Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/538
Karar No: 2020/6723
Karar Tarihi: 31.12.2020

Danıştay 4. Daire 2018/538 Esas 2020/6723 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/538
Karar No : 2020/6723


TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Hırdavat Ticaret ve Sınai Ürünler Sanayi İç ve Dış Ticaret Lt. Şti

İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına sahte fatura kullandığından bahisle re'sen tarh edilen 2013/1,2,3,4,6,9 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; uyuşmazlık konusu dönemde davacının fatura aldığı Bakırköy Vergi Dairesi mükellefi ... Teknik Hırd. Yapı ve End. Ürn. Mak. Yed. Parç. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen 12/02/2015 tarih ve 2015-A-2377/3 sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda, adı geçen mükellefin sahte fatura düzenlediği konusunda yeterli ve açık tespitlerin bulunmadığı, dolayısıyla adı geçen mükelleften alınan fatura tutarları üzerinden indirim konusu yapılan katma değer vergilerinin reddedilerek ilgili dönemler için tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu olayda davacıya fatura düzenleyen mükelleflerin gerçek bir ticari faaliyetlerinin olmadığı ve düzenledikleri tüm faturaların sahte olduğunun mükellefler hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarıyla şüpheye mahal vermeyecek derecede açık ve somut bir şekilde tespit edildiği, davcı mükellef adına tarh edilen cezalı katma değer vergilerinde hukuka aykırı bir hususun bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : ...

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da zorunludur.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu dönemde davacının fatura aldığı Bakırköy Vergi Dairesi mükellefi ... Teknik Hırd. Yapı ve End. Ürn. Mak. Yed. Parç. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen 12/02/2015 tarih ve 2015-A-2377/3 sayılı Vergi Tekniği Raporu'nun değerlendirilmesinden; mükellefin hırdavat malzemesi ve el aletleri toptan ticareti ile iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, mükellef kurumun bilinen son iş yeri merkezine 23/09/2014 tarihli defter belge isteme yazısı gönderildiği, 02/10/2014 tarihinde düzenlenen yoklama fişliyle mükellefin yaklaşık 1 yıl önce ayrıldığı ve yeni adresinin çevredekilerce bilinmediği, aynı adresin mülk sahibi ile olan görüşmede mükellefin yaklaşık 1 yıl önce ayrıldığı ve bir yıllık kirasını vermeden bir gecede kaçtığı beyanında bulunduğu, bunun üzerine şirket müdürünün bilinen son adresine defter belge isteme yazısının gönderildiği, 05/11/2014 tarihinde yazının tebliğine rağmen, yasal süre geçmesine rağmen yasal defter ve belgelerin ibraz edilmediği, mükellef hakkında yapılan 22/05/2012 tarihli yoklamada işe başlama tarihinin 15/05/2012 olduğu, işyerinin 30 m2 olduğu, firmanın toptan hırdavat malzemesi satışıyla iştigal ettiği, işyerinde büro malzemeleri ve 8.000 TL tutarında emtia bulunduğu, 27/08/2012 tarihli yoklamada ilgili adresin boş ve kiralık olduğu, han çaycısının beyanına göre mükellefin 30/06/2012 tarihinde belirtilen adresi terk ettiği, 27/06/2013 yapılan yoklamada işyerinde ... isimli şahsın bulunduğu, işyeri sahiplerini tanımadığı, arkadaşı ...'ın yerine birkaç saatliğine iş yerine baktığını beyan ettiği, iş yerinde az miktarda hırdavat malzemesinin bulunduğu, iş yeri kapasitesinin kdv matrahı ile uyumlu olmadığı, yetersiz olduğu, 02/07/2013 tarihinde yapılan yoklamada ise, 18/04/2011 tarihinden beri belirtilen adreste hırdavat malzemeleri toptan ticareti ile iştigal edildiği, işyerinin 15 m2 olduğu, 2 çalışanın olduğu, işyerinde demirbaş ve büro malzemeleri ve 4.000 TL tutarında emtia bulunduğu, 2011,2012,2013 ve 2014 hesap dönemlerine ait yasal defterlere ait tasdik bilgilerine ulaşılamadığı, ödenmemiş vergi borçlarının bulunduğu, mükellefin 2013 hesap döneminde 17.360.463,00 TL'lik alış yaptığını beyan etmesine rağmen, karşı firmaların mükellefe toplamda 25.658.960,00 TL satış yaptığını bildirdiklerinin tespit edildiği, 2013 yılı katma değer vergisi matrah toplamının 17.359.169,48 TL olduğu, 2013 yılında vermiş olduğu Bs bildiriminde 17.197.291,00 TL'lik satış yaptığını bildirdiği, mükellefin 2013 hesap dönemindeki alışlarının %92'sinin özel esaslara tabi mükelleflerden yapıldığı, söz konusu alışlarının %16'sı hakkında sahte fatura düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporunun tanzim edildiği, mükellef kurumun 2011 hesap döneminde vermiş olduğu Bs bildiriminde 168 belge karşılığı 1.750.781,00 TL mal hizmet satışı beyan ettiği, mükellefin 06/01/2015 tarihi itibariyle 64.433,53 TL vergi borcu bulunduğu, faaliyet hacmi dikkate alındığında son derece küçük tutarlı ödemelerde bulunduğu, mükellefin 2011 hesap dönemi kurumlar vergisi beyannamesinden tespit edildiği kadarıyla aktif toplamının 1.381.939,94 TL olduğu, bunun 1.346.43 TL'sinin maddi olmayan duran varlık (kuruluş ve örgütlenme gideri) olduğu, dolayısıyla aktif yapısının %99,9'unun dönen varlıklardan oluştuğu ve bu dönen varlıkların %97'inin kasa ve ticari alacaklar hesabından oluştuğunun tespit edildiği, mükellef kurumun hiçbir duran varlığının olmadığının tespit edildiği, bu da mükellef kurumun bilanço yapısının beyan ettiği nitelikte faaliyet hacmini gerçekleştirebilecek bir büyüklüğe sahip olmadığını gösterdiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bütün halinde değerlendirilmesinden, mükellefin işyerinde emtia veya iş hacmini gerçekleştirecek düzeyde herhangi bir ticari varlığa rastlanmadığı, Ba-Bs analizinde tutarsızlıklar olduğu, yasal defter tasdik bilgilerine ulaşılamadığı, yoklamalarda faaliyet konularının yürütüldüğüne dair yeterli emare bulunmadığı, gerekli emek gücü, alet edavat ve teçhizata sahip olmaksızın bildirilen cirolara ulaşmalarının teknik icaplarla bağdaşmadığı somut tespitlerle ortaya konulduğundan davacının söz konusu mükelleften aldığı faturaların gerçek mal teslimine dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 31/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.



(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu vergi dava dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi