Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4457
Karar No: 2018/4291
Karar Tarihi: 06.11.2018

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2018/4457 Esas 2018/4291 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, bir site yönetimi ile yüklenici arasındaki sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Davacı site yönetimi, davalı yüklenici şirkete karşı eser sözleşmesinin feshi, fazla yapılan ödemelerin iadesi ve zararların tazmini ile cezai şartın tahsili ve bir kısım senetlerin iadesini talep etmektedir. Ancak, davalı site yönetiminin aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Tarafların kimlikleri ile hak sahipliği belirli olmayan bir dava konusu hakkında, davanın yöneltilmesi gereken kişilere yöneltilmesi gerektiği belirtilmektedir. Sonuç olarak, karar bozulmuş ve davanın esasının yeniden incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 73. maddesi, tüketici mahkemeleri nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davaların her türlü harçtan muaf olduğunu belirtmektedir.
15. Hukuk Dairesi         2018/4457 E.  ,  2018/4291 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinin feshi, fazla yapılan ödemeler ile uğranılan zararların tazmini, cezai şartın tahsili ve bir kısım senetlerin iadesi istemine ilişkin olup; mahkemenin davacı site yönetiminin aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine dair kararı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kabul edilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı bu anlamda, def"i değil itiraz niteliğinde olup; taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re"sen nazara alınmalıdır. Nitekim Dairemizin 25.05.2015 tarihli, 2014/7154 Esas ve 2015/2790 Karar sayılı ilâmında da bu kurallara işaret edilmiştir.
    Davanın dayanağını teşkil eden 10.07.2013 tarihli sözleşme “Saydam Site Yönetimi” adıyla davacı ile davalı şirket arasında akdedilmiştir. Sözleşme konusu imalât da ortak alanlara ilişkindir. Site yönetimi adına dava açılabilmesi için yönetim ile yüklenici arasında akdî ilişkinin bulunması gerekli ve yeterlidir. Somut olayda, davalı yüklenici şirketin muhatabı, sözleşmede iş sahibi olarak bulunan davacı site yönetimi olduğundan; davacının
    aktif dava ehliyetinin varlığı kabul edilip davanın esasının incelenmesi gerekirken, davacı site yönetiminin aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı site yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı site yönetimi yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 6502 sayılı Kanun"un 73. maddesi gereğince tüketici mahkemeleri nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davalar her türlü harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 06.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi