17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/24505 Karar No: 2016/11689 Karar Tarihi: 19.12.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/24505 Esas 2016/11689 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/24505 E. , 2016/11689 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında yapılan icra takiplerinde borca yeterli malvarlığı bulunmadığının tespit edildiğini, borçlunun aciz hali içinde olduğunu, davalı borçlunun alacaklısından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 13.08.2013 tarihinde kayınpederi olan davalı ..."a satarak devir ettiğini belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili; dava açmak için gerekli olan aciz belgesinin eksik olduğunu, borçlunun haciz koyulan taşınırları paraya çevrilmeden bu davanın açılmasının mümkün olmadığını, tasarruf bedelinin banka üzerinden ödendiğini, ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece davacı tarafa aciz vesikası sunmak için duruşma gününe kadar kesin süre verilmesine rağmen aciz vesikasının dosyaya sunulmadığı ve icra dosyasından da aciz vesikası alınmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK."nun 277. vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Bu tür davalar, elinde geçici (İİK.105) veya kat"i (İİK. 143) aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir.Bu husus davanın görülebilme koşulu olmakla birlikte davacı tarafından aciz belgesinin davanın sonuna kadar hatta tashihi karar aşamasında dahi sunulabileceği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Somut olayda mahkemece davacı vekiline ön inceleme duruşması için çıkarılan tebligat üzerine şerh düşülerek aciz belgesini duruşma gününe kadar sunması için kesin süre verilmiştir.Mahkemece verilen kesin süre sonunda aciz belgesinin sunulmadığı ve icra dosyasından da alınmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen kesin süre usulüne uygun olmadığı gibi temyiz incelemesinden sonra bile sunulabilme imkanı olan aciz belgesinin sunulması için verilen kesin sürenin hukuken sonuç doğurmayacağı da ortadadır. Bu durumda davacı vekili tarafından dava dilekçesinde bildirilen icra takip dosyaları getirtilerek borçlunun aciz halinin mevcut olup olmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.