Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2016/4373
Karar No: 2020/6357
Karar Tarihi: 31.12.2020

Danıştay 8. Daire 2016/4373 Esas 2020/6357 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/4373
Karar No : 2020/6357


Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davalılar) : 1- … Bakanlığı
2- … Başkanlığı
Vekili : Av. …
3- … Barosu Başkanlığı - …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Davalı … Bakanlığı tarafından istemin reddi gerektiği savunulmakta olup; diğer davalılar tarafından savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, davacının avukatlık ruhsatnamesinin geri alınarak iptali ve bir daha yazılmamak üzere baro levhasından kaydının silinmesine ilişkin Antalya Barosu Yönetim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararının ve bu karara yapılan itirazın reddine ilişkin Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun … tarih ve E:… K:… sayılı kararında ısrar etmesine ilişkin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davacı hakkında Avukatlık Kanunu'nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, mesleğe kabulde engel haller arasında sayılan "Yasa dışı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan kesinleşmiş mahkumiyet hükmü bulunduğu anlaşıldığından, aynı Kanunun 74. maddesi uyarınca avukatlık ruhsatnamesinin geri alınarak iptali ve bir daha yazılmamak üzere baro levhasından kaydının silinmesine ilişkin işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlığa kabulde engeller" başlıklı 5. maddesinde, " Aşağıda yazılı durumlardan birinin varlığı halinde, avukatlık meslekine kabul istemi reddolunur a) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı iki yıldan fazla süreyle hapis cezasına ya da Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (...) zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkum olmak"; aynı maddenin 2. fıkrasında, "Birinci fıkranın (a) bendinde sayılan yüz kızartıcı suçlardan biri ile hüküm giymiş olanların cezası ertelenmiş, paraya çevrilmiş veya affa uğramış olsa da avukatlığa kabul edilmezler."; "Bir daha yazılmamak üzere levhadan silinme" başlıklı 74. maddesinde, "Cezai veya disipline ilişkin bir karar sonunda meslekten çıkarılanlarla 5 inci maddenin (a) bendinde yazılı suçlardan kesin olarak hüküm giyenlerin ruhsatnamesi baro yönetim kurulunca geri alınarak iptal ve adları bir daha yazılmamak üzere levhadan silinir. Bu işlerin uygulanması, kararın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Baro yönetim kurullarının bu maddeye dayanarak verdiği karara karşı avukat, kararın kendisine tebliği tarihinden itibaren onbeş gün içinde Türkiye Barolar Birliğine itiraz edebilir. Türkiye Barolar Birliğinin itiraz üzerine verdiği kararlar Adalet Bakanlığına ulaştığı tarihten itibaren iki ay içinde Bakanlıkça karar verilmediği veya karar onaylandığı takdirde kesinleşir. Ancak Adalet Bakanlığı uygun bulmadığı kararları bir daha görüşülmek üzere, gösterdiği gerekçesiyle birlikte Türkiye Barolar Birliğine geri gönderir. Geri gönderilen bu kararlar, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca üçte iki çoğunlukla aynen kabul edildiği takdirde onaylanmış, aksi halde onaylanmamış sayılır; sonuç Türkiye Barolar Birliği tarafından Adalet Bakanlığına bildirilir. 