16. Hukuk Dairesi 2019/5319 E. , 2020/501 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 10 parsel sayılı 1.064,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Aynı çalışma alanında bulunan 115 ada 12 parsel sayılı 11.013,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise ... adına tespit edildikten sonra, 05.09.2012 tarihinde tapuda kayden davacı ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., 2009 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, maliki olduğu taşınmaza komşu olan ve yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili ve davalının maliki olduğu taşınmazın bir kısmının yol olarak tescil harici bırakılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 112 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 08.03.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 234.47 metrekarelik yol olarak bırakılan kısmın 183 ada 3 parsel sayılı taşınmaza eklenerek, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 08.03.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 231.93 metrekarelik kısmın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve arkadaşları vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiği 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde belirtilmiş olup, aynı zamanda Anayasa"nın 141/3. maddesinin de amir hükmü gereğidir. Buna göre mahkeme kararları, tarafların iddia ve savunmaların özetini, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri mutlaka kapsamalıdır. Tarafların, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilmeleri ve Yargıtay"ın kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığını denetlemesi ancak kararın gerekçeli olmasıyla mümkündür. Hüküm fıkrasında varılan sonucun nedenlerini açıklamayan ifadelerin gerekçe olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Somut olayda mahkeme kararı bu manada bir gerekçe içermemektedir.
Öte yandan; davacı, dava konusu ettiği davalıya ait 112 ada 10 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının yol olarak terkin edilmesini talep ettiği halde, mahkemece davacının talebinden farklı olarak, yol olarak bırakılması istenilen bölümün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Ayrıca, fen bilirkişi raporunda dava konusu 112 ada 10 parsel için yazılan sonuç ile 115 ada 12 parsel için yazılan sonuç, hüküm fıkrasında karıştırılarak birbiri yerine geçecek şekilde yazılmış ve geri çevirme kararımız ile dosyaya getirtilen yazıya göre, tapuda 183 ada 3 parsel sayılı bir taşınmaz bulunmamasına rağmen mahkeme sanki davacı adına kayıtlı böyle bir taşınmaz varmış gibi 112 ada 10 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ile 183 ada 3 parsel sayılı taşınmaza eklenerek tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Mahkemelerin, açık, infaz sırasında duraksamaya neden olmayacak biçimde ve infazı kabil hüküm vermek zorunda olduğu göz önüne alındığında; Mahkemece, gerekçesiz olarak, infazda karışıklığa yol açacak biçimde ve talep ile bağlılık ilkesine aykırı şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olup, davalılar ... ve arkadaşları vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle, usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılar ... ve arkadaşlarına iadesine,
yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.