20. Hukuk Dairesi 2013/10424 E. , 2014/3569 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve davalılar ..., ..., ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1989 yılında yapılıp 19.07.1991 ilâ 19.08.1991 tarihleri arasında ilân edilen genel arazi kadastro sırasında, ... Köyü 857 parsel sayılı 6620,39 m² yüzölçümündeki taşınmaz zeytinlik niteliğiyle, zeytinlik parselaj haritası, Mart 1981 tarih 10 sıra numaralı tapu kaydı ve bu kaydın diğer tedavülleri dayanak alınarak paylı olarak ... ve diğerleri adlarına tesbit edilmiş, 07.02.1962 tarih ve 2 sıra sayılı tapu kaydına dayanarak ...Evlatları ve mirasçıları vekili Av. ...tarafından tesbite itiraz edilmiş, Kadastro Komisyonu tarafından vaki itiraz 30.04.1991 tarihinde reddedilerek 19.07.1991 ilâ 19.08.1991 tarihleri arasında komisyon kararı ilân edilmiştir.
Davacı ... ve ... 01.08.1991 tarihli dilekçe ile, taşınmazların murislerine ait Şubat 1962 tarih ve 1, 2 ve 3 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, bir bölümünün eski ... yeni adıyla ... Köyü sınırları içinde 373 ilâ 633 parsel sayısıyla tesbit görmüşse de, ... Çiftliği olarak geçen bölümünün ... Köyü sınırları içinde kaldığı, tapudaki paydaşların ölümünden sonra davalı gerçek kişiler yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluşmadığı iddiasıyla kadastro komisyon tesbitinin iptali ve tapudaki payları oranında, tapu makileri adına tapuya tescili istemiyle dava açmışlardır.
... ve paydaşları aynı savla, ... ve ... ise tapu malikleri mirasçılarından ...i ve bunların mirasçısı A. ...nin payını 1991 ilâ 1994 yılları arasında düzenlenen dört adet noter satım vaadi sözleşmesiyle satın aldığı, sözü edilen kişilere düşecek payın 1/2"şer payla adlarına tapuya tescili, Hazine taşınmazın zilyetlikle edinilemeyecek yerlerden olduğu, tesbitinin iptali ile Hazine adına tapuya tescili, Orman Yönetimi ise parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan Devlet Ormanı olduğu, tesbitin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili iddiasıyla davaya katılmıştır.
... da, çekişmeli taşınmazın davalılardan ... tarafından kendisine satıldığı savıyla davanın reddine karar verilmesini isteyerek, davalılar yanında yer almak için başvurmuştur.
Mahkemece, davacı ve müdahil davacı gerçek Kişiler ile Hazinenin davalarının reddine, katılanlar Hazma Yılmaz ve ...’ın tesbitten sonraki haklara dayandıklarından davalarının görev yönünden reddine, Orman Yönetiminin davasının kabulüne ve çekişmeli parselin tesbitinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve davalılar ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ... serisi olarak, 1967 yılında yapılıp tesbit tarihinden önce kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 22 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 1981 yılında yapılıp 24.07.1981 tarihinde ilân edilerek 24.07.1982 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ile 1988 ilâ 1990 yıllarında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve her ne kadar dava konusu taşınmazın 3573 sayılı Kanun uyarınca devlete ait yabani zeytinliklerin imar - ihya edildiği gerekçesiyle oluşan davalıların dayandığı Mart 1981 tarih 10 sıra sayılı tapu kaydının kök tapusu olan Ağustos 1965 tarih 9 sıra sayılı tapu kapsamında kalmakta ise de, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın, dayanılan tapu kaydının oluşumundan sonra 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu, orman tahdidine itiraz için öngörülen sürelerin çoktan geçtiği ve davalı gerçek kişilerin TMK 1007. maddesi uyarınca tazminat talep etme haklarının bulunduğu, ayrıca, davalıların adresi tesbit edilemediğinden 12.09.2004 tarihli gazete ile ilânen tebligat yapıldığı, bir kısım davalılar tarafından 31.05.2007 hâkim havale tarihli dilekçeler ile tebligata elverişli adreslerinin bildirildiği ve dilekçe tarihinden sonra yapılacak tebligatların bildirdiği adrese yapılmasının talep edildiği, 3402 sayılı Kanunun 29. maddesi uyarınca kadastro mahkemesinin görev alanına giren davaların basit yargılama usûlüne tabî bulunduğu, Hâkim"in gelmeyen tarafın yokluğunda yargılamaya devam ederek düzenli sicil oluşturması yükümlülüğü gözetilerek karar verebileceği anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişilere yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 25/03/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.