8 inci maddenin altıncı ve yedinci fıkraları hükümleri burada da kıyasen uygulanır." hükümlerine yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, … Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yapmakta iken, … Ağır Ceza Mahkemesi'nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla "yasa dışı silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılan ve bu cezası … Ceza Dairesi'nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla onanarak kesinleşen davacının, söz konusu mahkumiyet kararının Mahkemece … Barosu Başkanlığı'na bildirilmesi üzerine Antalya Barosu Yönetim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararıyla, Avukatlık Kanunu'nun 5/1-a ve 74/1. maddeleri uyarınca ruhsatnamesinin geri alınarak iptaline ve adının bir daha yazılmamak üzere baro levhasından silinmesine karar verildiği, karara yapılan itiraz üzerine Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla itirazın reddine karar verildiği, anılan kararın onaylanmak üzere Adalet Bakanlığı'na gönderilmesi üzerine, bu defa Adalet Bakanlığı'nın … tarih ve … sayılı yazısı ile Avukatlık Kanunu'nun 71/2. ve Avukatlık Kanunu Yönetmeliği'nin 25/2. maddeleri uyarınca levhadan silme kararı verilmeden önce avukatın yazılı cevabının istenmesi, kendisinin dinlenmesi veya dinlenmek üzere yapılan çağrıya süresi içinde uyulmamış olması gerektiği, Antalya Barosu Yönetim Kurulunca ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda avukata tebligat yapıldığına dair dosya içinde herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, bu nedenle Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca adı geçen avukatın yazılı cevabı istenmeden ve dinlenmek üzere çağrılmadan savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak şekilde silme kararı verildiği dikkate alınmaksızın itirazın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bir daha görüşülmek üzere iade edilmesi üzerine Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla ilgili avukat hakkında Avukatlık Kanunu'nun 5/1-a bendinde yazılı suçtan verilmiş mahkumiyet kararı Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğinden, kesin hüküm nedeniyle Kanunun 71. ve Yönetmeliğin 25/2. maddesinde belirtilen işlemler aranmaksızın Kanunun 74. maddesi uyarınca tesis edilen işlemde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle önceki kararda ısrar edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, Avukatlık Kanunu'nun 5/1-a bendi kapsamında kalan "yasa dışı silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan kesinleşmiş mahkumiyeti bulunan davacının, aynı Kanunun 74/1. maddesi uyarınca bir daha yazılmamak üzere baro levhasından kaydının silinmesine ilişkin Baro Yönetim Kurulu kararına yapılan itirazın reddine dair Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun önceki kararda ısrar edilmesine ilişkin dava konusu işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan davacı tarafından, dava ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen;
a- Dava konusu işlemin tesisine dayanak alınan mahkumiyet kararına konu ceza yargılaması safhasına ilişkin, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, davada ceza zaman aşımı sürelerinin dolduğu, hazırlık soruşturmasının usulüne uygun yürütülmediği, gerçek dışı delillere dayanılarak hakkında mahkumiyet kararı verildiği,
b- Avukatlık Kanunu'nun 74/1. maddesi uyarınca bir daha yazılmamak üzere baro levhasından silme işleminde aynı Kanunun 71/2. maddesinde belirtilen savunma alınmasına ilişkin usulün uygulanmadığı,
c- Ceza yasalarında yapılan lehe değişiklikler gereği, Avukatlık Kanunu'nun 5/1-a bendi kapsamında kalan suç sebebiyle cezadan kaynaklı hak yoksunluklarının süresiz olamayacağı, bu nedenle dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu iddialarının ayrı ayrı incelenmesi gerekmektedir.
Davacı tarafından, ceza yargılaması safhasına ilişkin ileri sürülen iddialar yönünden yapılan incelemede; bakılan davadaki uyuşmazlığın Avukatlık Kanunu'nun 5/1-a maddesi kapsamında kalan suç sebebiyle aynı Kanunun 74/1. maddesinin uygulanmasından kaynaklandığı, dolayısıyla temyiz incelemesinin de anılan maddelerin somut olaya tatbikinin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, bu nedenle söz konusu iddiaların bakılan davada incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı açıktır.
