20. Hukuk Dairesi 2014/1874 E. , 2014/3558 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2013/687 Esas - 2013/880 Karar
Taraflar arasında görülen dava sırasında davalılar vekili tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Bu konuda verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde, davalılar vekili tarafından süresinden sonra istenilmiş olmakla, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Taraflar arasında görülen tazminat davası sırasında davalılar vekili tarafından 04.06.2010 tarihli dilekçe ile "...Hâkimin davacı tarafa nasıl hareket etmesi konusunda nasihat verdiği, yol gösterdiği, vereceği kararı açıklar nitelikte davanın ıslahı için süre verdiği...” gerekçesiyle reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Reddedilen Hâkim ..., 07.07.2010 günlü celsede ara karar ile "...usûl kurallarının hatırlatılması niteliğinde olduğu, bu yöndeki ara kararın gerekçe gösterilmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan ve davayı uzatmak amacıyla yapıldığı..." gerekçesiyle ret talebinin H.U.M.K."nun 35. maddesi gereğince geri çevrilmesine karar verilmiş, karar davanın esasına ilişkin verilen karar ile birlikte temyiz edilmekle Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 28.02.2012 gün ve 2011/103 Esas 2012/3032 sayılı kararı ile "...Mahkeme hâkiminin, hâkimin reddi talebinin reddine ilişkin olan geri çevirme kararı HMK 41"de belirtilmiş olan koşulları taşımadığından doğru olmadığından HMK 40’ta belirtilen usûl çerçevesinde inceleme yapılması gerektiği..." gereğine değinilerek sair hususlar incelenmeksizin bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra H.M.K. 41/1-b maddesi gereğince ret sebebine ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemesi sebebi ile aynı Kanunun 42/3. maddesi gereğince reddi hâkim talebinin reddine ve ret talebinin kötüniyetle yapıldığının sabit olmaması nedeniyle disiplin para cezası verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen karar davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur.
Dairenin 01.04.2013 gün 2013/1403-3532 sayılı bozma kararında, davalılar vekilinin temyizinin süre yönünden reddine karar verilerek, davacılar vekilinin temyiz istemi yönünden özetle "...davalılar vekilinin reddi hâkim talebini incelemeye yetkili ve görevli merciin H.M.K."nun 40. maddesi hükümleri uyarınca belinlenmesinden sonra, dosyanın merciye gönderilmesi, merci tarafından aynı Kanunun 42. maddesi hükmü uyarınca talebin incelenmesi yapılarak olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması, bu hükmün taraflarca temyiz edilmesi halinde dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay"a gönderilmesi...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, dosya merci sıfatıyla Asliye 3. Hukuk Mahkemesine gönderilmiş ve bu mahkemece merci sıfatıyla yapılan inceleme sonucunda 05.11.2013 gün 2013/50 D.iş Esas 2013/61 Karar sayı ile reddi hâkim talebinin reddine ve disiplin para cezası uygulanmasına yer olmadığına ilişkin karar verilmiş ve karar kesinleşmeden dosya yeniden mahkemesine iade edilmiştir. Mahkemece, reddi hâkim talebinin karar altına alındığı, önceki bozma kararı gerekçeleri dikkate alındığında davanın esasına yönelik tekrar hüküm kurulmaksızın H.M.K. 41/1-b maddesi gereğince ret sebebine ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemesi sebebi ile aynı Kanunun 42/3. maddesi gereğince reddi hâkim talebinin reddine ve ret talebinin kötüniyetle yapıldığının sabit olmaması nedeniyle disiplin para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın esası hakkında mahkemece verilen 07.07.2010 gün 2005/192 - 476 sayılı karar, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından 28.12.2012 gün 2011/103-3032 sayılı karar ile sair temyiz itirazlarının incelenmediği belirtilmek suretiyle davalılar vekilinin reddi hâkim istemi konusunda HMK 40. maddesinde belirtilen usûl çerçevesinde inceleme yapılması gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK."nun 435 ve devamı maddeleri gereğince yapılan temyiz incelemesi sonucunda, mahkeme tarafından verilen kararın bozulması halinde, önceki verilen hüküm ortadan kalkar. Mahkemece, ya bozma kararına uyulmasına veya bozma kararına karşı direnme kararı verilir. İkinci halde, Hukuk Genel Kurulu tarafından direnme kararı kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiş olması halinde ise mahkemece karara uyulması zorunludur.
Somut olayda, hüküm, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından, bozulmakla ortadan kalkmış olup, mahkemece de bozma kararına uyulmuş ve bozma ilâmında belirtildiği gibi, dava dosyası, reddi hâkim talebinin incelenmesi için gönderilmiş ve merci tarafından talep reddedilmiştir. Taraflarca bu karar süresi içinde temyiz edilmediğinden, reddi hâkim talebinin reddi kararı kesinleşmiş olduğuna göre, mahkeme tarafından önceden verilen ve bozulması nedeniyle ortadan kaldırılan hükmün yerine dosya kapsamında toplanan delillerin değerlendirilmesi ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın esasına ilişkin yeni bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, önceki bozma kararı gerekçeleri dikkate alınarak davanın esasına yönelik tekrar hüküm kurulmadığı belirtilmek suretiyle reddi hâkim talebinin reddine ve ret talebinin kötüniyetle yapıldığının sabit olmaması nedeniyle disiplin para cezası verilmesine yer olmadığına ilişkin merci kararının tekrarı mahiyetinde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/03/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.