22. Hukuk Dairesi 2015/10886 E. , 2016/17964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini emeklilik gerekçesi feshettiğini beyanla kıdem tazminatı, ücret, fazla mesai, genel tatil ve yıllık ücretli izin alacaklarını talep etmiştir.
Davalıların cevaplarının özeti:
Davalı ... vekili, müvekkili kurumun ihale makamı olduğunu, işveren niteliğinin bulunmadığını, husumet itirazında bulunduklarını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının fazla mesai ve genel tatil günü çalışması yapmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı Bakanlık ve şirket vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 25 ve 26. maddeleri uyarınca hakim, dava veya cevap dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, tarafların bildirmediği vakıaları kendiliğinden inceleyemez ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka şeye karar veremez.
Somut olayda, davacı haftanın beş günü 08:00-17:00 saatleri arası, bir günü ise 08:00-13:00 saatleri arası çalıştığını beyanla fazla mesai alacağı talep etmiştir. Mahkemece davalı işyerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen iş müfettişi raporuna atfen davacının haftada dört saat fazla mesai yaptığı kabulüne göre fazla mesaiye hükmedilmiştir. Dava dilekçesinde belirtilen çalışma saatleri, kanuni ara dinlenme süreleri ve taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının haftalık kırkbeş saati aşan çalışması bulunmadığının anlaşılmasına göre fazla mesai talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def"inde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Somut olayda davacının ıslah dilekçesine karşı davalı Bakanlığın süresinde zamanaşımı def"inde bulunduğunun anlaşılmasına göre mahkemece ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def"i değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar. Faiz başlangıcında da bu tarih esas alınmalıdır.
Somut olayda, ... tarafından düzenlenen ve davacının emekliliği hak ettiğini gösterir belgeyi işverene bildirmediği anlaşıldığından kıdem tazminatı alacağı yönünden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabul edilmesi gerekirken, fesih tarihin esas alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.