Baro Yönetim Kurulunun Avukatlık Kanunu'nun 74/1. maddesi uyarınca levhadan kayıt silme işleminin tesisinden önce aynı Kanunun 71/2. maddesinde savunma alınmasına ilişkin usulün uygulanmadığı iddiası yönünden yapılan incelemede;
Avukatlık Kanunu'nun "Levhadan ve avukatlık ortaklığı sicilinden silme" başlıklı 71. maddesinin 1. fıkrasında, "Levhadan silme ve avukatlık ortaklığı sicilinden silme kararını avukatın veya avukatlık ortaklığının kayıtlı olduğu baronun yönetim kurulu verir."; 2. fıkrasında, "Bu karardan önce avukatın yazılı cevabı istenmekle birlikte kendisinin dinlenmesi veya dinlenmek üzere yapılan çağrıya süresi içinde uymamış olması şarttır. Avukatlık ortaklığı hakkında da karar verilmesi için ortaklık tarafından görevlendirilecek bir ortağın dinlenmesi veya yapılan çağrıya uyulmamış olması gereklidir."; "Levhadan silinmeyi gerektiren haller " başlıklı 72. maddesinde, "Aşağıdaki hallerde avukatın adı levhadan silinir: a) Avukatlığa kabul için bu kanunun aradığı şartların sonradan kaybedilmiş olması, b) Ruhsatnamenin verildiği tarihte onun verilmemesini gerekli kılan sebeplerin varlığının sonradan tespit edilmiş bulunması, c) Üç ay içinde baro bölgesinde bir büro açılmamış olması veya büronun kapatılmış yahut baro bölgesi dışına nakledilmiş bulunması, uyarıya rağmen kayıtlı olduğu baro dışında sürekli olarak avukatlık yapan avukatın çalışmasını sürdürdüğü baroya kaydını yaptırmaması, d) Baro ve Türkiye Barolar Birliği yıllık keseneklerinin veya staj kredilerinin tebligata rağmen geri ödenmemesi, e) Avukatın, meslekten isteği ile ayrılmış olması, f) Topluluk sigortası primlerinin topluluk sözleşmesinde gösterilen zamanlarda ödenmemesi, g) 10 uncu maddedeki engele rağmen levhaya yazılmış olması."; "Levhaya yeniden yazılma hakkı" başlıklı 73. maddesinin 1. fıkrasında, "72 nci maddeye göre levhadan silinmeyi gerektiren hallerin sona erdiğini ispat eden avukat, levhaya yeniden yazılmak hakkını kazanır. Şu kadar ki, baro yönetim kurulu, gerekli gördüğü hallerde, sebeplerini de açıklamak suretiyle, levhaya yeniden yazılma talebinde bulunanı, ilk yazılmaya esas olan şartların hepsinin veya bir kısmının varlığını ispatla zorunlu tutabilir." hükümleri yer almış, "Bir daha yazılmamak üzere levhadan silinme" başlıklı 74. maddesinin 1. fıkrasında ise, 5 inci maddenin (a) bendinde yazılı suçlardan kesin olarak hüküm giyenlerin ruhsatnamesi baro yönetim kurulunca geri alınarak iptal ve adları bir daha yazılmamak üzere levhadan silineceği kuralına yer verilmiştir.
19/06/2002 tarih ve 24790 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Kanunu Yönetmeliği'nin "Levhadan ve Avukatlık Ortaklığı Sicilinden Silinme" başlıklı 25. maddesinde, "Avukatın baro ve Türkiye Barolar Birliği keseneklerini ödememekte direndiği ya da topluluk sigorta primlerini zamanında ödemediği veya Avukatlık Kanununun 72 nci maddesinde yazılı levhadan silinmeyi gerektiren nedenlerden birinin varlığının tespit edilmesi ya da avukatın yazılı istemi üzerine; levhasına yazılı olduğu baro yönetim kurulu tarafından, avukatın adının levhadan silinmesine karar verilir. Baro yönetim kurulu levhadan silme kararı almadan önce avukata tebligat yaparak tebliğden itibaren on gün içinde cevap vermesini ister; bu tebligatta avukata ayrıca, gün ve saati yazılarak dinlenmek üzere yönetim kurulunda hazır bulunması da bildirilir. Avukatın yazılı cevabı alındıktan, sözlü açıklamaları dinlendikten veya süresi içinde yazılı cevap vermediği ya da yapılan çağrıya uymadığı bir tutanakla tespit edildikten sonra, baro yönetim kurulu levhadan silme hakkında bir karar verir. Karar gerekçeli olur ve avukata tebliğ edilir. Bu karara karşı Avukatlık Kanununun 71 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca işlem yapılır."; "Yeniden Yazılma" başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında, "Avukat, Avukatlık Kanununun 74 üncü ve bu Yönetmeliğin 27 nci maddelerine göre levhadan silinmiş olmadıkça, silinmesini gerektiren hallerin sona erdiğini kanıtlayarak yeniden levhaya yazılma isteminde bulunabilir."; "Bir Daha Yazılmamak Üzere Levhadan Silinme" başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında, "Baro yönetim kurulu aşağıdaki durumların varlığı halinde avukatın bir daha yazılmamak üzere levhadan silinmesine karar verir. (...) c) Avukatlık Kanununun 5 inci maddesinin (a) bendinde yazılı olan suçlardan hüküm giyenler."; 2. fıkrasında, "Adı levhadan silinen avukat, Avukatlık Kanununun 71 inci maddesinde yazıldığı şekilde bu karara itiraz edebilir." 