaması nedeniyle, dava açılmasına davalı sebebiyet vermediğinden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte HMK 326 vd. maddeleri gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekmektedir.
Davanın kabulüne ilişkin kararın, yargılama giderlerinin davacı üzerinden bırakılması suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekirken HMK 30. maddesinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesine aykırı ve aynı uyuşmazlığın tekrar yargı önüne getirilmesi sonucunu doğuracak nitelikteki sayın çoğunluğun davanın reddi gerektiğine ilişkin bozma gerekçesine karşıyım.