19. Hukuk Dairesi 2017/4428 E. , 2018/1432 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülmekte olan menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... BAM 17. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararın bu kere davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; belli günde yapılan duruşmaya çağrılan taraf vekillerinden duruşmaya gelen davacı vek. Av. ... sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin dava ve takip konusu 31/06/2014 vade tarihli 100.000,00-TL bedelli senette alacaklı görülen ... ile borçlu olarak yer alan ..."ı tanımadığını, hiç kimseye senet imzalayıp vermediği için sahte senet düzenlemiş olduğunu, senet alacaklısı ..."ın oğlu eczacı kalfası ..."ın müvekkiline ilaç reçetelerini imzalatırken hile ile 100.000,00 TL tutarlı senetin imzalatılmış olabileceğini ve ayrıca müvekkilinin adının ve imzasının sonradan eklenmiş olduğunu, senette bedelin malen alındığını bildirmesine rağmen karşı taraftan herhangi bir mal almadığını ve ticari ilişkisinin bulunmadığını, ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2015/12459 esas sayılı icra takibine konu 31/06/2014 vade tarihli 100.000,00-TL bedelli senetten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığına dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının davalı ve diğer borçluyu tanımadığı beyanının doğru olmadığı, senetteki imzanın davacıya ait olduğu, ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2015/510 E.sayılı dosyasında alınan iki ayrı raporda imzanın davacının eli ürünü olduğunun anlaşılması üzerine davanın reddine karar verildiği, ispat yükünün davacıda olup senede karşı senetle ispatlaması gerektiğini, her iki tarafında senedin alınışının mal karşılığı olmadığının kabulünde olduğunu, ispat yükünün davacıya ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre dava konusu bononun malen düzenlendiği, davacı ...’in imzasının bononun kefil kısmında yer aldığı, keşideci olarak dava dışı ...’ın gözüktüğü, davacının bononun ön yüzünde bulunan imzası nedeniyle avalist olduğu,TTK’nun 702/2. maddesi gereğince davacının temel ilişkide ortaya çıkacak defileri ileri süremeyeceği, davacının dayandığı hile iddiasının ise kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafın takibe konu bonoda keşideci olmadığı, bonodaki keşidecinin dava dışı olan ancak takip borçlusu olarak gösterilen ..."ın olduğu, davacının senet üzerindeki imzasının bono ön yüzünde bulunduğu, keşide haricinde atılan bu imzanın aval niteliği taşıdığı, buradaki bu imza poliçedeki bedelin ödenmesi konusunda keşideci borçlu yönünden alacaklıya karşı teminat niteliği taşıdığı, bu bakımdan davalının bonodaki malen ibaresinden dolayı mal alışverişinin bulunmadığı ya da davacının gıyabında verilen borç paraya karşılık senet düzenlendiği beyanlarının bir öneminin bulunmadığı, zira aval bağımsız nitelikte asıl borçlunun borcuna yönelik olarak taahhüt niteliğinde bulunduğundan keşidecinin taahhüdünün herhangi bir şekilde geçersizliği söz konusu olsa dahi avaldaki taahhüdün geçerliliğini etkilemeyeceği, davacı tarafın senede konu bedelin ödendiğini ya da ödememesi gerektiğini ispat etmek durumunda olduğu, aval konumunda bulunan davacının bu hususu ve hile iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.