3. fıkrasında, "Avukatlık Kanununun 8 inci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları hükmü ile bu Yönetmeliğin 11 inci maddesi bu konuda da kıyasen uygulanır."; 4. fıkrasında, "Avukatlık Kanununun 74 üncü maddesine göre adları baro levhasından silinenlerin kimlikleri ruhsatnamenin geri alınıp alınmadığı da belirtilmek suretiyle Türkiye Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığına bildirilir. İlgilinin sicil durumu, Baro Başkanlığınca Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemine (UYAP) işlenir."; 6. fıkrasında, "Durum, Türkiye Barolar Birliğince Resmi Gazete’de yayımlanır." hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri bir arada değerlendirildiğinde, Avukatlık Kanunu'nda 72. maddeden ve 74. maddeden kaynaklı olmak üzere iki ayrı levhadan silinme halinin düzenlendiği, levhadan silme işleminin tesisinden önce avukatın yazılı cevabının alınması ve sözlü açıklamaları dinlenmek üzere davet edilmesine ilişkin usulün ise, Avukatlık Kanunu'nun 72. maddesinde belirtilen levhadan silme sebepleriyle sınırlı olarak uygulanacağı, kaldı ki Avukatlık Kanunu'nun 74. maddesinde söz konusu usulün uygulanmasına yönelik herhangi bir düzenlemenin yer almadığı, anılan maddede levhadan silme kararı verilebilmesi için sadece aynı Kanunun 5/1-a bendi kapsamında kalan bir suç sebebiyle kesinleşmiş mahkumiyet şartının arandığı, söz konusu şartın somut olayda gerçekleşmesi halinde ise Baro Yönetim Kurulu'nun levhadan silme işlemi konusunda bağlı yetki içinde olduğu, farklı bir işlem tayini konusunda takdir yetkisine sahip bulunmadığı, oysa yapılacak araştırmaya dayalı olarak Avukatlık Kanunu'nun 72. maddesinde belirtilen şartların gerçekleştiği konusunda kanaate varan Baro Yönetim Kurulu'nun ilgili avukatın savunmasını alarak levhadan silinme koşullarının gerçekleşmediği kanısına varması durumunda takdir yetkisine dayalı olarak koşulları oluşmadığından ilgili avukatın levhadan silinmemesi yönünde karar alabileceği açıktır.
Bu durumda, Avukatlık Kanunu'nun 74/1. maddesinin uygulanmasında avukatın savunmasının alınmasına gerek bulunmadığından dava konusu Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun ısrar kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Avukatlık Kanunu'nun 5/1-a bendi kapsamında kalan suç sebebiyle cezadan kaynaklı hak yoksunluklarının süresiz olmadığı iddiası yönünden yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Güvenlik Tedbirleri" ana başlığı altında "Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" başlıklı 53. maddesinin 1. fıkrasında, kişinin kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılacağı hüküm altına alınmış, aynı maddenin (e) bendinde ise "Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmek", kullanmaktan yoksun bırakılacak haklar arasında sayılmıştır. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise, kişinin işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamayacağı belirtilmiştir.
01.06.2005 tarih ve 25832 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Adli Sicil Kanunu'na 19.12.2006 tarih ve 26381 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 38. maddesiyle eklenen 13/A maddesinin 1. fıkrasında, "5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir." hükmü; aynı maddenin 3. fıkrasında ise, "Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir." hükmü yer almaktadır.
