14. Hukuk Dairesi 2013/15141 E. , 2014/2829 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2010/536-2013/106
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.08.2010 gününde verilen dilekçe ile ve 16.05.2011, 17.08.2012 tarihinde açılan davalar ile satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil, taşınmazın tapu kaydındaki hacizlerin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı S.. S.. vekili ve davalı G.. V.. Yönetimi A.Ş. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra vaat borçlusunun alacaklıları tarafından konulan hacizlerin terkini isteğine ilişkindir.
Davalı satış vaadi borçlusu A.. G.., açılan davayı kabul etmiştir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili, kendilerine husumetin yöneltilemeyeceğini, satış vaadi sözleşmesinin amacının ve tarafların niyetlerinin tartışılması gerektiğini belirterek davanın reddine ve haczin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı H.. Bank A.Ş. vekili, satış vaadi sözleşmesinin alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik ve muvazaalı olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Davalı L.. V.. Yönetim A.Ş. vekili, haczin düşmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığını ve aleyhlerine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tüm takyidatlardan arındırılmış şekilde davanın kabulü ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili ve bir kısım hacze konu alacağı davalı H.. Bank A.Ş. den devralan G.. V.. Yönetimi A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu taşınmazın son tapu kaydı incelendiğinde Aydın 2. İcra Müdürlüğünün 22.11.2012 tarihli ve 2009/4181 sayılı sayılı yazısı ile alacaklı E.. P.. lehine haciz şerhi konulduğu halde haciz lehtarının davada taraf olarak yer almadığı anlaşılmaktadır. Haciz veya ipotek şerhlerinin terkinine ilişkin davalarda lehtarların hakları etkileneceğinden haciz ve ipotek lehtarlarının davalı olarak gösterilmeleri gerektiğinden taşınmaz üzerinde haczi bulunan alacaklı E.. P.. usulüne uygun bir şekilde davaya dahil edilmeli, taraf teşkili sağlandıktan sonra bir karar verilmelidir.
Ayrıca, davalı M.. U.. K.."a yapılan tebligatta adresin Av. S.. A.."e ait olduğu ve muhatabın adreste bulunmadığı beyan edildikten sonra aynı adresteki işçisi tarafından alındığı anlaşılmıştır. Yani, tebligatın davalının adresi olarak gösterilen adreste davalının icra dosyasındaki vekilinin işçisine yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalının bilinen son adresine çıkarılan ilk tebligat ise iade edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesine göre tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Bu durumda davalı M.. U.. K.."a çıkartılan tebligat iade edildiğine göre muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilmeli ve tebliğ imkansızlığı veya tebellüğden imtina söz konusu olduğu takdirde kendisine Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebligat yapılmalıdır.
Açıklanan nedenlerle, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 04.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.