Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.04.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile TMK"nın 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde TMK"nın 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olayda; dava konusu ... ada .. ve .. parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarına göre davacı ve davalılar ayrı ayrı 1/8 paya sahiptir. Davacı ile davalı F.. K.. arasındaki satış vaadi sözleşmesi 27.02.1995 tarihinde, davacı ile davalı R.. E.. arasındaki satış vaadi sözleşmesi ise 07.02.2000 tarihinde yapılmıştır. Dava konusu taşınmazların müşterek muris A.. E.."den geldiği ve murisin 05.03.1991 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Anılan sözleşmelerde davalılar murisleri Abdullah"tan intikal eden çekişme konusu taşınmazlardaki payın satışını vaat etmişlerdir. Tarafların kardeşi olan M.. E.. ise bekar ve çocuksuz olarak satış vaadi sözleşmeleri yapıldıktan sonra 20.11.2006 tarihinde vefat ettiğinden davalıların murisi olan kardeşleri M.. E.."den gelen miras paylarını da satış vaadi sözleşmesi ile davacıya devrettiklerinden söz edilemez. Bu nedenle bilirkişiden satış vaadi sözleşmesinin tanzim edildiği tarih itibariyle muris Abdullah"ın mirasçılarını ve paylarını gösterir şekilde yeniden rapor alınarak davalılar Fatma ve Ramazan"a ait miras payı hesaplanarak yalnızca bu payların iptali ile davacı adına tesciline karar vermek gerekirken davalılara muris Musa"dan gelen payı da kapsayacak şekilde tapu iptali ile tescile karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 04.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.