1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun hak yoksunluklarını içeren 53. maddesinin de içinde yer aldığı genel hükümlerinin, özel ceza kanunları ve ceza içeren diğer kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağını belirten 5. maddesinin, Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un Geçici 1. maddesi gereği, diger kanunlarda buna uygun değişiklikler yapılması amacıyla 31 Aralık 2008 tarihinde yürürlüğe girmesi kabul edilmiştir. Türk Ceza Kanununun yürürlüğe girdigi 1 Haziran 2005 tarihi itibariyle, bu Kanunun 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları, cezanın infaz süresi ile sınırlı olarak sonuç doğurmakta iken, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48., 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 8/h, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 5/1-a, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 7., 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanununun 2/b, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik Serbest Muhasebeci Mali Müsavirlik ve Yeminli Mali Müsavirlik Kanununun 4/d, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 10/d, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkında Kanunun 7/son maddeleri ile Anayasa’nın 76/2. maddesinde aynı mahkumiyete bağlanan hak yoksunlukları ise süresizdir. Uyum yasalarının çıkarılacağı sonraki süreçte, anılan kanun maddelerinde birtakım değişiklikler yapılmış ise de; “affa uğramış olsa bile” ibareleri muhafaza edilmiş veya aynı sonucu doğuracak biçimde “Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmis olsa bile” ifadesi getirilmiştir. Bütün bu yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Türk Ceza Kanununda düzenlenen hak yoksunlukları infaz süresi ile sınırlı olmasına karşın, yukarıda belirtilen ayrıksı düzenlemeler nedeniyle, gerek Türk Ceza Kanununda düzenlenen suçlara gerekse diğer kanunlarda öngörülen suçlara ilişkin mahkûmiyetlerden doğan süresiz hak yoksunlukları halen dahi bazı özel yasalarda bulunmaktadır. Bu kapsamda, 08/02/2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 326. maddesiyle Avukatlık Kanunu'nun 5/1-a bendine eklenen "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile" ibaresi ile aynı Kanunun 5/2. maddesinde yer alan "affa uğramış olsa da avukatlığa kabul edilmezler." ibareleri, Avukatlık Kanununda belirtilen katalog suçlardan mahkumiyet halinde süresiz hak yoksunluğu doğuran hükümlerdir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, Avukatlık Kanunu'nun 5/1-a bendi kapsamında kalan "yasa dışı silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan kesinleşmiş mahkumiyeti bulunan ve hakkında 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 13/A maddesi uyarınca verilmiş yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı da bulunmayan davacının halihazırda Avukatlık Kanunu'ndan kaynaklı süresiz hak yoksunluğu devam etmekte olup; söz konusu hak yoksunluğunun ortadan kaldırılabilmesi için 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 13/A maddesinde belirtilen şartlar yerine getirilerek "yasaklanmış hakların geri verilmesi" kararı alınmış olması gerekmektedir.
Her ne kadar kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca birtakım hakların kullanılması cezanın infaz süresi kadar kısıtlanmakta ve infaz süresinin bitiminde kullanılması yoksun bırakılan hakların başkaca bir karara gerek olmaksızın kişiye kendiliğinden avdet edeceği açık ise de; 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 13/A maddesinde iade istemine konu hakkın, ceza mahkemelerinin Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca mahkumiyet kararına bağlı olarak yasakladığı haklar olmayıp; söz konusu mahkumiyet kararı nedeniyle bazı özel kanunlardan (Avukatlık Kanunu, Devlet Memurları Kanunu, Noterlik Kanunu gibi) kaynaklı kısıtlanan haklar olduğu açıktır.
Öte yandan süresiz hak yoksunluğunun giderilmesine yönelik alınacak yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı ile birlikte hakkında oluşacak yeni hukuki durum değerlendirilmek üzere 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca Antalya Barosu'na yapılacak başvuru ile baro levhasına yeniden yazılmak üzere talepte bulunulabileceği tabiidir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddiyle … İdare Mahkemesince verilen ve hüküm fıkrası itibariyle hukuka uygun bulunan kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 31/12/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


KARŞI OY :

