22. Hukuk Dairesi 2015/2631 E. , 2016/17928 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalının iş sözleşmesi devam ederken 31.12.2009 tarihinde davacıya iş sözleşmesini imzalatmak istediğini, iş bu sözleşmeye göre davacının 2.100,00 TL olan net ücretinin 1.500,00 TL ye düşürülmek istendiğini, davacının aleyhine yapılan değişikliği kabul etmediğini, 20.01.2010 tarihli dilekçe ile davalıya bildirdiğini, davalının ise sözleşmeyi imzalamaması halinde davacı ile çalışamayacaklarını bildirdiğini, davalının 04.02.2010 tarihli yazı ile sözleşme ile ilgili net bildirimde bulunmaması halinde istifa etmiş olarak değerlendirileceğini davacıya bildirdiğini, davacının 10.02.2010 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi kabul etmediğini bildirdiğini, davacının istifaya zorlandığını, iş sözleşmesi feshedilirken ihbar öneli kullandırılmadığını, kıdem tazminatı ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı davalı işveren nezdindeki ilk dönem çalışmasını askerlik sebebiyle sonlandırmış ve bu dönem için mahkemece kıdem tazminatına hükmedilmiştir. Askerlik sonrasındaki 2. dönem çalışmasında davalı sözleşme imzalamak istemiş ve davacı aleyhe değişiklik içerdiği gerekçesiyle imzalamamıştır. Her ne kadar mahkemece sözleşmedeki aleyhe değişikliğin işveren tarafından düzeltildiği ve davacının sözleşmeyi imzalamayarak istifa ettiği değerlendirilmiş ise de, askerlikten önce sözleşme olmaması ve sonrasında işverenin sözleşme yapmak istemesi, askerlikten önce cezai şart hiç söz konusu değilken cezai şart konulması, fazla mesai saatlerinin sözleşmede belirtilmemesi davacının durumunda aleyhe değişiklik meydana getirmiştir. Hal böyle olunca davacı tarafından yapılan feshin haklı sebebe dayandığının kabulü ile 2. dönem çalışması için de kıdem tazminatı alacağına hükmedilmesi gerekirken reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında ibranamenin geçerli olup olmadığı konusu da ihtilaflıdır.
Somut olayda, mahkemece davacının askerlikten önceki dönem için davalıya ibraname verdiği gerekçesiyle fazla mesai ve genel tatil alacağı kabul edilmemişse de, söz konusu ibranamede fazla mesai ve genel tatil alacaklarının açıkça belirtilmediği, ibranamenin rakam da içermediği hususları dikkate alınarak tüm dönem için fazla mesai ve genel tatil acaklarının hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Ayrıca mahkemece davacının ıslah dilekçesi ile talep ettiği fazla mesai alacağından fazlasına hükmedilmesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun "taleple bağlılık ilkesi" başlığını taşıyan 26. maddesine aykırı olduğundan hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.