(X)- Dava, davacının avukatlık ruhsatnamesinin geri alınarak iptali ve bir daha yazılmamak üzere baro levhasından kaydının silinmesine ilişkin Antalya Barosu Yönetim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararının ve bu karara yapılan itirazın reddine ilişkin Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun … tarih ve E:… K:… sayılı kararında ısrar etmesine ilişkin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Levhadan ve avukatlık ortaklığı sicilinden silme" başlıklı 71. maddesinin 1. fıkrasında, "Levhadan silme ve avukatlık ortaklığı sicilinden silme kararını avukatın veya avukatlık ortaklığının kayıtlı olduğu baronun yönetim kurulu verir."; 2. fıkrasında, "Bu karardan önce avukatın yazılı cevabı istenmekle birlikte kendisinin dinlenmesi veya dinlenmek üzere yapılan çağrıya süresi içinde uymamış olması şarttır. Avukatlık ortaklığı hakkında da karar verilmesi için ortaklık tarafından görevlendirilecek bir ortağın dinlenmesi veya yapılan çağrıya uyulmamış olması gereklidir."; "Levhadan silinmeyi gerektiren haller " başlıklı 72. maddesinde, "Aşağıdaki hallerde avukatın adı levhadan silinir: a) Avukatlığa kabul için bu kanunun aradığı şartların sonradan kaybedilmiş olması, b) Ruhsatnamenin verildiği tarihte onun verilmemesini gerekli kılan sebeplerin varlığının sonradan tespit edilmiş bulunması, c) Üç ay içinde baro bölgesinde bir büro açılmamış olması veya büronun kapatılmış yahut baro bölgesi dışına nakledilmiş bulunması, uyarıya rağmen kayıtlı olduğu baro dışında sürekli olarak avukatlık yapan avukatın çalışmasını sürdürdüğü baroya kaydını yaptırmaması, d) Baro ve Türkiye Barolar Birliği yıllık keseneklerinin veya staj kredilerinin tebligata rağmen geri ödenmemesi, e) Avukatın, meslekten isteği ile ayrılmış olması, f) Topluluk sigortası primlerinin topluluk sözleşmesinde gösterilen zamanlarda ödenmemesi, g) 10 uncu maddedeki engele rağmen levhaya yazılmış olması."; "Levhaya yeniden yazılma hakkı" başlıklı 73. maddesinin 1. fıkrasında, "72 nci maddeye göre levhadan silinmeyi gerektiren hallerin sona erdiğini ispat eden avukat, levhaya yeniden yazılmak hakkını kazanır. Şu kadar ki, baro yönetim kurulu, gerekli gördüğü hallerde, sebeplerini de açıklamak suretiyle, levhaya yeniden yazılma talebinde bulunanı, ilk yazılmaya esas olan şartların hepsinin veya bir kısmının varlığını ispatla zorunlu tutabilir."; "Bir daha yazılmamak üzere levhadan silinme" başlıklı 74. maddesinde, "Cezai veya disipline ilişkin bir karar sonunda meslekten çıkarılanlarla 5 inci maddenin (a) bendinde yazılı suçlardan kesin olarak hüküm giyenlerin ruhsatnamesi baro yönetim kurulunca geri alınarak iptal ve adları bir daha yazılmamak üzere levhadan silinir. Bu işlerin uygulanması, kararın kesinleşmiş olmasına bağlıdır." hükümlerine yer verilmiştir.
Olayda, davacının bir daha yazılmamak üzere baro levhasından kaydının silinmesine ilişkin Baro Yönetim Kurulu kararına yapılan itirazın reddine ilişkin Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun … tarih ve E:… K:… sayılı kararının avukatın yazılı cevabı istenmeden ve dinlenmek üzere çağrılmadan levhadan kaydının silindiğinden bahisle kararın tekrar görüşülmek üzere geri gönderilmesine ilişkin Adalet Bakanlığı'nın … tarih ve .. sayılı yazısı üzerine Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun … tarih ve E:… K:.. sayılı kararıyla, Avukatlık Kanunu'nun 74. maddesinde belirtilen levhadan silinme işleminin aynı Kanunun 72. maddesinde belirtilen levhadan silinme işleminden ayrık olarak düzenlendiği, Avukatlık Kanunu'nun 5/1-a maddesinde yazılı suçtan verilmiş mahkumiyet kararının kesinleşmesi üzerine Kanunun 74. maddesinin uygulanabilmesi için avukatın savunmasının alınmasına gerek bulunmadığı gerekçesiyle önceki kararda ısrar edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri bir arada değerlendirildiğinde, avukatın yazılı cevabının alınması ve sözlü açıklamaları dinlenmek üzere davet edilmesine ilişkin usulün baro levhasından kayıt silme işlemlerinden önce uygulanması gereken ortak kural niteliğinde olduğu, kaydın silinmesine ilişkin sebebin Kanunun 72. veya 74. maddesinden kaynaklanmış olmasının her iki madde açısından farklı uygulama yapılmasını gerektirir hukuksal bir yönünün bulunmadığı, aksi düşüncenin Kanunun 74. maddesinden kaynaklı baro levhasından kayıt silme işlemlerinde avukatın savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracağı açık olduğundan, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun dava konusu ısrar kararında hukuka uyarlık bulunmadığından, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşü ile aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyoruz.






Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi